© Kıbrıs Haber Sitesi 2023

Zamları geri alın, ya da çekip gidin!

Kamu-Sen Genel Başkanı Metin Atan, Ada TV’de Cüneyt Oruç’a konuk oldu, “Başbakan ve diğer bakanlardan ricamız eğer bu işin üstesinden gelemeyecekseniz o işi orada bırakıp gidin. Bu da bir erdemdir. Verimli olamıyorsanız bırakıp gitmeniz elzemdir” dedi.

4’lü koalisyonun ikinci zam dalgasının halkı ezdiğini ve diz çöktürdüğünü ifade eden Kamu-Sen Başkanı Metin Atan  “Zamların tesiri bugün ortaya çıktı. Bu hükümet misyonunu tamamlamıştır. Çünkü gerçekten insanlar ezildi ve diz çöktürüldü. Bakınız iki ay öncesine kadar bir zam daha yapılmıştı. Hem de ’lere varan zamlar yapıldı. Döviz bahane edildi. Bunu bir yere kadar anlıyoruz ancak 2 ay sonra tekrar bu tip bir zam yapılması insanları bıktırmış vaziyette. Telefonlar alıyoruz insanlardan “sendika olarak bu zamlar için neler yapıyorsunuz” diye soruyorlar. Biz de tedbirlerin alınması için gerekenlerin yapılmasına inancımızı belirtiyoruz. O nedenle sayın Başbakan ve diğer bakanlardan ricamız şudur; Eğer bu işin üstesinden gelemeyecekseniz bırakıp gidin. Bu da bir erdemdir. Verimli olamıyorsanız bırakıp gitmeniz elzemdir” diye konuştu.

 

Hatayı hatayla örmeye çalışıyorlar

Konuşmasında Kamu-Sen olarak bu hükümete başlangıçta destek verdiklerini ifade eden Atan “Görüyoruz ki gitgide hatayı hata ile örtmeye çalışıyorlar. Muhalefetteyken elektrik faturalarını ödemeyin diyenler şu an hükümetteler. Ben de bir çağrıda bulunuyorum ve soruyorum bu faturaları ödemeyelim mi? Bunları söyleyenlerin söylemleri ile eylemleri örtüşmemektedir. Bunu açık ve net söylemem gerekiyor ve sendika olarak çok tepkili olduğumuzu dile getirmem gerekiyor” dedi.

 

Yaşanan sıkıntılar işbilmezlikten

Cüneyt Oruç’un “Bu tartışma KIBTEK üzerinden yürütülüyor, size göre bu zamlara çare ne olabilir, Türkiye’den gelecek elektrik sorunu çözebilir mi?” şeklindeki sorusunu yanıtlayan Metin Atan, “Asıl problem içimizde. Yani bize Türkiye’den daha ucuza elektrik gelecek de olsa bize yansıyacak olan bundan daha iyi olmayacaktır. Yine pahalı olacaktır. Türkiye bize ne kadar da elini uzatsa biz burada beceriksizliğimizden ve iş bilmezliğimizden her zaman için sıkıntılar yaşayacağız. Türkiye’den su geldi, bu konuda bir sıkıntımız yok ama maliyetine baktığımız zaman yine vatandaşın sırtına bir yük bindiriliyor. Yani burada bizde hiç bir zaman işin ehli ve işi gerektiği gibi yapacak kişiler göreve getirilmiyor. Bizde hep cek-caklarla iş yapılıyor ve günün sonunda yük vatandaşın sırtına bindiriliyor. Bu halk bu zulme ne kadar dayanacak bunu düşünmüyorlar. O yüzden diyeceğim o ki ya bu zamları geri alın yada o koltukları bırakıp gidin” çağrısında bulundu.

 

Bu insanlar sokağa atıldı

“Hükümet neden çözüm bulma işini eylemden sonra gerçekleştirmeye çalışıyor bu sorunlar zaten ortada daha erken davranamazlar mı?” şeklindeki soruyu yanıtlayan Atan, “Bir hak almak istiyorsanız eylemler yapılıyor. Biz de buna karşıyız, biz her zaman diyalog ile bu sorunları çözmek istiyoruz. CAS’da çalışanlar orayı bir ekmek kapısı olarak görmektedirler. Öyle ya da böyle bu insanlar işe alınmıştır. Bu insanlar sokağa atılmış vaziyetteyse hükümet olarak bu insanlara sahip çıkmak zorundasınız. Şirket kapanmıştır herkes yoluna gitsin diyemezsiniz. Yaptığınız adalete sığmaz” diyerek şöyle devam etti:

 

Hükümetin içindeki çatlaklar

“Hükümetin içinde öyle çatlaklar var ki bu konuda da kendini gösterdi. Maliye Bakanı farklı konuşuyor, Başbakan farklı konuşuyor. Maliye Bakanı bu ay ödenecek maaşlar sondur bu iş kapanmıştır” diyor, Başbakan ise “Merak etmeyin Haziran maaşlarınızı alacaksınız” diyor. Peki bu insanlar kime inansın? Normalde insanlarımızın Başbakan’ı ka’le alması gerekiyor ama sayın Denktaşın dediği oluyor. Ben yine söylüyorum bu hükümetin başbakanı Serdar Denktaş’tır. UBP hükümeti zamanında bu olaylar yaşandığında muhalefet ağızlarına geleni söylüyordu ama şimdi aynı olayların yaşanmasına rağmen şimdiki muhalefetten ses çıkmıyor. Bunu anlamakta da zorlanıyorum. Artık bu dört başlılık yürümüyor. Çatırtılar da büyük. Önümüz karanlık bundan sonra ne olacağı konusunda da bir fikrimiz yok”

