ZAROĞLU: RUMLAR 74 ÖNCESİNİ HATIRLAMAK, BİZ İSE UNUTMAK İSTEMİYORUZ
GÜNDEMSırbistan’da düzenlenen parlamenterler toplantısında konuşan YDP Genel Başkan Yardımcısı ve Lefkoşa Milletvekili Bertan Zaroğlu, Rumların Kıbrıs meselesini 1974’ten sonra başlatmak istediklerini, 1963-1974 arasındaki dönemi hatırlamak dahi istemediklerini, oysa bu dönemde çok acılar çeken Kıbrıslı Türklerin o dönemi unutmak istemediklerini söyledi.
Sırbistan’da düzenlenen parlamenterler toplantısında konuşan YDP Genel Başkan Yardımcısı ve Lefkoşa Milletvekili Bertan Zaroğlu, Rumların Kıbrıs meselesini 1974’ten sonra başlatmak istediklerini, 1963-1974 arasındaki dönemi hatırlamak dahi istemediklerini, oysa bu dönemde çok acılar çeken Kıbrıslı Türklerin o dönemi unutmak istemediklerini söyledi.
Zaroğlu’nun toplantıda yaptığı konuşma şöyle:
“Kıbrıs meselesini siz Rumlar 1974 ten itibaren başlatıp, bir işgal hareketi olarak kabul edip dünyaya da böyle anlatırken, biz Türkler 1963 te Türklerin ortak devletten atılıp Rumların devleti tek başlarına sahiplenmeleri ile başlatırız.
Rumlar 1974 öncesini hatırlamak dahi istemiyorken bizler 1974 ten öncesini asla unutmak istemiyoruz. Hiçbir zaman Rumlar Kıbrıslı Türklerin eşitliği öngören, ortaklığını öngören bir anlaşmayı benimsemedi. 15 Temmuz 1974'te Yunanistan Kıbrıs'ın tamamını İlhak etmek için Makarios'a darbe yaptı. Yunan cuntasının komutasındaki Rum milli muhafız ordusu Enosis’e karşı çıkan iki bin solcu Rum’u iç savaş sırasında katletti.
Sıra Türklere geldiği zaman Türkiye Cumhuriyeti müdahale ederek Kıbrıs Türk halkının toplu bir soykırıma uğramasını önledi. 1974'te Barış harekâtından sonra Cenevre’de görüşmeler oldu. Görüşmelerde Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye 6 kartondan oluşacak federal bir çözüm önerdi Rum tarafı bunu reddetti. Daha sonra 1977 ve 1979 yılında bir federasyon kurmak için İlke anlaşmaları imzalandı.
Bu anlaşmalar çerçevesinde görüşmeler 1985 yılına kadar sürdü BM Genel Sekreteri bir plan sundu Bu plan Türkler tarafından kabul edilirken Rumlar tarafından reddedildi.
1986 yılında BM Genel Sekreteri ikinci bir plan sundu bu planda Türkler tarafından kabul edilirken Rumlar tarafından reddedildi. 1992 yılında BM Genel Sekreteri Butros Gali tarafından bir çocuğun planı sunuldu bu planda Rumlar tarafından reddedildi. 2004 yılında BM Genel Sekreteri Kofi Annan yeni bir Barış planı sundu bu plana da Türkler e oy oranı ile Evet derken Rumlar yüzde yetmiş beş oranında hayır dedi. En son Crans-Montana’da görüşmeler yapıldı bu görüşmelerde büyük oranda anlaşmaya varılmak üzereyken Rum tarafının eşitliğimizi kabul etmemesi nedeniyle anlaşma Yine olmadı.
50 yıldır devam eden federasyon görüşmeleri, Kıbrıs'ta iki halkın eşitliğine dayalı bir federasyonun hiçbir zaman Rumlar tarafından kabul edilmeyeceğini kanıtlamıştır.
Rum devlet başkanı Sayın Anastasiadis'in bizzat Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Sayın Çavuşoğlu'na söylediği gibi Rumlar Kendi hastanelerini bile Türklerle paylaşmaya hazır değildir.
Rumlar Türklerin Siyasi eşitliğini, Dönüşümlü başkanlığını, Devlet yönetimine etkin katılımını yani egemenliği Türklerle paylaşmayı kabul etmiyor. Bu da yetmiyor, Uluslararası anlaşmanın bir parçası olan Garantörlük meselesini ön şart olarak ortaya koyuyor, sıfır asker, sıfır garanti diyor.
Bunların hepsi biz Türkler için olmazsa olmazdır. Arada bu kadar uçurum varken ve bu uçurumun kapanması mümkün değildir. Dolayısıyla Kıbrıs'ta bugün gelinen aşamada en iyi çözüm Çekoslovakya Federasyonu'nda olduğu gibi iki halkın anlaşarak kadife Ayrılık yolu ile dostça ayrılmaları ve AB içinde birlikte işbirliği yapmalarıdır. Zira bir 50 yıl daha boşu boşuna zaman kaybetmek gereksizdir.
Dünyanın vakit geçirmeden bu gerçeği anlamasını umuyorum..."
İlginizi Çekebilir