HP MİLLETVEKİLİ ATAKAN: “MEMLEKET YANGIN YERİ, BİR AN ÖNCE SEÇİME GİDİLMELİDİR”
Halkın Partisi (HP) Milletvekili Tolga Atakan, yeni yasama yılının yine bir krizle başlayacağını, kapanırken olduğu gibi bir nisap sorunuyla karşı karşıya kalınacağını belirterek, seçime gidilmesi çağrısında bulundu.
Atakan, yaptığı açıklamada, “Tıkanıklığı çözmenin yolu bir an önce bir erken seçime gitmektir. Ancak bu takvimle gidilirse aralık veya ocak ayına kalacak. Bizler meclis kapanmadan, hükümet kurulurken belirlenen seçim tarihine uyulması çağrısını defalarca yaptık. Önümüzdeki yıl haziran ayında bir yerel seçimimiz var. Yerel seçimlerin yasaklarıyla örtüşecek bir yapıyla seçime gidilmemelidir. Ülke zaten iki yıldır pandemi ve beraberinde ekonomik kriz içinde. 2021 yılında da beceriksiz azınlık hükümetinin ortaya koyamadığı politikalar yüzünden çok ciddi bir kriz daha yaşanıyor. Biz bu krizleri üçüncü bir yıla taşırsak bunun bedelini bütün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halkı öder. Buna dikkat edilmesi gerekiyor. Memleket yangın yeri bu yangının söndürülmesi gerekiyor” diye konuştu.
“HÜKÜMETTE UYUM YOK, KAKOFONİ VAR; BEDELİNİ DE HALK ÖDÜYOR”
Hükümet içinde bir uyumun olmadığını, sürekli bir çatışma ve birbirini yalanlama halinin hakim olduğunu öne süren HP Milletvekili, “Şimdi meclis tatildedir diye çok fazla gündeme gelmiyor ama bakanların gün içinde birbirlerini yalanladıkları yalanlama yarışına girdikleri günleri unutmadık. Sağlık Bakanı gün içinde Maliye Bakanı’nı, Maliye Bakanı Eğitim Bakanı’nı yalanlıyordu. Bu da aslında tam anlamıyla bir kakofonidir. Doğru dürüst yönetilemeyen bir orkestranın çıkarttığı birbiriyle uyumsuz sesleri gibi. Oturduğumuz koltuklar gitmesin, aman bu makamcıklar gitmesin diye diretilen durumun bedelini sadece ve sadece biz ödüyoruz” dedi.
“KIB-TEK’İN BU DURUMUNDAN TÜM KABİNE SORUMLUDUR”
KIB-TEK’in zararda olması konusuna da değinen Atakan, Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı’nın muhalefetteyken KIB-TEK özelinde bir politika ortaya koyduğunu hatırlatarak, şu anda tam tersi bir uygulama içinde olduğunu öne sürdü ve şu ifadeleri kullandı:
“Rakamlar ortaya çıktı; 647 bin Dolar ki bugün TL karşılığına baktığınızda çok ciddi bir zarar. Son getirilen akaryakıtın geliş şekli, akaryakıtın nerden temin edildiğinin belirsizliği gibi konuların sorumlusu başta Başbakan olmak üzere tüm kabinedir. Yapı son derece kötü yönetiliyor. Öyle bir aşamaya gelinecek ki günün sonunda KIB-TEK normal üretmesi gereken elektriği bile üretemeyecek. Diğer yandan, Aksa’nın da sözleşme dönemi yaklaşıyor. Sanırım burada yapılmaya çalışılan hem Aksa’nın sözleşmesini uzatmaktır hem de KIB-TEK’in yapısını bizim alıştığımız yapısından çıkarıp farklı bir yapıya büründürmektir.”
“HAZIR OLAN ALSANCAK YOLU ÖDENEĞİ ORTADAN KAYBOLDU, HALK ÇİLE ÇEKMEYE DEVAM EDİYOR”
Mevcut azınlık hükümetinin “devletin devamlılığı ilkesi”ne uygun davranmadığı noktasında da eleştiren Atakan, bir önceki hükümet döneminde atılan birçok adımın devamının getirilmediğini iddia etti. Atakan, Yeni Trafik Yasası’nı ve Alsancak yolunu örnek olarak verdi:
“Yeni trafik yasası, bir önceki hükümet görevini sonlandırmadan önce meclise sevk edilmek üzere Bakanlar Kurulu’na gitti ve halen daha oralarda bir yerlerde duruyor. Ben görevi devrettiğim Sayın Ünal Üstel’e de, sonrasında görevi devralan Sayın Canaltay’a da bununla ilgili bütün bilgileri vermiş olmama rağmen geride bıraktığımız süreç içerisinde bu yasa gündeme gelmedi. Sadece bu da değil, araç muayene istasyonlarının mevcut yapısını değiştirecek ve düzenleyecek adım da atılmadı. Yine buna paralel olarak yapılan bir sürü yasa çalışması da devam ettirilmedi. Alsancak yolunu bile devam ettiremedik maalesef. Alsancak yolunun hazır olan ödeneği Cumhurbaşkanlığı seçimi döneminde bir şekilde kayboldu. Birinci etap bitirilemedi ve şu an trafik güvenliği anlamında orada çok ciddi bir sıkıntı var. Bölge halkı çile çekmeye devam ediyor. Yine o dönemde yapılan ikinci etap projesi de hayata geçirilemedi. Bırakın yeni projeler ortaya koymayı, belli bir aşamaya getirilen projeler bile bitirilmedi.”
“GİRNE HASTANESİ İHALESİNİN KEŞİF BEDELİ GÜNCELLENMELİDİR”
Girne Hastanesi ihalesi ile ilgili de konuşan Atakan, bir ihalede keşif bedelinin o günkü güncel fiyatlardan, malzemelerin rayiç bedelleri üzerinden belirlendiğini belirtti. Yasal olarak o keşif bedeli ile yola çıkılması gerektiğinin altını çizen Atakan, “İptal edilen keşif bedeli ile çıkarsanız kaç kişi teklif verir o fiyatlara emin değilim. Sadece demirin ton fiyatının bırakın bir yıl önceki rakamlarla mukayesesini 15 gündeki artışı ’un üzerinde. Keşif bedelinin güncellenmesi şarttır. Bunun benzerlerini daha önce yaşadık. Örneğin 2018 yılında yaşanan döviz krizinde meşhur Dipkarpaz - Manastır İhalesi’ne çıktık ancak ihale askıda kaldı, tek bir müteahhit haklı olarak başvurmadı. Çünkü bizim yaptığımız keşif bedeli akşamdan sabaha değişti.”
Yorum Yazın