Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, mevcut olan taahhüt, siyasi istek ve elde edilen ivmenin sürmesi halinde yıllar değil aylar içerisinde çözüme ulaşılabileceğini söyledi.
Çözümle yaratılacak mülkiyet düzeninin, sosyal düzeni bozmamasının önemine de işaret eden Cumhurbaşkanı Akıncı, buna yönelik çarelerin temelde tazminatı içereceğini belirtti. Dolayısıyla çözümün finansmanına odaklanmaları gerektiğini vurgulayan Akıncı, çözümün maliyetinin desteklenmesi konusunun da New York’ta yaptığı temaslarda ele aldıkları ana başlıklardan biri olduğunu ifade etti. Akıncı, bu konudaki desteğe yönelik istekleri görmekten mutlu olduğunu kaydetti.
Cumhurbaşkanı Akıncı BM’nin 70. Genel Kurul çalışmaları kapsamında bulunduğu New York’ta BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon ile görüştü. BM Binası’nda New York saatiyle 14.55’te (KKTC saatiyle 21.55) başlayan görüşme yaklaşık yarım saat sürdü.
Akıncı’ya görüşmede, Dışişleri Bakanı Emine Çolak, Kıbrıslı Türk Müzakereci Özdil Nami, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Erhan Erçin, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu ve KKTC’nin New York Temsilcisi Mehmet Dana eşlik etti.
Cumhurbaşkanı Akıncı, görüşme sonrasında BM Binası’nın 3. katında bulunan medya merkezinde basına açıklamalarda bulundu. Akıncı, aralarında bir çok yabancı gazetecinin de bulunduğu basın toplantısında soruları da yanıtladı.
Akıncı, New York’ta hem kendisinin hem Dışişleri Bakanı Emine Çolak’ın hem de Kıbrıslı Türk Müzakereci Özdil Nami’nin yoğun ve yararlı temaslar yaptığını kaydetti ve görüşmelerin sonucundan memnuniyet duyduklarını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Akıncı, BM Genel Sekreteri Ban’la yaptıkları görüşmede Genel Sekreter’e müzakerelerle, müzakere sürecindeki duruşlarıyla ilgili bilgiler aktardıklarını ve önlerindeki yolla ilgili fikir alış verişinde bulunduklarını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, son aylarda Yönetim ve Güç Paylaşımı, AB ve Ekonomi başlıklarında önemli ilerlemeler kaydedildiğiyle ve bundan sonra müzakere edilecek olan Güvenlik ve Garantiler, Toprak Bütünlüğü ayarlamaları ve Mülkiyet konularının daha zor ve karmaşık olduğuyla ilgili fikir birliğine vardıklarını da kaydetti.
Akıncı, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ile eşit sayıda Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk üyeye sahip bir mülkiyet komisyonu kurulması ve komisyonun mülkiyet konularında çalışma yapması konusunda fikir birliğine vardıklarını dile getirdi. Mülkiyet komisyonunun kararlarının bugüne kadar üzerinde fikir birliğine varılmış belirli kriterlere bağlı olacağını kaydeden Cumhurbaşkanı Akıncı, müzakerecilerin önümüzdeki süreçte bu kriterler üzerinde müzakere edeceğini vurguladı ve kısa zaman içerisinde iyi bir neticeye ulaşılması temennisinde bulundu.
Kıbrıs Türk tarafı için varılacak olan federal çözümde iki toplumluluk ve iki kesimliliğin sağlanmasının önemli olduğunu ifade eden Akıncı, bunların yıllardır BM kriteri olduğunu ve 14 Şubat deklarasyonunda da yer aldığını belirtti.
Mülkiyet düzeninin sosyal düzeni bozmamasının önemine de işaret eden Cumhurbaşkanı Akıncı, buna yönelik çarelerin temelde tazminatı içereceğini söyledi.
“DOLAYISIYLA ÇÖZÜMÜN FİNANSMANINA ODAKLANMALIYIZ”
Dolayısıyla çözümün finansmanına odaklanmaları gerektiğini vurgulayan Akıncı, çözümün maliyetinin desteklenmesi konusunun da New York’ta yaptığı temaslarda ele aldıkları ana başlıklardan biri olduğunu söyledi. Akıncı, bu konudaki desteğe yönelik istekleri görmekten mutlu olduğunu söyledi.
Kıbrıs Türk tarafının çözüme yönelik taahhüt ve bağlılığının devam ettiğini ifade eden Mustafa Akıncı, “Anastasiadis’in dediği gibi inanıyoruz ki, kazanan ve kaybedenler değil, her iki tarafta da kazananlar yaratabiliriz” diye konuştu.
Akıncı, sadece Kıbrıslı Türk ve Rumlar’ın değil tüm bölgenin çözümden yarar sağlayabileceği bir durumun yaratılabileceğini kaydetti ve bölgenin acil olarak ihtiyaç duyduğu barış ve istikrara böylelikle çözümle katkı sağlanabileceğini anlattı.
Kasım ayında müzakerelerde bir yoğunlaşma yaşanacağını da dile getiren Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, liderler olarak kendilerinin daha sık bir araya geleceğini, müzakerecilerin de yoğun bir çalışma içersine gireceğini belirtti.
Akıncı, çözümle ilgili bir takvim konuşmamalarına rağmen en erken zamanda çözüme ulaşmak için çalışacaklarını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Akıncı açıklamasında, BM Genel Sekreteri Ban’a, BM Genel Sekteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide ile BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Lisa Buttenheim’e ve ekibine çözüme yönelik olarak sürdürülen çalışmalara desteklerinden dolayı teşekkür de etti.
