Uzmanlar Türkiye'nin Kovid-19'dan sonra Doğu Akdeniz'de daha etkili aktör olacağı görüşünde
GÜNDEMAkdeniz Güvenliği Merkezi (CEMES) Başkanı Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney ve Yakın Doğu Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Işıksal, Kovid-19 sebebiyle Doğu Akdeniz'de enerji şirketlerinin sondaj çalışmalarını ertelemesi, petrol fiyatlarındaki düşüş ve bu sürecin Türkiye'ye getirebileceği fırsatlarla ilgili AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Prof. Dr. Güney, birçok ülkenin Kovid-19 salgınından etkilendiğini ancak Akdeniz, Kuzey Afrika ve Orta Doğu'da, bölge ülkeleri ve diğer büyük güçlerin jeoekonomik ve jeostratejik çıkarlarında değişiklik olmadığını kaydetti.
Kovid-19 sürecinde petrolde yaşanan arz fazlalığı ve talep azalmasının petrol fiyatlarını düşürdüğüne işaret eden Güney, bunun enerji şirketlerini de etkilediğini söyledi.
Güney, Doğu Akdeniz'de faaliyet gösteren firmaların da petrol fiyatlarının düşmesinden etkilendiğine dikkati çekerek "Exxon Mobil, ENI ve Total gibi firmaların bir maliyet hesabı üzerinden kendilerini konumlandırmaları gerekti. 2020'de Güney Kıbrıs Rum yönetiminin (GKRY) ilan ettiği sözde münhasır ekonomik bölge içerisindeki sondaj faaliyetlerini 1 sene için ertelediler." dedi.
Türkiye'nin bu süreçte önemli hamleler yaptığına işaret eden Güney, özellikle Kovid-19 öncesi Libya ile yapılan deniz sınırı anlaşmasının bunlardan biri olduğunu, bununla GKRY ve Yunanistan'ın AB'yi arkasına alarak gerçekleştirmek istediği "Doğu Akdeniz Doğal Gaz Boru Hattı" (Eastmed) projesinin önünün kesildiğini vurguladı.
"Türkiye'nin kendi gemilerine sahip olması elini çok güçlendiriyor"
Güney, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki jeoekonomik, jeostratejik ve çok aktörlü mücadeleye hazırlıklı girdiğine değinerek "Türkiye'nin sismik araştırma ve sondaj çalışmalarında kendi gemilerine sahip olması büyük avantaj ve elini çok güçlendiriyor, Kovid-19 sürecinde böyle bir iktisadi avantajı var. Sondaj faaliyetlerine de devam ediyor. Türkiye'nin Doğu Akdeniz denklemi içerisinde ön aldığını ve avantaj sağladığı bir açılma olduğunu söyleyebiliriz." dedi.
Türk Deniz Kuvvetlerinin Kovid-19 salgınında korunmayı başarmasının da stratejik bir hamle olduğuna dikkati çeken Güney, birtakım askeri tatbikatların sürdüğünü ve bütün bunların caydırıcılığını artırdığını kaydetti.
Güney, Türkiye'nin Kovid-19 salgınında küresel ve bölgesel insani yardım diplomasisini devreye soktuğunu ve AB ülkeleri ile diğer güçlerle çoklu diplomasi hatlarını da açık tuttuğunu hatırlatarak bunun Doğu Akdeniz'de olası bir iş birliğinin önünü de açabileceği yorumunda bulundu.
İktisadi zorluklar olduğu sürece Türkiye'nin Akdeniz gazını Avrupa'ya ulaştırmada en cazip seçenek olduğunun ortaya çıkacağına vurgu yapan Güney, "Doğu Akdeniz'deki sorun, jeopolitik bir mesele ve siyasi nedenler önünü tıkıyordu. Bu koşullar bu konuyu daha da öne çıkaracaktır." dedi.
"Türkiye'nin şu anda yaptığı tek iş, hakkını aramaktır"
Prof. Dr. Işıksal, Kovid-19 ve petrol fiyatının düşüşünün geçici dinamikler olduğunu ancak her ikisinin de Türk tarafı için avantaj olduğunu söyledi.
Işıksal, "Enerji şirketlerinin Doğu Akdeniz'de sondajı ertelediği dönem Türk tarafı için çok önemli. Kovid-19 biraz yavaşlatsa da bunu çok ciddi bir şekilde değerlendirmemiz ve süreci hızlandırmamız lazım." şeklinde konuştu.
Petrol fiyatlarının bir süre sonra tekrar yükseleceğini ve bölgedeki hidrokarbon kaynaklarının yeniden ilgi çekici noktaya gelebileceğini belirten Işıksal, İtalyan ENI ile Fransız Total firmalarının sondaj çalışmalarını iptal etmediğini, sadece ertelediğini hatırlattı.
Işıksal, "GKRY ve Yunanistan, uzun bir zaman meydanı boş buldukları için cüretkar davrandılar ve Ege ve Doğu Akdeniz kendilerinin gölüymüş gibi hareket ettiler. Doğal olarak bütün hidrokarbon kaynaklarının kendilerinin olduğunu düşünüyorlar. Bu düşüncelerini değiştirmek de çok zor. Türkiye'nin şu anda yaptığı tek iş, hakkını aramaktır." dedi.
Türkiye'nin ardından Libya'nın da hakkını aramaya başladığına işaret eden Işıksal, daha önce Yunanistan'ın münhasır ekonomik bölge paylaşımında Libya'ya ait bölgeleri de gasbettiğini, Libya'nın Türkiye ile yaptığı anlaşmadan sonra hakkı olan münhasır ekonomik bölgeleri geri kazandığını belirtti.
"Türkiye'yi durduracak bir güç yok"
"Doğu Akdeniz kimindir?" sorusunun cevabının "Onu en çok kullanandır." olduğunu ifade eden Işıksal, "Türkiye sondaj çalışmalarını devam ettirdiği sürece Türkiye'yi durduracak bir güç yok. Türk tarafı olarak sondaj faaliyetlerinde ne kadar başarılı olursak dengeleri o kadar değiştireceğiz ve bu bizi masada da çok güçlü bir taraf haline getirecek." diye konuştu.
Işıksal, artık dünyada yeni bir evreye geçildiğine dikkati çekerek "Bu yeni evrede sahip olduğunuz güç doğrultusunda hukuk size sahip çıkar. Türkiye bu noktada gittikçe gücünü artıyor, müttefiklikler kurarak ve diğer ülkelerle münhasır ekonomik bölge anlaşmaları yaparak sahadaki gücünü hukuki anlamda da güçlendirebilir." ifadesini kullandı.
Eastmed projesinin büyük bir hayal olduğuna da işaret eden Işıksal, teknik yetersizlik ve o hattan çıkarılacak petrolün çok pahalıya mal olacağını söyledi.
Işıksal, Kovid-19 sonrasında diğer aktörlerin bunu daha net göreceğini, Türkiye üzerinden petrol ve doğal gazın Avrupa'ya taşınması fikrinin ön plana çıkacağını ifade etti.
İlginizi Çekebilir