Kuzey Kıbrıs ve Güney Kıbrıs’tan bazı sivil toplum örgütleri, bugün ara bölgede düzenledikleri eylemle, adada madencilik için siyanür kullanımının ve çevreye olumsuz etki yapacak madencilik faaliyetlerinin durdurulmasını talep etti.
Kuzey Kıbrıs’tan Lefke Çevre ve Tanıtma Derneği, Güney Kıbrıs’tan da Kıbrıs’ta Altın Madenciliğine Karşı İnisiyatifi( NoGoldCy) ve United Solia Association derneklerinin düzenlediği eylem, Lefkoşa’da ara bölgede kalan Lokmacı’da yer aldı. Eyleme onlarca örgüt destek verdi.
Eylem kararı, Güney Kıbrıs’ta bir işletmenin maden atıklarından siyanür kullanarak altın elde etmeye başlaması üzerine alındı.
Eylemde, ortak açıklama yanında konuşmalar da yapıldı. Yeşil Barış Hareketi’nden Feriha Tel tarafından okunan ortak açıklamada, taleplerin; siyanür kullanımının yasaklanması, düzensizce verilen madencilik izinlerinin geri alınması, ithal edilen maden atıklarıyla ilgili işlemlerin durdurulması, madencilikten kirlenen Gemikonağı, Lefke ve Güney Kıbrıs’ta Skouriotissa ve Mistero’nun çevre dostu yöntemlerle geri kazandırılması, insan sağlığını etkileyecek her tür madenciliğe izin verilmemesi olduğu kaydedildi.
Açıklamada, Güney Kıbrıs’ta Mammari’de içilebilir suda arsenik bulunduğu, Larnaka’da 390 ağacın astrasol nedeniyle düştüğü ve Ergates dökümcülük vakası ile ilgili yapılan çalışmalarda çocukların kanında kurşun miktarının yüksek olduğunun tespit edildiğine yer verildi.
LEFKE BÖLGESİ DE ETKİLENİYOR
Skouriotissa (Fugasa) madenini işleten firmanın atık madenlerinden altın üretmek için siyanür kullandığı kaydedilen açıklamada, “Fugasa’da yapılan her türlü maden işletme faaliyeti Lefke ve Solya bölge köylerini direkt olarak etkiliyor. Hava kalitesini düşürüp yer altı sularını etkiliyor” denildi.
SİYANÜR HENÜZ YASAKLANMADI
Kıbrıs’ta siyanürün henüz yasaklanmadığı, bunun da maden atıklarının Kıbrıs’a getirilmesi ve Kıbrıs’ı maden atıkları çöplüğü yapma tehlikesiyle karşı karşıya bıraktığı kaydedildi.
Açıklamada, “Fugasa Hellenic Copper Mines şirketi yabancı bir şirketle ortaklık kurarak, herhangi bir çevre araştırması, onay veya izin almadan Afrika üzerinden on binlerce ton atığı işlemek için ithal etmeye başladı” ifadeleri kullanıldı.
Lefke ve Gemikonağı bölgesinde de insan sağlığı, flora ve faunaya olumsuz etkileri olan 12 milyon ton atık bulunduğuna da dikkat çekildi.
HIZLI
Lefke Çevre ve Tanıtma Derneği’nden Ahmet Hızlı yaptığı konuşmada, 71 yıl önce CMC’de çalışan Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumlar’ın ortak eylem yaptığını anımsattı, bugün ise madenciliğin hiçbir maden çalışanını zengin etmediği, devletlerin maden işleten şirketler tarafından sömürüldüğünü belirtti. Hızlı, madenlerin; su, hava ve denizleri kirlettiği gerekçesiyle Kıbrıslı Türklerin, Kıbrıslı Rumlarla yeniden birlikte eylem yapmasının tarihi bir an olduğunu kaydetti.
Hızlı, bugünün mücadeleye başlama günü olduğunu ve yolun sonuna kadar devam edeceklerini ifade etti.
KOFALI
Denizli Gemikonağı Kalkındırma Derneği Başkanı Türkay Kofalı ise, hükümetlerin kazanç ve rant uğruna madenciliğe izin verme yönüne gittiğini, ancak Gemikonağı bölgesine böyle bir iznin verilmesine müsaade etmediklerini söyledi.
Kofalı, “Bizim için Gemikonağı ne ise Fugasa da, Mammari da aynıdır. Bizim bölgemizin suyu kirli ise diğer bölgelerin suyu da kirli demektir. Diğer bölgelerde siyanür varsa bizim bölgelerde de siyanür vardır. Onun için hep birlikte siyanüre hayır” dedi.
Yorum Yazın