Papandreu tarafından karşılanan Cumhurbaşkanı Akıncı, Sosyalist Enternasyonal üye devlet ve hükümet başkanlarına hitap ettiği konuşmasında, Kıbrıs konusunda bilgi verip, son gelişmeleri aktardı.
Cumhurbaşkanı Akıncı, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in son 2 yılda farklı dönemlerde farklı kişilere farklı mesajlar vererek ve kafa karışıklığı yaratan unsurlar arasında gidip geldiğini belirtti.
Etkin katılım ve siyasi eşitliğin Kıbrıs Türk tarafının olmazsa olmazı olduğunu yineleyen Cumhurbaşkanı Akıncı, “Ya iki kesimli, siyasi eşitliğe dayalı iki kurucu devletli federal çözüm doğrultusunda ilerleyeceğiz, ya da bu başarılamadığı takdirde kalıcı bölünme daha görünür hale gelecek” dedi.
Konuşmasına başlarken dünyada artan eşitsizlik ve yoksulluğun yanı sıra iklim değişikliğinin de alarm verdiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Akıncı, birçok bölgede savaş ve çatışma yaşandığı dikkate alındığında göreceli olarak bir savaş alanı olmasa da Kıbrıs’ın uzun yıllardır hala çözümlenmeyi bekleyen bir sorunu olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Akıncı, yakın geçmişte Annan Planı ve Crans Montana’daki Kıbrıs Konferansı gibi iki önemli çözüm fırsatının yitirildiğini belirterek, Crans Montana sonrasında düşünme ve değerlendirme dönemi geçirildiğini ve şu an olası müzakerelere zemin olacak referans kavramları üzerinde çalışıldığını kaydetti. Cumhurbaşkanı, referans kavramlarının oluşmasında 11 Şubat Ortak Açıklama Belgesi, geçmiş mutabakatlar ve 30 Haziran tarihli Guterres çerçevesinin öneminin altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Akıncı, federasyonların olmazsa olmazı olan siyasi eşitlikle etkin katılımın önemini vurgulayarak, Rum liderle bu konuda yürütülen müzakerelerin ve varılan mutabakatların ayrıntılarını aktardı.
Her ortaklıkta kararları ortaklaşa almanın kaçınılmaz olduğunu ancak Kıbrıs Rum tarafının eşitliği ve kararlara etkin katılımı kabule yanaşmadığını kaydeden Cumhurbaşkanı Akıncı, Rum liderin 30 Haziran tarihli Guterres çerçevesini de sulandırmaya ve çarpıtmaya çalıştığını, ancak bu tarihin artık BM Güvenlik Konseyi raporunda da yer aldığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Akıncı, Rum liderin şimdi kabul etmediğini açıklamakta olduklarının geçmişte uzlaşılan hususlar olduğunu ve bunların birer BM parametresi haline geldiğini kaydetti. Anastasiadis’in son iki yılda farklı dönemlerde, farklı kişilere, farklı mesajlar verdiğini vurgulayan Akıncı “İki devletten, konfederasyona, gevşek federasyondan desentralize federasyona, başkanlık sisteminden parlamenter sisteme, hatta dönüşümlü başkanlıktan dönüşümlü başbakanlığa kadar kafa karışıklığı yaratan unsurlar arasında gidip geldi” dedi.
Sürecin artık bir 50 yıl daha uzamaması için ucu açık olamayacağını belirterek bir netliğe ihtiyaç olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Akıncı, iyi tanımlanmış, iyi yapılandırılıp planlanmış ve ucu açık olmayan sonuç odaklı bir süreç gerektiğini belirtti. Bu gereğin BM Genel Sekreteri raporlarına da girdiğini kaydeden Akıncı, uluslararası toplumun da buna yardımcı olması gerektiğini belirtti.
Konuşmasında Doğu Akdeniz’deki doğal gaz konusuna da değinen Akıncı, iki tarafın da hakkı olduğunun herkesçe kabul edildiği hidrokarbon konusunda 3 yolun izlenebileceğini yineledi.
Cumhurbaşkanı Akıncı, “Bunlardan biri, Rolandis’in önerisi olan çözüme kadar moratoryum ilan etmek. Bu olmazsa 13 Temmuz’da önerdiğimiz ortak komiteyle birlikte yürütmek. Bu da olamıyorsa, şimdi yapılmakta olduğu gibi, ayrı ayrı yapmak. Bizim tercihimiz, Kıbrıs Rum tarafı reddetmiş de olsa, önerdiğimiz ortak komitedir” dedi.
Yorum Yazın