 

İnandırıcılıkları kalmadı

Kamu-Sen’in kamu reformuyla ilgili görüşlerini de anlatan Metin Atan  “Biz 2006’dan beri bir çok öneri sunduk, 2016’dan sonra da yasanın içerisine girdi. Ancak halkın bilgisine sunulan son şekli ile bizim önerilerimizin içinde olduğu tasarı farklı. Başbakanlık Müsteşarı ile görüştüm, bana “Ya başkan bir yanlışlık oldu ve o nedenle önerilerinizi tekrardan bunun içerisine koyarsınız” diyor. Yani biz bir hafta içerisinde o önerileri tekrardan vereceğiz. Peki sizin burada bir inandırıcılığınız kaldı mı?” diye sorarak”Bu yapılan hiç hoş bir şey değil ve davalık bir konudur. Bu iş devlet ciddiyetinden de uzaktır ve tepkimiz büyüktür” dedi.

 

Özersay bizim gibi düşünüyor

Kamu-Sen olarak Özersay’ı ziyaretiyle ilgili olarak da konuşan Atan “Açık ve net bir şekilde söylemek gerekirse biz bazı duyumlar almıştık. Kudret bey bu geçicilerle ilgili konuya sıcak bakmadığı yönünde. Ama biz birinci ağızdan da duyduk ki bize söylediği ben de güvenceye sıcak bakıyorum hatta sizin gibi düşünüyorum, Kamu Reformu Yasası’nın içerisinden çıkarılarak ayrı bir yasa daha eklemek adına ben gerekli desteği veririm demiştir” açıklamasında bulundu.

 

Denktaş’ın oğluna arazi tahsisi

Cüneyt Oruç’un “Serdar Denktaş’ın oğluna ait olan üniversitenin kampüs inşaatı için arazi tahsisi konusu var. Bakanlar Kurulu’ndan bu tahsisin 10 yıldan 35 yıla uzatıldığı açıklandı. Bu konu bir önceki hükümetteyken muhalefet tarafından çok ciddi bir eleştiri ve tepki aldı ve gün geldi hükümet oldular ama bir değişiklik olmadı. Hesap soracağız iddiası ile oraya geldiler ama söylemleri ile yaptıkları örtüşmüyor bu konuyu değerlendirir misiniz?” şeklindeki soruyu da yanıtlayan Kamu-Sen Başkanı Metin Atan

“Daha önce UBP-DP hükümetinde bu konu gündeme gelmiş, daha sonra Bakanlar Kurulu kararı tepkilerden sonra tekrar geri alınmıştı. Ancak 5 ay geçti aradan ve o dönem hükümette olmayanlar bu konuya çok tepki göstermiş basın açıklamaları yapmış ve bunun hesabının sorulacağını söylemiştir. Ancak ne yazıktır ki görüyoruz ki o zamanın muhalefeti şimdi Serdar Denktaş ile aynı hükümette yer alıyorlar ve bu arazi Serdar beyin oğluna veriliyor.. Bu doğru mu derseniz bunun doğruluk payının olmadığını söylemek gerekir. Yapılan doğru şeyler değildir. Dün ne diyordunuz bugün neler yapıyorsunuz. Biz bu arazinin ona neden verildiğini sormuyoruz bu yapılanları, izlenen yolun bu gizliliğin sebebini soruyoruz. Neden hasır edilmeye çalışılıyor. Bu işleri şeffaf bir şekilde ihale usulü ile yapsanız kimse size çıkıp da neden verdiniz diyemez” değerlendirmesinde bulundu.

 

KTHY çalışanlarının yatırımları yapılmalı

Programda son olarak KTHY binasının satışından elde edilen paranın nasıl değerlendirileceği konusuna değinen Metin Atan “Evet bugün itibarı ile eş zamanlı olarak devir işlemleri yapıldı. Yani 3 milyon 768 bin  Sterlin’e satış gerçekleşmiştir. Bizim çabamız çalışanların ihtiyat sandığına olan borçlardır, zamanında bu para çalışanlardan kesilmiş fakat yatırımlar yapılmamıştır. Bu borç KTHY çalışanlarını bağlamaz. Bu yatırımları yapmayanlar hiç sorgulandı mı? Herhangi bir işlem yapıldı mı? HAYIR. Siz diyorsunuz ki bu çalışanların 27 milyon ihtiyat sandığına borçları var ben bu parayı oraya yatıracağım diyorsunuz. Siz binayı satın aldınız, mahkeme kararı ile kayyum gerekeni yapacaktır. Serdar beyin bu konudaki devamlı dile getirdiği “Çalışanların tazminat hakkı yoktur, alacakları yoktur, İhtiyat Sandığı borçları vardır demesi bizi de üzer, çalışanları da üzer. Bu tazminatlar bu insanların hakkıdır ve bunu almalıdırlar. Biz sayın Olgun bey ile bu konuyu yine konuştuk hatta 15 gün evvel Başbakan ile de görüştük, bize söylenenler hep aynı şeydir, mahkeme kararı ne ise o uygulanacaktır. Temennimiz insanlara bu para verilsin ve şu sıkıntılı dönemde biraz rahat etsinler. Bu ay içerisinde de bu konu ile bir gelişme olacağını beklentisindeyiz” diye konuştu.

 

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER