“Bunlar, eskiden kalma soğuk savaş döneminden veya çözüm istemeyen politikacıların veya yöneticilerin başvurdukları kısasa kısas yöntemleridir”
İzcan, Doğu Akdeniz ve Ortadoğu’da bir “bilek güreşi” yaşandığını söyledi.
Özge KİZİR
Birleşik Kıbrıs Partisi (BKP) Genel Başkanı İzzet İzcan, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın, Almanya ve Rusya Dışişleri bakanlarının ziyareti konusunda değerlendirmede bulundu.
İzcan, “Alman Dışişleri ve Rus Dışişleri bakanıyla görüşmedi. Benzer davranışlar gösterildi. Dışişleri bakanı bizim makamımıza ne zaman geldi? Gelmeyecek. Bunlar doğru değildir. Bu durumlar eskiden kalma soğuk savaş döneminden veya çözüm istemeyen politikacıların veya yöneticilerin başvurdukları kısasa kısas yöntemleridir. Bunu durumu destekleyen kişiler zaten çözüm isteyen insanlar değildir. Bunlar federasyona inanan insan değiller. Ömürleri Serdar Denktaş ve Derviş Eroğlu döneminde ekip olarak Kıbrıs sorununu çözdürmemek, zaman kazanmak ve ayrımcı politikaları öne çıkarmak için harcandı” şeklinde konuştu.
“Bu yol, yol değildir. Bu doğru bir tavır değildir”
Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov ziyareti konusunda verilen mesajlara değinen İzcan, “Bu önemli bir görüşmedir. Bu da ve bundan önceki görüşmeler de önemlidir. Konsey’in diğer bakanları geldi ve geliyor. O nedenle bu Kıbrıs sorununun aslında kritik bir aşamada olduğunu ve önemli süreçlerin yaşandığını, bizzat Güvenlik Konseyi üyelerinin, Kıbrıs’la yakinen ilgilendiğini göstermektedir. Bu görüşmeler Güvenlik Konseyi’nin Genel Sekreteri görevlendirmesiyle yapılıyor. Hangi çerçevede yapılacağına da Güvenlik Konseyi karar verdi. Genel Sekreteri görevlendirdi ve Genel Sekreter de aldığı görevi yerine getiriyor. Devamlı rapor sunuyor ve bilgilendiriliyor. O nedenle Lavrov, tarafların pozisyonları hakkında bilgi sahibi olmak istedi. Fakat dediğim gibi görüşmüş olsaydık, çok daha iyi olurdu. Bu yol, yol değildir. Bu doğru bir tavır değildir” ifadesini kullandı.
“Doğu Akdeniz’de ve Orda Doğu’da bilek güreşi yaşanıyor”
Rusya’nın yakından ilgilenmesinin bir sebebi olduğunu belirten İzcan, “Hepimiz biliyoruz ki Doğu Akdeniz’de ve Orda Doğu’da bir bilek güreşi yaşanıyor. Başta Amerika olmak üzere bu bilek güreşinin taraflarından biri Rusya olduğu gibi diğerleri de Batılı ve Batı ülkeleridir. Amerika’nın Güney Kıbrıs’a silah ambargosunu kaldırma kararının bu bilek güreşinin parçası olduğunu düşünüyorum. Çünkü Rusya geliyor. Rusya, Güney Kıbrıs’tan ne istedi? Havalimanlarının topraklarının insanî meselelerde Rusya kuvvetleri tarafından kullanılmasını talep etti. Kıbrıs Cumhuriyeti de buna olumlu yanıt verdi. Bunu somutlaştıracaklardır” dedi.
“Rusya’yı Rum tarafında daha da yaklaştırdı”
Türkiye’nin Rus uçağını düşürmesinin Rusya’yı Kıbrıs Rum tarafına daha da yakınlaştırdığını ifade eden İzcan, “Özellikle Türkiye’nin, Rus uçağını düşürmesiyle beraber Rusya ile Suriye üzerinden kavgaya tutuşması, doğal olarak Rusya’yı Kıbrıs Rum tarafına daha da yakınlaştırmaktadır. Çünkü bir çıkar birlikteliği söz konusudur. Bu, Amerika Birleşik Devletleri’ni rahatsız etmektedir. Tam da böyle bir kritik aşamada Lavrov’un gelmesinden kısa bir süre önce ve aynı zamanda ABD Dışişleri Bakanı John Kerry de gelmeden önce Amerikan Parlamentosu ve ABD Başkanı Barack Obama, 1974’ten beri Kıbrıs Rum tarafına uyguladığı silah ambargosunu kaldırdı. Bırakın kaldırmayı, sahil güvenlik görevini yapmak için de kendi donanmasından iki gemiyi vermeyi de teklif etti. Yani güvenlik için savaş, denetim ve kontrol yapacak gemilerden bahsediyorum. Bu, Rusya ile Amerika arasındaki rekabetin bir sonucudur” şeklinde konuştu.
