Azerbaycan Kökenli Türk Profesör Ebulfez Süleymanlı, Azerbaycan ile Ermenistan arasında yaşanan cephe savaşı ve Türkiye kamuoyunun desteğine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
“Azerbaycan meşru müdafaa hakkını kullanıyor”
Ermenistan’ın 1990’lı yıllardan bu yana dış güçlerin doğrudan yardımıyla Azerbaycan’ın Karabağ ve yedi başka bölgesini işgal ederek bilinçli ve sistematik etnik temizlik ve eşine zor rastlanan vahşet ve soykırım faaliyeti yürütmeye başladığını belirten Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Bu tarihten sonra fiilen Azerbaycan Türk topraklarının yüzde 20’si Ermeni güçlerinin eline geçmiştir. Resmi rakamlara göre 1 milyondan fazla sivil Azerbaycan Türkü yuvasından ve tarihi vatanından edilmiştir. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin Ermenistan yönetiminin işgalci olduğunu tasdik eden dört kararına rağmen işgal devleti uluslararası hukuki bağlayıcılığı olduğu halde uymadığı gibi son 27 yıl işgal döneminde sürekli olarak Azerbaycan sınırında Türk topraklarına pervasızca ateş açarak tacizde bulunmuş, birtakım güçlerden destek alarak Azerbaycan’ın sivil yerleşim bölgelerine saldırmaya başlamıştır. 27 Eylül 2020 tarihi sabah saatlerinde yine böyle bir saldırı sonrasında uluslararası hukuka uygun olarak meşru müdafaa hakkını kullanan Azerbaycan devleti istikrarlı ve akılcı bir askeri harekat yürütmektedir” dedi.
Türkiye’den kardeş Azerbaycan’a manevi destek
Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, aradan geçen iki günlük süre zarfında Türkiye Cumhuriyeti devleti ve Türk kamuoyunun her konuda olduğu gibi Azerbaycan'ın işgal edilmiş toprakları ve Karabağ meselesinde de kardeş Azerbaycan'ın yanında olduğunun vurgulandığına dikkat çekti.
Devletin tüm kurumlarından destek verildi
Bu süreçte Türkiye’den Azerbaycan’a Karabağ ve işgal altında olan diğer bölgelerinin kurtarılması yönünde kayıtsız şartsız çok büyük bir destek olduğunu kaydeden Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, şunları söyledi:
“Cumhurbaşkanımız Recep Tayip Erdoğan olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti devletinin tüm üst düzey yetkilileri tarafından “Azerbaycan bu sorunların çözümü konusunda nasıl arzu ederse biz de o şekilde Azerbaycan'ın yanında olmaya hazırız” şeklinde açıklamalar yapılmıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin resmi hesabından, AK Parti, CHP, MHP ve İyi Parti’nin uluslararası kamuoyunun bir numaralı gündem maddesi olan Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki çatışma hakkında ortak bildiri yayımlanmış, Ermenistan’ın bölgedeki barışın önündeki en büyük engel olduğu vurgulanarak uluslararası kamuoyunun sorunun çözümü noktasında adım atması ve işgalci Ermenistan’ın verdiği zararlardan ötürü Azerbaycan’a destek vermesi gerektiği kaydedilmiştir.”
Sivil toplum kuruluşlarından destek
Türkiye’nin en önde gelen sivil toplum kuruluşlarının Azerbaycan’ın yanında olduğunu belirten sloganlar ve mesajlarla Azerbaycan’ı desteklediğini kaydeden Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, birçok üniversite senatosunun da Ermenistan'ın Azerbaycan sivil yerleşim birimlerini ve askerlerini hedef alan saldırısını şiddetle kınadığını, dost ve kardeş ülke Azerbaycan'a destek mesajı verdiğini ifade etti.
Medya desteği önemli
Kamuoyunu bilgilendirme görevi olan medyanın savaş dönemlerinde kilit rol oynadığını hatırlatan Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Medyanın gündemi aynı zamanda kamuoyu gündemidir ve ekonomik, siyasi, sosyal elitlerin yanı sıra okuyucunun da kararlarını doğrudan etkiler. Kuşkusuz medyanın halk üzerindeki etkisi özellikle savaş ve kriz hallerinde belirgin hale gelmektedir. Hatta medya savaşın öncesinde ve sonrasında belirleyicidir. Bu bakımdan ana akım Türk medyasının askeri operasyonların başından itibaren muhabirlerini sıcak çatışma bölgesine göndererek canlı bağlantılarla savaş alanlarındaki gelişmeleri hem Türk hem de dünya kamuoyuna kısa bir süre içinde duyurmak suretiyle Azerbaycan’ın haklı davasının dünya kamuoyuna duyurulmasında çok büyük katkı sağlamış bulunmaktadır. Öte yandan televizyon kanallarında açık oturumlarda konunun uzmanları tarafından enine boyuna ele alınması, köşe yazarlarının yorumları, reytingi yüksek programlarda sunucuların destek mesajları Azerbaycan’ın hak davasına ışık tutması açısından önem taşımaktadır” dedi.
Sosyal medyada çığ gibi destek
Desteğin diğer bir ayağını sosyal medyanın oluşturduğunu ifade eden Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Hiç kuşkusuz sosyal medya günümüzde çatışma dönemlerinde en etkili propaganda araçlarından biri haline gelmiştir. Sosyal medya ile birlikte propaganda faaliyetleri farklı bir boyut kazanmıştır. Bu bağlamda savaşın ilk saatlerinden itibaren Türk aydınların, kültür ve sanat dünyasının ünlü isimlerin, spor kulüplerinin ve sporcuların yapmış olduğu destek paylaşımları çok fazla takipçileri olan Azerbaycan halkına büyük moral sağlamış, böylece Türk halkının her daim Azerbaycan’ın yanında olduğu mesajı iletilmeye çalışılmıştır. Öte yandan sayıları binleri bulan Türk sosyal medya kullanıcılarının profil resimlerini Azerbaycan bayrağı yapması ve ya Azerbaycan-Türkiye kardeşliğini simgeleyen görsel öğelerin paylaşılması ciddi bir manevi destek niteliğindedir” diye konuştu.
Ermenistan’ın Rusya, ABD ve Avrupa Birliği gibi Batılı güçlere dayanarak Azerbaycan toprakları üzerinde siyasi ve askeri anlamda ifa ettiği baskıcı ve yıkıcı sürecin somutlaştığı bir dönemden geçildiğini belirten Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Azerbaycan, dünyanın sessiz kaldığı bu tarihsel sürekliliği haiz yıkıcı ve baskıcı sürece karşı kendi meşru müdafaa imkânlarını kullanarak direnmiştir, direnmektedir ve direnecektir. Bu haklı direniş sürecine Azerbaycan ile tarihi, dini, etnik ve kültürel anlamda güçlü bağları olan Türkiye birey, toplum ve devlet nezdinde yoğun bir destek vermektedir” dedi.
Türkiye’nin manevi desteği çok önemli
Konuyla ilgili olarak Türkiye’de gelişen bireysel kanaatlerin, sivil toplum kuruluşlarının tutumu, konvansiyonel medya ile sosyal medya örnekleri ve devletin askeri-politik anlamdaki dayanışması dikkate alındığında Azerbaycan’a her anlamda gösterilen yoğun destek duygusu açık bir şekilde ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Zira Türkiye, kadim bir bağlama dayanan tarihi ve kültürel teamülleri dâhilinde bağımsız olduğu müddetçe bütünlüklü bir biçimde Hakkın yanında olma ilkesini benimsemiştir. Türkiye’den sağlanan bu muazzam kamuoyu desteği Azerbaycan’da ciddi bir özgüven artışına neden olmakta ve vatan topraklarının kurtarılması için çok önemli manevi destek sağlamaktadır. Türkiye’ye minnettarız.” diye konuştu.
Yorum Yazın