© Kıbrıs Haber Sitesi 2023

Tutuklamaların arkasında kim var?

▪Kıbrıs Genç TV’de canlı olarak yayınlanan Yrd.Doç.Dr. Güven Arıklı’nın hazırlayıp sunduğu “Haftaya Bakış”a konuk olan Yeniden Doğuş Partisi Milletvekili Bertan Zaroğlu “Afrika gazetesine olanlar hoş değildi buna diyecek bir şey yok. Peki neden bu noktaya gelindi, neden tedbir alınmadı, olayın buraya kadar gelmesini kim sağladı, bunlar neden söz konusu olmuyor?” dedi

Güven Arıklı’nın “Sizin başkanlığınızda parti meclisi toplantınız yapıldı, Genel başkanınız istifa etti fakat kabul görmedi yaşananları değerlendirir misiniz” sorusunu yanıtlayan Zaroğlu “Başkanlığını yürüttüğüm parti meclisinde genel başkanımızın bir istifası gündeme geldi, biz ise bu seçimden başarılı çıktığımızı düşünerek böyle bir olaya gerek olmadığını defalarca söyledik. Fakat genel başkanımız onurlu bir duruş sergileyerek istifa edeceğini daha önceden beyan ettiği için bunu yapması gerektiğini söyledi ve istifasını sundu. Fakat tüm MYK üyeleri bunu reddettiler” dedi.

 

Manipülasyonlara rağmen

Seçim öncesi bir çok manipülasyon yapıldığına dikkat çeken Zaroğlu “Anket şirketleri tarafından %1-2’lerde gösteriliyorduk hatta anketlerde ismimiz geçmiyordu. Bu tür bir ortamın hakim olduğu bir düzende bizim seçimden bu oyla çıkmamız başarısızlık olarak nitelendirilmemeli. Biz oyumuzun %10’un üzerinde olduğunu biliyorduk. Yanan oylar ve üzerimize oynanan olaylar bize %7 oy getirdi. Biz yeni kurulan bir partiydik, örgüt eksiklerimiz vardı, bütçe sıkıntımız çoktu, çalışanlar gönüllülük esasına göre iş yaptı. O kadar manipülasyon ve imkansızlıklarda bunun bir başarı olarak görülmesi gerekiyor. Bizler de bunu bir başarı olarak gördüğümüz için genel başkanımızın istifasını kabul etmedik” ifadesini kullandı.

 

“Türk milleti kan emici dediler”

Arıklı’nın “Geçen haftaki yaşanan olayları anlatır mısınız, Meclis’te de tepkide bulundunuz neler oldu” şeklindeki sorusunu yanıtlayan Zaroğlu “Şunu belirteyim ki benim yaptığım gayri ihtiyari bir hareket değildi. Protesto amaçlı olarak yapılmıştır. Doğuş Derya’nın ve paçavra gazete Afrika’nın halkı kışkırtmasıyla beraber kullandığı faşist kelimesi ve terör örgütüyle ilişkileri ispatlanmış bu  kişiye bir tepki ortaya koymak gerekiyordu. Ben de bunu gerçekleştirdim. Bu hareketin fiziki bir darbe olmadığını biliyordum. Yani tamamen bir tepki olarak yapılmıştır. Türkiye cumhurbaşkanının öncülüğünde Türk milletine kan emici kelimesini kullandı. Dolayısıyla halet-i ruhiyemiz ona karşı iyi değildi zaten bu olay onun ilk yaptığı kışkırtıcı eylem de değildi. Doğuş Derya’nın daha önceden de Türk milletine, Meclis’ine, Askerimize, peygamber ocağına tecavüzcü yaftası vurdu. Ben de bunu bir sembolik tepki olarak gerçekleştirdim. Afrika gazetesine olanlar hoş değildi buna diyecek bir şey yok. Peki neden bu noktaya geldi, neden tedbir alınmadı, olayın buraya kadar gelmesini kim sağladı bunlar neden söz konusu olmuyor?” diye sordu.

 

“Ağır tahrik neden dikkate alınmadı”

Zaroğlu “Eşittir’in sağ tarafına bakıyorlar tamam da bundan önce yapılmış bir işlem var, ağır bir tahrik var, çıktığım programlarda da ifade ettim” diyerek şunları söyledi: “Bakın bu ülkede yaşayan 30-35 bin kişinin ailelerinden bu savaşın göbeğinde olan aile bireyleri var, ben bu isimlerden biriyim. Benim yaşadığım yere bugün bomba düştü. Yaşanan yerde genç bir kız kardeşimiz hakkın rahmetine kavuştu, şehit oldu. Şimdi böyle bir durumda Türk milletinin de böyle bir ortamda oluşuyla taş atılmış ve Afrika gazetesinin camı kırılmış ama 80 milyonun kalbi kırıldı sarf edilen sözlerle. Ne demek işgalci. Kıbrıslı Türkler böyle bir söylemi kabul etmezler. Bunlar bir azınlık olarak arada dolaşmakta ve kutuplaşmayı sağlamak için elinden geleni yapmaktadır” diyerek şunların altını çizdi:

