Müsaade ederseniz ne anlatmak istediği mi bir hikaye ile renklendirmek isterim...
Delikanlı 16 yaşındaydı...
Babası ile sürekli tartışıyordu.
Bir gün evi terk etti.
Buna çok öfkelenen baba artık evde onun adı dahi anılmayacak diye yasak koymuş, anne her gece evi terk eden oğlunun yastığını koklayarak uyuyordu..
“ Oğlumu özledim, ne olur gidip arayalım bulup getirelim” dese de baba geri adım atmıyordu...
Bu süre içinde aradan 2 sene geçmiş oğlunun doğum günü o yıl babalar günü ile aynı güne denk gelmişti..
Annenin dayanamadığını o ağlamaklı halini, yüreği parçalanan halini görünce babada dayanamadı ve dedi ki ; şu adrese git oğlunu gör ve ekledi gör ama adresi benim verdiğimi kesinlikle söyleme ve birkaç şey daha söyledi ama anne duymuyordu artık aklında bir tek adres kalmıştı, kadıncağız sevinçten uçuyordu adeta.
Hemen hazırlandı yola çıktı, büyük bir şehrin karşı yakasındaydı babanın verdiği adres bir tamirhaneydi, anne evladını tulum içinde gördü bir süre ıslak gözler ile dükkanın karşısında izledi, oğluna doğru yaklaşmaya başladı, iki yıl boyunca kendisini hiç arayıp sormayan ailesini unutan delikanlı aniden annesini karşısında görünce önce şaşırdı sonra koşup sarıldı annesine.
Babası hariç herkesi soruyordu...
Sonunda dedi ki; o adam nasıl?
Hala aksi ve anlayışsız mı?
Anne cevapsız bıraktı bu soruyu. Hadi oğlum ne olursun gel evimize gidelim. Yok dedi çocuk, hayır anne ne olur ısrar etme ben böyle iyiyim o adamla tekrar aynı evde yaşamam dedi ve döndü dükkana doğru yürümeye başladı. Arkasından bir süre baka kalan anne hazırladığı pastayı oğluna vermek için seslendi.
Delikanlı pastayı alırken annesine, anne dedi ne olur ısrar etme gelmeyeceğim dedi, bir gün bile merak edip arayan sormayan adamla aynı evde yaşamam dedi.
Anne boynu bükük oğlunun yanından ayrılmaya hazırlanırken peki oğlum dedi sen bilirsin dedi, anlaşılan çok kararlısın gelmeyeceksin ama baban dedi ki; son 1 aydır arkadaşlık ettiği çocuktan uzak dursun o çocuk ona zarar verecek , önceki arkadaşı ile barışsın o çocuk iyi çocuk...Çocuk dona kalmıştı.
Annesi eve döndü babaya sitem etti.
Madem biliyordun neden benden sakladın?
Onun için rahattın demek, hep ters görünen aksi görünen baba yutkundu gözlerinden iki damla yaş akı verdi, o benim canımdır dedi.
Ne zamandandır beridir gittiğini, orada olduğunu biliyordun diye sordu anne.
Gittiği günden beridir biliyorum bazen öğle molasında ne yiyor ne içiyor diye gider uzaktan izlerdim onu, bazen akşamları geç gelirdim ya hani sen beni kahvede bilirdin. İşte o zamanlar da ne yapıyor ne ediyor kimlerle takılıyor diye takip ederdim.
Karı koca birbirlerine sarılıp ağlarken kapı çalmıştı.
Elleri ile gözlerini silerek kapıyı açmaya gitti anne, annesinin kendisine yaptığı pastadan daha büyük pasta ve hediye paketiyle içeri girdi delikanlı. Koşarak babasına sarıldı, babalar günün kutlu olsun babaam dedi.. Delikanlı anlamıştı kendisine hiç bakmadığını düşündüğü babasının aslında gözünü hiç üzerinden ayırmadığını.
Evet babalar biraz taş olur, babalar biraz katı durur, dik durur bazen kızar bağırır ama her zaman için öncelikleri evlatlarının iyiliğidir .
Baba YAŞAM’ın en garip örneğidir.
Değeri en geç anlaşılandır.
BABA demek helal lokmayı eve getiren demektir,
BABA demek kızlcık şerbeti içip, çocukları için her çileye katlanmak demektir,
BABA demek hayatın karanlığında , hayat yoldaşına ve çocuklarına ışık olmak demektir...
BABALIK cümlelerle anlatılamayacak kadar kutsalken, onu mafya denen şerefsiz bir zümreye yakıştırmak niye?
Hemde anlamı yasa dışı işlerle uğraşan, zor kullanarak birtakım gizli çıkarlar sağlayan, çoğunlukla gizli ve hiyerarşik bir teşkilatlanmaya dayalı örgüt ya da bu örgütün mensubu kişiler anlamına gelirken
Ne diyorlar onlara “MAFYA BABASI!”
Bunu demelerin sebebi bile babalığın koruma kollama güdüsünden kendilerine pay biçmedir.
Yazıklar olsun BABALIĞI ayakçıların diline dolayan yerin altına.
Bu arada hakkını vermemiz gereken MAFYA olmasa da BABALIK yapan kişilerde var.
Biz onlara GARİBAN BABASI diyoruz.
Onlar kazandıklarını muhtaç olanlarla paylaşan insanlar.
Evet babalık aslında bir YAŞAM biçimidir.
Garibanın şerefi, zenginin hizmeti ile güzelleşir.
Adı gibi “YAŞAMI” garibana değer gören gariban babalarına teşekürler...
Tayfun Aydınlı
06/06/2021
Yorum Yazın