Ulusal Birlik Partisi milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu ve Resmiye Canaltay da bölgede hazır bulunarak ziyareti kınadı. Ulusal Birlik Partisi milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu ve Resmiye Canaltay mikrofonlarımıza konuştular.
“Kendi toprağımızda hakarete uğruyoruz”
Resmiye Canaltay “Protesto sırasında AB parlamentosu ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi suçlu iken yine Kıbrıs Türk halkı suçlu durumda gösterilmiştir . Bu aslında Kıbrıs Türk Halkının ne kadar destelenmediğini, AB parlamentosunun bize yapılanları örtmeye çalışıldığını görmekteyiz. Kıbrıs Türk Halkı ANNA planına evet dedi .AB sözlerinin hiç birini yerine getirmeyerek bizleri mağdur etmesinin yanında tekrardan Rum devletine Rum halkına destek vererek bu gün bu olayları kendi toprağımızda yaşıyoruz. Mağdur olan biz, bir çok izelasyon altında yaşayan biz , 1’e 10 mücadele veren Kıbrıs Türk halkı olurken ben şahsen büyük bir hayretle izlemekteyim. Kendi toprağımızda hakarete uğruyoruz biz burada ve buna maalesef kimsenin sesini çıkartmadığını görüyoruz burada bir avuç insanla burada ses çıkarmaya çalıştık. Kendi toplumuna destek çıkmayan bir halk bunları yaşamak zorundadır maalesef.
Rum vatandaşlara seslenen Canaltay “Rumlar evlerini istiyor evet biz onlara Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti gözetiminde Maraş’ın açılmasını ve evlerinizi de isterseniz komisyona başvurarak gelip alabileceğinizi söyledik siz kabul etmiyorsunuz” dedi.
Oğuzhan Hasipoğlu “ Bu şekilde önemli bir organizasyon da tüm siyasi partilerin burada olmasını beklerdik. AB dilekçe komitesi üyelerine geçen haftalarda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti meclisini temsilen yaptığımız ziyarette kendilerine bir durum tespiti inceleme yapacaksanız tarafsız olun ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti makamları ile de görüşün tek taraflı yapacağınız bir inceleme tek taraflı yapacağınız bir çalışma objektif olmayacaktır . Bunları hem dilekçe komitesi üyesi olan hakem milletvekilimize söyledik, yabancı parlamenterlerine de söyledik. Maalesef bu önerimize olumlu cevap alamadık. Bu gün bu yapılan çalışma objektif bir çalışma olmayacaktır” dedi.
Yapılan ziyarette AP Milletvekillerine bir mektup veren UBP Milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu, mektubunda şu ifadelere yer verdi:
"AB Parlamentosu Dilekçe Komitesine,
Kapalı Maraş ile ilgili inceleme yapıp bu bölgenin 1974 önceki sakinlerinin hakları ile ilgili birrapor yazmak için ülkemize gelmiş bulunmaktasınız. Sizlerle bu şekilde sınırda mektup vererek değil, tıpkı Kıbrıs Rum tarafı yetkilileri ile görüştüğünüz gibi adanın bir diğer ortağı olan bizlerle de görüşerek adadaki KıbrısTürk halkının da sorunlarını dinlemenizi beklerdik. En azından sizin de her platformda övündüğünüz, AB”nin demokrasi, ayrım yapmama ve insan hakları ilkelerine uygun davranılmış olurdu. Ayrıca, uluslararası ilişkilerde en temel bir prensip olan sorunla ilgili tüm tarafları dinleme ilkesine de uygun davranmış olurdunuz.
Uzülerek görmekteyiz ki, BM tarafından her iki halkın ayrı ayrı ve eş zamanlı olarak onayına sunulan Annan planı referandumunda Kıbrıslı Türkler “Evet”, Kıbrıslı Rumlar ise “Hayır” demesine rağmen hala daha cezalandırılan biz Kıbrıslı Türkleriz. AB, 2004 yılından önce ve sonra vermiş olduğu sözleri tutmamış, 26 Nisan 2004'te izolasyon ve kısıtlamaların kalkması konusunda almış olduğu karar uyarınca geçirdiği Doğrudan Ticaret Tüzüğü'nü rafa kaldırmıştır. Yine aynı karar altında geçirdiği Yeşil Hat Tüzüğü ve Mali Yardım Tüzüğü'ne Rum tarafının koyduğu engelleri aşmakta ise etkisiz kalmıştır.