 

“Ortada emare yok, 1 ay tutukluluk var”

“Herkesi sonucu yönlendirmeye çalışıyorlar. Şimdi baktığınız zaman şiddeti kimse hoş karşılamıyor, bu yakalanan arkadaşlar mahkemeye çıkarıldı ve ben bizzat gidip konuşulanları takip ettim. Yani ortada çok büyük bir yanlışlık var. Oradakilerin 6’sı da o taşlama olayının içinde bulunmadılar. Orada hiç suçu olmayan arkadaşlarımız da vardı. Baktığımızda ortada bir emare yok ve bu insanlara bir ay tutukluluk verildi. Bakıyoruz, soruyoruz, soruşturuyoruz. Adaletin kestiği parmak acımaz bunu kabul ediyoruz. Ama ortada bir yanlışlık var. O mahkemenin yargıcı ile ilgili sosyal medyada siyasi bağlantılı fotoğraflar paylaşıldı. Bugün bunları burada dile getirmek durumundayım. Elbette ki adalete ve adaletin söylediğine hiçbir şekilde karşı duruşumuz olamaz ama yaşanmış olaylar da vardır. Yargıçın kendi profilinde paylaştığı fotoğraf sosyal medyada dolaşıyordu. Birinci ayın 17’sinde Girne Kaza Mahkemesi’nde bir dava görüldü, taciz edilen bir kadının şikayeti ile adam içeri alındı sonra serbest bırakıldı. Adam çıkar çıkmaz tüfeğini aldı kadını yakalayıp  iki el ateş etti ve kadın yaralandı. Adam tekrardan tutuklanarak mahkemeye  çıkarıldı kadın ameliyata alındı. Adam bir hafta içeride yattı ve 10.000 bin TL teminat ve iki kefille serbest bırakıldı. Şimdi bakıyoruz bir tarafdan iki mermi attı adam öldürmeye teşebbüs etti diğer taraftan bakıyoruz en ağır suç işleyen Afrika gazetesine taş atan kişiler 1 aylığına ceza evine gönderildi. Teminatla bırakılabilecekken ki bunu polis ve savcının da dile getirmesine rağmen yargıç çıktı ve bir ay tutukluluk verdi. Allah aşkına ben kararı tartışmıyorum diğer örnekleri ortaya koyarak halkın anlamasını istiyorum”

 

“Tutuklamaların arkasında kim var?”

Arıklı’nın “Sayın Serdar Denktaş toplumsal barış için bu yola girdik dedi. Bu 4’lü koaliyon modelini nasıl değerlendirirsiniz?” şeklindeki sorusunu yanıtlayan Zaroğlu

“Toplumsal barışı sağlaması gereken sayın Cumhurbaşkanıdır. Kendisi bizi hükümet kurulması için davet ettiğinde sayın genel başkanımız ve genel başkan yardımcımız ile gittik ve oradaki konuşmada Cumhuriyet Genel Kurulu’nun toplanması gerektiğini, tüm siyasi partilerle ortak bir açıklama yapılabileceğini, ortamın çok gergin olduğunu ve buna müdahalenin en önce Cumhurbaşkanı’nın yapması gerektiğini söyledik. Bu konuda kendisinden genel başkanımız rica etti. Fakat sayın cumhurbaşkanı bu olaylara  müdahale edip sakinleştirmesi gerekirken dünkü tutuklanma olaylarının ardında sayın Akıncı’nın olduğu ve bununla ilgili polisin kendisine sunduğu raporun kabul edilmediği konusunda yazılar yazıldı” diyerek şu ifadeleri kullandı:

 

“Cumhurbaşkanı’na görev düşüyor”

“Toplumda da böyle bir kanı var zaten.. Sayın Cumhurbaşkanımıza çok büyük bir görev düşüyor fakat ortaya bakıyoruz hala bir girişim yok, neden hala daha bekliyoruz? Polise karşı büyük bir saldırı yapıldı. O gün ki eylemde bir kişinin burnu mu kanadı? Biri mi yaralandı?Polis burada ne yapması gerekiyordu? Bize göre polis orada başarılı olmuştur. Polisin eksik kaldığı şikayetini yapan arkadaşlar bu ülkede son 15 yılda 10 yıl iktidar oldular. Neden polis istihdamını gerçekleştirmediler? Neden polisin özlük hakları ile ilgili bir çalışma yapmadılar? Ben karşılığında bunları soruyorum… Biz bölücülük yapmayız bizler o bölücülük karşısında vatan duvarında bir taşız. Bunu hepsi iyice öğrensin”

 

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER