Bu Türkiye’ye ilhak değildir. Adada Türkiye’ye ilhakı savunan tek bir kişi yoktur.” dedi. YDP Basın Bürosu’nun açıklamasına göre, Almanya’nın ZDF televizyonuna konuşan Arıklı, “Bu ne demek derseniz, KKTC’yi tanıtamazsak veya yaşatamazsak o zaman Nahcıvan modeli gündeme gelir. Yani içerde tamamen bağımsız, dış politikada ve güvenlikte anavatana bağlı bir yapı. Monaco da buna örnektir.
Bu aslında bugünkü yapının anlaşmalarla resmileştirilmiş bir hali olur. Buna karar verecek olan Kıbrıs Türk halkıdır” ifadelerini kullandı. Arıklı, tanınmamanın çaresizlik olmadığını, self determinasyon hakkının, bütün halkların en doğal hakkı ise, Kıbrıs Türkü’nün de gün gele bu yönde bir tavır ortaya koyarsa buna herkesin saygılı olması gerektiğini ama bunun en son, çaresiz kalırlarsa başvuracakları bir yol olduğunu söyledi.
AB ve BM’nin, adadaki gerçeği kabul etmesi gerektiğini ifade eden Arıklı, şöyle konuştu: “Bu adada iki hükümran devlet ve siyasi eşitliğe sahip iki halk var. Bu iki halkın dini, dili, tarihi ve kültürü farklıdır. En önemlisi de geçmişlerinde araya kan girmiş. Şimdi bu iki halk yan yana kardeşçe yaşıyor. Kapılar açıldıktan sonra aralarında hiçbir sorun çıkmamış. Şimdi yan yana yaşayan bu iki halkı iç içe yaşamaya zorlarsanız, tekrar kan dökülmesine neden olursunuz.”
YDP Genel Başkanı Arıklı, spor ambargolarını er veya geç deleceklerini kaydederek, futbolda Kosova modeli ile UEFA’da faaliyet göstermek istediklerini ifade etti. “UEFA bizi dinlememeye devam ederse başka alternatifleri gündemimize alacağız. Şu anda Asya Futbol Federasyonu nezdinde girişimlerimiz var. Spor siyasetin gölgesinde kalmamalı.
Dünyaya, olimpiyat şartının temel ilkesi olan ‘spor yapmak her insanın en doğal hakkıdır’ ilkesini hatırlatıyorum” diye konuştu. Arıklı, Başbakan Ersan Saner’in istifasına neden olan konunun, kendi özel hayatı ile ilgili bir konu olduğunu, bunu gündem yapmanın doğru olmadığını kaydederek “Eğer partisinde kurultay yarışı olmasaydı bu konu kimseyi meşgul etmezdi” dedi. KKTC’de halkın özgürlüğünü fazlasıyla yaşadığını, hatta ülkede, güney dahil diğer ülkelerde olmayan bir özgürlük bulunduğunu kaydeden Erhan Arıklı, şöyle devam etti: “KKTC’de özgürlük olmasaydı, Anavatan Türkiye’ye, Türkiye yetkililerine, Türk ordusuna bu kadar rahat hakaretler edilebilir miydi?
Bizim yargımız Türkiye’ye işgalci, Türk ordusuna işgal ordusu diyen, Sayın Erdoğan’a hakaret eden karikatürleri bile ‘fikir özgürlüğü’ olarak kabul ediyor. Kendi ülkesine ka-ka-te-ce diyen ve bu devletten maaş alan üst düzey görevliler var. Başka bir örneği var mıdır bu özgürlüğün?” Arıklı, Türkiye’nin KKTC’ye yardım yapmasının son derece normal olduğunu kaydederek “Bu durum bizim egemenliğimize halel de getirmez. Güney Kıbrıs, AB ve BM bize uyguladıkları ambargolarla bizi yıldırıp teslim alabileceklerini sanıyorlarsa bu boş bir hayaldir. Kıbrıs Türkü 11 sene çadırlarda yaşadı. Bir lokma ekmeği paylaştı yine de teslim olmadı” diye konuştu.
Yorum Yazın