Akıncı açıklamasının ardından basının sorularını da yanıtladı.
Bir gazetecinin Rum tarafında gelecek yıl yapılacak seçimlerden önce çözüm bulunup bulunamayacağını ve Ban’ın adaya gelerek liderlerle bir araya gelip gelmeyeceğini sorması üzerine Cumhurbaşkanı Akıncı, üç tarafın katılacağı bir toplantıyla ilgili konuşmadıklarını, ama bunun gerekirse olabileceğini söyledi.
“YILLAR DEĞİL AYLAR İÇİNDE ÇÖZÜM”
Çözümle ilgili olarak da Akıncı, mevcut olan taahhüt, siyasi istek ve elde edilen ivmenin sürmesi halinde yıllar değil aylar içerisinde çözüme ulaşılabileceğini ifade etti.
Akıncı, Güney Kıbrıs’ta yapılacak parlamento seçimlerinin Rum tarafının iç konusu olduğunu, bunun bir şekilde gerçekleştirileceğini ve kendilerinin buna müdahale edemeyeceğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Akıncı, “Benim inancım Güney’de seçimlerin gerçekleştirileceği Mayıs ayına kadar Kıbrıs konusunu çözebileceğimiz şeklindedir” dedi. Akıncı, kritik konunun mülkiyetle ilgili kriterler olduğunu da söyledi ve bunun herkes için önemli bir görev olacağını belirtti.
Bununla ilgili olarak ne demek istediğine ilişkin soruya karşılık da Akıncı, istedikleri çözümün iki bölgeli ve iki toplumlu federasyon olduğunu, Kıbrıslı Türkler’in kendi, Rumlar’ın da kendi kesimlerinde çoğunlukta olacağını kaydetti. Akıncı, bunun 1992 yılından beridir BM parametreleri arasında yer adlığını da ifade etti. Cumhurbaşkanı Akıncı, bunun herhangi bir demokratik prensibe aykırı olmadığını ve güvence altına alınmasının yollarının bulunabileceğini de dile getirdi.
Hidrokarbon yataklarıyla ilgili bir soru üzerine de Cumhurbaşkanı Akıncı, bu konunun önemli olduğunu, doğru kullanılması halinde katalizör rolü oynayabileceğini ve böyle olması gerektiğini söyledi. Hidrokarbon konusunun Kıbrıs sorunuyla ilgili bir dinamik yarattığını ifade eden Akıncı, Kıbrıs sorununun çözülmesi ve Kıbrıs’taki doğalgazın İsrail doğalgazıyla birleştirilerek Kıbrıs üzerinden Türkiye, oradan da AB ülkelerine taşınması gerektiğine inandığını söyledi.
Akıncı bu ayın sonunda Türkiye’den KKTC’ye gelecek olan suyun da, bu konuda sürdürülebilirlik ve başarının yakalanması halinde işbirliği alanları yaratabileceğini, suyun Güney Kıbrıs’la paylaşılabileceğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Akıncı, adanın etrafındaki hidrokarbonun, iyi kullanılması halinde kazan - kazan durumunun yaratılması için katalizör olabileceğini de vurguladı.
“ANLAMAK GEREKİR”
Bir başka soruyu yanıtlarken de Cumhurbaşkanı Akıncı; statükonun sonsuza kadar süremeyeceğini anlamanın, olunduğu gibi kalamayacağını, değişilmesi gerektiğini, kendi nesillerinin çözümsüzlükten çok zarar gördüğünü anlamanın, Kıbrıs konusunda sürecin önünü açacak önemli bir açılım oluşturacağını kaydetti. Her iki tarafında da diğer tarafın mağduriyetlerini ve zorluklarını anlaması, empati yapması, diğer tarafı düşman değil gelecekteki partneri olarak görmesinin, mentalite değiştirmenin, sadece fiziksel duvarı değil zihinlerdeki duvarları da yıkmanın da bir açılım olabileceğini kaydeden Akıncı, şimdi bunun zamanı olduğunu ve yeni bir felsefe ile bu açılımın gerçekleşeceğini dile getirdi. Cumhurbaşkanı Akıncı, Kıbrıslı Türkler ile Rumlar’ın acıları ve mağduriyetleri paylaştıklarını, ancak gelecek nesillerin de bunu yaşamasına olanak tanımamaları, onlara yeni bir gelecek yaratmaları gerektiğini belirtti.
BM Genel Sekreteri’nden özel bir istekleri olup olmadığının ve Anastasiadis’in BM Genel Kurulu’ndaki konuşmasını nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine de Akıncı, Ban ile önlerindeki yolla ilgili konuştuklarını, Genel Sekreter de dahil olmak üzere herkesten en erken zamanda çözüme ulaşılması konusunda destek istediklerini kaydetti.
Akıncı, Anastasiadis’in BM Genel Kurulu’ndaki konuşmasında görüşlerini ifade ettiğini, hem kendi görüşleriyle örtüşen hem de örtüşmeyen unsurların konuşmada yer aldığını söyledi. Bunun, Anastasiadis’in konuşması olduğunu, görüşleri ve duygularını ifade etme hakkı bulunduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Akıncı, “Şimdi de benim sıram” dedi.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, adada iki taraf arasındaki en büyük farkın, bir tarafın her türlü uluslararası platformu kullanabilmesi, diğer tarafın ise buna şansı olmaması olduğuna dikkat çekti.
Yorum Yazın