Sizler, buraya bir durum tespiti (“FactFindingMission”) yapmak için geldiğinize göre aşağıdaki soruların da cevaplarını AB Parlamentosu nezdinde sizlerin veya oraya giden vekillerimiz vasıtasıyla araştırmanız ve sorgulatmanız gerekmektedir. Tek tarafı dinleyerek hazırlayacağınız bir raporun, objektif olmayacağı ve AB kriterleri/normları ile bağdaşmayacağı, dolayısıyla bizim için herhangi bir anlam taşımayacağı açıktır.
Kapalı Maraş ile ilgili çalışma yaparken, bunları da biliyormuydunuz?
2004 yılında AB”nin Kıbrıs Türk halkıyla ilgili öngörmüş olduğu doğrudan Ticaret Tüzüğü'nüntamamen rafa kaldırıldığını ve izolasyonvekısıtlamaların kaldırılacağı sözü verilmesine rağmen neden bunca yıldır uygulanmadığı konusunda bir inceleme Komitesi kurmadığınızı,
Kıbrıslı Rumların taşınmaz malları ile ilgili kuzeyde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin etkin ve fiili bir iç hukuk olarak kabul ettiği Taşınmaz Mal Komisyonu (TMK) adında bir iç hukuk yolunun bulunduğunu,
Yukarıda bahsi geçen TMK”ya halihazırda binlerce Rumun başvurduğunu ve devam eden davaların bulunduğunu,
İnceleme yapacağınız Kapalı Maraş bölgesinde Vakıfların da meşru mülkiyet iddialarının bulunduğunu ve TMK”da devam eden davalara taraf olduğunu,
Bir Kıbrıslı Rumun Kapalı Maraş'taki malına erişmesi için çözümden önce mücadele verirken, Kıbrıslı Türklerin mallarıyla ilgili yıllardır olağanüstü hal/zorunluluk doktrini (Doctrine of Necessity) ilan edildiği ve vasilik rejimi uygulanarak herhangi bir tasarrufta bulunmalarının engellendiğini,
Güneyde kamulaştırılıp veya imara kapatılıp ancak parası dahi ödenmeyen Türk mallarının bulunduğunu,
KKTC makamları tarafından herhangi bir ayrım yapılmaz iken, T.C kökenli birçok KKTC vatandaşının güneye geçemediğini,
Görüşmelerin geçmiş aşamalarında bir paket çerçevesinde Kapalı Maraş”ın açılması için 2003 yılında rahmetli Denktaş, 2005 yılında Sayın Talat tarafından öneri yapıldığını, her iki önerinin Kıbrıs Rum tarafınca reddedildiğini,
Kapalı Maraş’ın yerleşime açılması, 01 Temmuz 1993 tarihinde Genel Sekreter Gali tarafından açıklanan Güven Artırıcı Önlemler Paketi’nde de gündeme getirildiğini, lakin bu planın da Rumlar tarafından reddedildiğini,
Görüşmelerin son aşamalarında, tarafların mutabakatıyla, Kapalı Maraş'ın bütünlüklü çözümün bir parçası haline geldiğini; ancak en son aşaması Crans-Montana'da yapılan kapsamlı çözüm müzakerelerinin Rum tarafının uzlaşmaz tutumu nedeniyle çöktüğünü,
Daha önceki tüm BM planlarına hayır diyen Rum tarafı ödüllendirilmeye devam ederken, çözüm konusunda her zaman iradesini ortaya koymuş bulunan Kıbrıs Türklerinin izolasyon ve kısıtlamalarla cezalandırılmaya devam ettiğini,
Yapmış olduğunuz bu tek taraflı ziyaretin Kıbrıslı Türkleri AB’den daha da uzaklaştırdığını ve bu davranışınızın adadaki çözüm sürecine hizmet etmeyeceğini… BİLİYOR MUYDUNUZ?"
AB Parlamentosundan yetkili Yunanistan vatandaşı olan Sofia Sakorafa Türk basınını mikrofonların uzatılmasına rağmen röportaj vermeyerek devamlı geri çevirdi.
kaynak :MHA
Yorum Yazın