Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin uluslararası alanda tanınması ve yavru vatanın insani yardım kuruluşlarının BM nezdinde kabul görmesi için dev bir organizasyona imza attı. Rusya’dan Şili’ye, Katar’dan Maldivler’e kadar 40 ülkenin Kızılay ve Kızılhaçı, Türk Kızılay’ı öncülüğünde Kuzey Kıbrıs’ta bir araya gelerek Girne Deklarasyonunu imzaladı. “İnsan Onuru için Kıbrıs’ta Daha Güçlü Kırmızı Hareket” temalı iki programda, 151 ülkede ihtiyaç sahiplerine şefkat elini uzatan Türk Kızılay’ına her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulduğu ifade edildi.
Tatar: Ayrımcı olmayın
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakanı Ersin Tatar, milyonlarca insanın hayatını etkileyen insan kaynaklı ve doğal afetler yüzünden dünyada Kızıl Haç ve Kızılay Hareketi’ne her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak felaketlere ve insani krizlere karşı verilen mücadeleyi değerlendiren Tatar, yüksek insani standartlara ulaşmak için tamamlayıcılık ilkesiyle Kuzey Kıbrıs Türk Kızılayı ile iş birliği yapıldığını belirtti. Başbakan Tatar, Uluslararası Kızılhaç Komitesi ve Uluslararası Kızılhaç Kızılayı Derneği Federasyonu’na Kuzey Kıbrıs Türk Kızılayı’na, ayrımcı olmayan ve insani ilkelere uygun bir şekilde davranmaları çağrısında bulundu.
Kınık: İnsani yardımdan mahrum bırakıldı
Türk Kızılay Başkanı Dr. Kerem Kınık ise Kıbrıslı Türklerin geçmişte yaşadığı acı tecrübeler olduğunu belirterek, uluslararası insancıl hukuk bağlamında bakıldığında Kuzey Kıbrıs Türk Kızılayı'nın (KKTK) uluslararası örgütler tarafından tanınmamasının ilkeli bir duruşa aykırı olduğuna işaret etti. Kınık, “Politize edilmiş bu konunun ICRC ve IFRC tarafından, insani ve yasal bir perspektifle ele alınması yönündeki tavsiyelerimiz görmezden gelinmiştir. Kıbrıslı Türkler, politik sebeplerden ötürü, insani yardım haklarından mahrum bırakılmıştır” diye konuştu.
Kızılay Başkanı Dr. Kınık, şunları söyledi: “1960’lı yıllarda adada yaşanan çatışmalarda devletlerinden insani yardım alamayan Kıbrıslı Türkler’e Türk Kızılay, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) ve Birleşmiş Milletler yardım eli uzatmıştır. BM, adanın hem kuzey hem güney kesimini taraf kabul ederek her ikisini de eşit tutarak adada iki tarafı için de uygun olacak kalıcı bir çözüm bulmaya çalışmıştır” BM Genel Sekreteri’nin raporunun 55. maddesindeki BM Güvenlik Konseyi kararında, uluslararası kurumların, tanınma mevzusundan bağımsız ve ön yargı olmaksızın toplumlara somut fayda sağlamanın yollarını aramaları gerektiğini hatırlatan Kınık, KKTKD’nin bu sebeple kendileri için ayrı değere ve öneme sahip olduğunu dile getirdi.
Yorum Yazın