“Çözüm sürecine muhalefet değil”
Rusya ile Amerika arasında yaşanan rekabetin çözüm sürecine muhalefet olarak görmediğini belirten İzcan, “Hayır çözüm sürecine muhalefet değil, tam tersine iki ülke arasındaki yarışın ve Kıbrıs üzerindeki bir yerde kavganın bir yansıması olarak görüyorum. Bu böyledir. Yani Kıbrıs Cumhuriyeti veya Kıbrıs’la ilişkilerini bu şekilde şekillendiriyorlar. Çünkü buraya ihtiyaç vardır ve böyle kritik bir aşamadır. Rusya bir hamle içerisindedir. Donanmasının gücünü iki katına çıkarttı. Savunma uçaklarının kapasitesini iki katına çıkardı ve NATO zirvesinde bunun karşı kararı alındı. NATO ülkeleri o bölgede Suriye-Türkiye deniz suları sınırında, onlar da savaş ve uçak gemilerini gönderiyorlar. Bu nedir? Hamleye karşı hamledir” ifadesini kullandı.
“Kıbrıs Türk toplumun menfaat ve çıkarlarını nasıl etkileyecek?”
Türkiye ile Rusya arasında yaşanan gelişmeleri “bölgeye hâkim olma ve Orta Doğu’yu şekillendirme” olarak yorumlayan İzcan, “Bu onların kendi arasındaki bölgeye hâkim olma ve Orta Doğu’yu şekillendirme mücadelesidir. Doğalgaz ve petrol yataklarındaki zenginliklerini pekiştirme mücadelesidir. Bunları bilmek gerekiyor. Biz küçük bir bölge ve küçük bir halkız. Çok büyük mücadele vardır. Bizi ilgilendiren yanı ise, bütün bu hamleler Kıbrıs meselesini nasıl etkileyecek? Kıbrıs Türk toplumun menfaat ve çıkarlarını nasıl etkileyecek? Bununla beraber masayı nasıl etkileyecek” dedi.
“Fırsat yarattı”
Türkiye ile Rusya arasında yaşanan gelişmenin bir bilek güreşi olduğunu katıldığı televizyon programında ifade eden İzcan, “Şu anda olan Türk Silahlı Kuvvetlerinin Rus savaş uçağını düşürmesi, bardağı taşıran son damlaydı. Fakat esas nedeni Türkiye-Suriye sınırında Rus hava kuvvetleri ve Rus subaylarının desteği ile ilerleme sağlaması 90-95 km’lik açık kanat sınırını denetim altına alma çabalarıydı. O bölgede Türkmenler de bulunuyordu. Türkmenleri zaten Türkiye silahlandırmıştı. Ortada bir bilek güreşi vardır. Bu sataşmalar sonunda olay meydana geldi. Bu olaydan sonra olaylar tamamen büyümüş durumdadır. Rusya hiç alttan almıyor. Türkiye ile arasını soğutmaya çabalamasına rağmen, ne yaptığını fark etti. Çünkü düşürmekle hata yaptı. Düşürdükten sonra Rusya’ya sınırsız bir şekilde asker yığma, uçak gemisi getirme ve füze radar sistemlerini düzenleme fırsatı doğdu. Bunu yapmak istiyordu, yapamıyordu” şeklinde konuştu.
“NATO ve Batı ‘bu işte biz yokuz’ demeye getiriyorlar”
İzcan, sözlerine şöyle devam etti:
“Amerika Birleşik Devletlerinin açıklamaları bu işin NATO’dan ve ABD’den, koalisyon işlerinden habersiz uçağın düşürüldüğünü ortaya çıkarıyor. Gelen açıklamalar ‘sakin ve soğukkanlı olun’ yönündedir. ‘Bu aslında NATO ile değil, Türkiye ile Rusya arasında bir meseledir’ diyerekten ‘bu işte biz yokuz’ demeye getiriyorlar. Fakat Rusya bunun üstüne üstüne gidiyor. Oradaki gücünü daha da artırıyor ve bundan dolayı gücünü takviye etmeye başladı” ifadesini kullandı.
Yorum Yazın