Kıbrıs Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (KTMMOB) Başkanı Seran Aysal, Mağusa/Yeniboğaziçi/İskele İmar Planı Tasarısı ile ilgili taleplerinin, orman ve verimli orman arazilerinin üretimde tutulması, Kıbrıs Türkünün kendi bölgesinde yabancılaşmaması olduğunu kaydetti.
Aysal, Birlik altındaki bazı oda başkanlarının da katılımıyla, Mağusa/Yeniboğaziçi/İskele İmar Planı Tasarısı hakkında basın toplantısı düzenledi.
Aysal KTBMMO’da düzenlediği basın toplantısında, düzenlemeler için 26 Aralık’a kadar olan zaman diliminin yeterli olduğunu, Birliğin Planda yer almasını gerekli gördüğü 8 hususu içeren bir çalışmanın siyasilere, ilgili belediye başkanları ve bakanlıklara gönderildiğini belirtti.
Aysal, “Aslı olan talebimiz ormanları korumaktır, özellikle birinci ve ikinci sınıf tarım arazilerinin üretimde tutulmasıdır. Turizme de üniversitelere de ihtiyacımız vardır, bunları yaparken, Kıbrıs Türküne katma değer olarak geri dönüşünü sağlayacak olan Kıbrıs Türkünün üretimde kalmasıdır” dedi.
Düzenleme talepleri olmasının Planın reddi anlamını taşımadığını belirten Aysal, planın olumlu yönlerinin bulunduğunu ancak en önemli konu olarak Kıbrıs Türkünün ülkesinde “yabancılaşmaması” olduğunu kaydetti.
Bir bölgede yerli nüfusun 20 katı kadar yabancı insana mülk satılmasının, yerli insanın yabancılaşmasını getireceğini kaydeden Aysal, “Bunların dengeleri var. Bu dengeleri korumak için çalışmalar yapılmalı ki ülke genelinde yabacıya konut satışının bölgelere göre ne olacağının da bilinmesi gerekmektedir” dedi.
“SU ANCAK ÖNGÖRÜLEN YENİ NÜFUSA YETERLİ”
Aysal, bu çalışmada Planın son şeklinde 338 bin ek nüfusa imkan tanıyacak alanın imara açıldığını, bunun su da dahil diğer altyapı sorunlarını beraberinde getirdiğini söyledi.
Türkiye’den su tedarik projesinin, 2040’a kadar Kıbrıs’ın Kuzeyinde nüfusun 390 bin olacağı esas alınarak tasarlandığını kaydeden Aysal, Gazimağusa, İskele ve Yeniboğaziçi’nde 340 binlik bir nüfus için arazilerin imara açılmasının “kabul edilemeyecek bir husus” olduğunu kaydetti.
“NÜFUS YÖNETİLEBİLİR SEVİYEDE OLMALIDIR”
Aysal, Türkiye’den gelen suyun sadece bu bölgenin ihtiyacını karşılayacak kadar olduğunun görüldüğünü kaydetti.
Yapılan Planın bölgedeki “altyapı gerçekleri ile uyuşmadığını” belirten Aysal, “Nüfus yoğunluğu yönetilebilir seviyeye çekilmelidir” dedi.
“HER BELEDİYENİN ARITMA TESİSİ OLMALIDIR”
Altyapı ile ilgili bir diğer hususun da atık suyun iyileştirilmesi olduğuna dikkat çeken Aysal, her belediyenin arıtma tesisi olması gerektiğini belirtti.
Anayasa’da Tarım ve Çiftçinin Korunması maddesinin bulunmasına rağmen birinci ve ikinci sınıf tarım arazilerinin imara açıldığının görüldüğünü kaydeden Aysal, “çiftçileri tarımdan koparıyoruz” dedi.
VERİMLİ TARIM ARAZİLERİN YÜZDE 10.6’SI İMARA AÇILIYOR
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Erkut Erkut Uluçam, 9 bin 140 dönüm birinci ve ikinci sınıf tarım arazisinin imara açıldığını, bunun bölgedeki toplam birinci ve ikinci sınıf tarım arazilerinin yüzde 10.6’sının imara açılması anlamına geldiğini ifade etti.
SU TAŞKIN SAHALARI VE RİSKLİ ZEMİNLER
Planda, su taşkın sahalarının ve zemini riskli olan bölgelerle ilgili kriterlerin kesin bir şekilde belirlenmesi gerektiğini ifade eden Aysal, çok katlı binaların ciddi denetimi için de gereken altlıkların oluşturulması gerektiğini belirtti.
Aysal, “çok riskli zemine rağmen, proje dışı yapılar yapıldığını görmekteyiz” dedi.
“30 HEKTARLIK ORMAN GÖZDEN ÇIKARILDI”
Plan’da 300 hektarlık (3 bin dönüm)orman arazisi üzerine liman ve serbest bölge öngörüldüğüne de işaret eden Aysal, “300 hektar orman arazisinin ortadan kaldırılması öngörülüyor” dedi.
“KENSEL YEŞİL ALANLAR MÜMKÜN GÖRÜNMÜYOR”
Plan’da öngörülen bazı kentsel yeşil alanların hayata geçmesinin uzun vadede dahi mümkün görünmediğini kaydeden Aysal, bu alanlardan birinin Gülseren Askeri Bölge, diğer alanın da Birleşmiş Milletlerin kullanımında olduğunu ifade etti.
“TÜZÜKLER YAPILMALI “
Planı destekleyecek yasa ve tüzüklerin Planın sağlıklı uygulanabilmesi için elzem olduğunu kaydeden Aysal, yangın ve yapı denetim tüzüklerinin gerekliliğinin altını çizdi.
ŞEREFİYE VERGİSİ
Plandan dolayı mağduriyetler yaşanacağını, imara açık alanlardaki araziler değerlenirken, imara kapalı olan arazilerin, imara açık bölgedeki arazilere komşu olsa dahi değer kaybına uğrayacağını belirten Aysal, bu mağduriyetlerin giderilmesinin yönteminin, şerefiye vergisi gibi vergilerle mümkün olduğunu kaydetti.
“ESAS OLAN İMAR ADALETİ”
Mimarlar Odası Başkanı Türker Aktaş ise, imar planları sonucunda, değer yapan taşınmaz mallara daha yüksek vergi konarak, plandan dolayı arazi değer kaybına uğrayanların mağduriyetinin giderilmesi gerektiğini söyledi.
İmar planından dolayı değerlenen arazilerde yapılan 5-6 kat üzerindeki binalar için ise verginin daha da yüksek olması gerektiğini belirten Aktaş, “Esas olan imar adaletidir” dedi
Yorum Yazın