YİM'DEN GİRNE ÜNİVERSİTESİ İÇİN BİR KARAR DAHA !!!

Girne Üniversitesi İsmiyle İşlem Yaptıkları için 4 Kuruma Karşı YİM’ den Karar Çıktı

Yüksek İdare Mahkemesi “Girne Üniversitesi” İsmiyle Yapılan İşlemleri Durdurdu

KKTC Yüksek İdare Mahkemesi daha önce açık ve net olarak vermiş olduğu karara karşı Başsavcılık Mütalaasıyla işlem yapan kurumlarda yürütmeyi durdurma kararı verdi. YİM, “GİRNE’’ isminin coğrafik bir isim olması nedeniyle ayırt edici bir niteliği olmaması ve tek bir kişiye verilmesinin mümkün olmaması ve ‘‘Üniversite” kelimesinin ise faaliyet alanını belirten bir kelime olması nedeniyle ayırt edici bir niteliği olmaması gerekçesiyle ‘Girne’ ve ‘Üniversite’ kelimelerinin birlikte tek bir kişi tarafından kullanılmasının gayri yasal olduğu yönünde bulgu yaparak karar üretmiş olmasına rağmen YÖDAK ve bazı devlet organları, isim tescili yapmaya yetkili organ olan Şirketler Mukayyitliğinden herhangi bir tescili olmayan ve/veya ismine ilişkin hiç bir dayanağı olmayan ilgili üniversiteye, mezkur isim altında işlem yapmışlardır. Bu işlemlerin gayri yasal olduğu iddiası ile yargıya müracaat eden Girne Amerikan Üniversitesi, dosyalamış olduğu 4 ayrı işleme ilişkin ara emri müracaatında ilk nazarda haklı bulunarak, söz konusu işlemlere ilişkin yürütme geçici olarak durdurulmuştur.

Yüksek İdare Mahkemesi, vermiş olduğu ara emirleri ile ilk nazarda ilgili organlara, 

Tescili olmayan ve hukuken men edilmesine karşın ismi kullanmaya zorla ısrar eden “sözde” üniversitenin anlamsız ve hukuk dışı tutumuna karşın, ürettiği kararın tüm idareyi bağlayan bir karar olduğunu bir kez daha bildirdi.

KKTC Hukuğu’nda da “tereddüt” içermeyen nitelemelere dikkat çeken deneyimli hukukçular;  Hukuki olarak kullanılması men edilen ‘ismi’ kullanmaya zorla devam eden ilgili ‘’üniversite ile isim tescil işlemlerinde karara yetkili olmaya “Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı” ve “Yüksek Öğretim Planlama, Denetleme ve Akreditasyon Kurulu (YÖDAK)” gibi ilgili “Devlet Kurumları” nezdinde, Yüksek İdare Mahkemesi’nin (YİM) 23 Haziran 2015 tarihinde aldığı kararın uygulanması konusunda,  modern devletler için herhangi “tereddüt”ün asla olamayacağını savundular.