ABD’Yİ GEÇTİK: Kıbrıs Türk İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Aysal, yaptıkları araştırmalar, incelemeler ve değerlendirmelerde ülkede trafik özelinde ciddi sorunlar olduğunun ortaya çıktığını söyledi. Aysal, “Amerika’da bile bin kişiye 650 araç düşerken bizim ülkemizde 950 sayılarında olduğu görülüyor” dedi
“DAĞYOLU KAPATILMALI”: Aysal, Dağyolu’nun trafik güvenliği açısından değerlendirmek bir yana o yolun tümden kapatılması gerektiğini söyledi. Dağyolu’nda araçları normal seyrinde bile yolda tutabilmenin mümkün olmadığını ifade eden Aysal, “Orada yapılmış bir kaza sadece sürücü hatasına bağlanamaz. Biz bunu sürücüye bağlayarak kolaya kaçıyoruz” dedi
“NOKTASAL ÇÖZÜMLERLE OLMAZ”: Aysal, ülkede bugüne kadar palyatif ve noktasal çözümler üretmek için yaklaşımlar olduğunu kaydederek geriye dönüp bakıldığında bunların ne kadar başarılı olup olmadığını ortada olduğunu kaydetti. Trafik sorununun çözülmesi için raporun devlet politikası haline getirilmesi gerektiğini belirtti
Kıbrıs Türk İnşaat Mühendisleri Odası ve Türkiye İnşaat Mühendisleri Odası ortak organizasyonuyla Eylül ayında düzenlenen “Geleceğe Güvenle Ulaştıralım Konferansı”nda ortaya çıkan bulguların yer aldığı raporu tamamladı.
Ulaştırma ve trafik özelinde ciddi durum tespitlerinin yapıldığı ve kısa, orta ve uzun vadeli çözüm önerilerinin getirildiği rapor, ülkenin trafik sorununu bir kez daha gözler önüne serdi.
Kıbrıs Türk İnşaat Mühendisleri Odası ve Türkiye İnşaat Mühendisleri Odası ortaklaşa hazırladıkları raporu geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Meclis Başkanı Sibel Siber, Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı Tufan Erhürman, Demokrat Parti Genel Başkanı Serdar Denktaş ve Toplumcu Demokrasi Partisi Genel Başkanı Cemal Özyiğit’e sundu.
Kıbrıs Türk İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Seran Aysal ve Türkiye İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Cemal Gökçe, Havadis’e raporun içeriğini ve çözüm önerilerini anlattı.
Aysal: Verimli bir çalışmanın ürünü oldu
Aysal, 22-23 Eylül 2017 tarihinde Kıbrıs’ta Türkiye İnşaat Mühendisleri Odası ile Kıbrıs Türk İnşaat Mühendisleri’nin ortak konferans düzenlemesinin sonrasında trafik ve ulaştırma konusunda çalışmaların yapıldığını ifade ederek bu konferansa hem devletin çeşitli birimlerinden yetkililer hem de oda ve akademisyenlerin katıldığını belirtti. İki oda yönetimlerinin tekrar bir araya gelerek bunun sadece konferansa bağlı kalmamasını ve devamında rapor oluşturulması kararını verdiğini söyleyen Aysal, ulaştırma konusunda çözüm önerilerini ve mevcut durumun tespit edilmesi için bir çalışma yapıldığını kaydetti.
“Uzman kişiler çalıştı”
Konferansta ortaya çıkan verileri de göz önünde bulundurarak çalışmaya başladıklarını kaydeden Aysal, komite ve alanında uzman kişilerin bu raporda çalıştığını vurguladı.
Aysal, “Raporun ön taslağı hazırlandığında İstanbul ve Lefkoşa’da yapılan masa başı toplantıların ardından bir de çalıştay yaptık. Eylem planının da geliştirildiği noktada Lefkoşa’da buna son şeklini verdik. Devamında da devletin çeşitli kademelerine ve siyasi partilere bunları ilettik. Çok olumlu bulup pozitif yaklaştılar. Raporun içerisindeki tespitlerin hayata geçirilmesi noktasın da ellerinden geleni yapacaklarını dile getirdiler. Tartışma platformları oluşturarak bu süreçleri geliştirme sonucuna varıldı” dedi.
“Devlet politikası olması gerek”
Aysal, raporun içerisinde de bulunan ulaştırmanın bir devlet politikası haline gelmesi konusunda görüş ve taleplerini devletin yetkili makamlarına ilettiklerini belirterek konunun partiler üstü bir noktada herkesin ucundan tutacağı bir çerçevede ele alınması noktasında görüş birliği olduğunu ifade etti.
Aysal, “Ulaştırma başlığı çok geniş bir başlık olduğu için Kıbrıs’ın özel konumundan dolayı sadece kara yoluna odaklandık. Karayoluna odaklandığımız noktada da hep söylediğimiz trafikte sorun mu var trafik kazaları fazla mıdır? Sorularına bilimsel cevaplar aradık” dedi.
“ABD’de bile bin kişiye 650 araç düşerken bizde 950 araç düşüyor”
Aysal, yaptıkları araştırmalar, incelemeler ve değerlendirmelerde ülkede trafik özelinde ciddi sorunlar olduğunun ortaya çıktığını söyledi. Gerek kişi başına her 100 bin kişiye düşen ölümlü kaza oranı gerekse sayısı noktasında dünyada en önlerde olduğumuzu söyleyen Aysal, “Amerika’da bile bin kişiye 650 araç düşerken bizim ülkemizde 950 sayılarında olduğu görülüyor” dedi.
Her yıl 9 bin yeni kayıtlı araç yollarda
Her yıl 9 bin aracın yollara çıktığının göz önünde bulundurulduğunda 10 yıl sonra KKTC’nin daha da büyük bir kaosun içinde kalacağını ifade eden Aysal, trafik kazalarının ana sebeplerinin başında trafik güvenliğinin geldiğini söyledi.
“Sürücü hatası demek yanlış”
Aysal şöyle devam etti: “KKTC’de gerçekleşmiş kazaların yüzde 98’inin sürücü hatası olduğu söyleniyor. Böyle bir olgu yoktur. Dünyanın en iyi yollarına sahip ülkelerde bile bu oran yüzde 60’lardadır. Bunun nedeni yapılmış olan kazaların değerlendirilemiyor olmasıdır. Dolayısıyla değerlendirmeye giden arkadaşlarımız sadece temel olarak inceleniyor. Asıl araştırılması gereken sürücüyü o hataya iten nedendir. Bunları bizim değerlendirmemiz gerek.”
“Bırakın trafik güvenliğini Dağyolu kapatılmalı”
Aysal, Dağyolu’ndaki kazayı ele aldıklarında Dağyolu’nun trafik güvenliği açısından değerlendirmek bir yana o yolun tümden kapatılması gerektiğini söyledi. Dağyolu’nda araçları normal seyrinde bile yolda tutabilmenin mümkün olmadığını ifade eden Aysal, “Orada yapılmış bir kaza sadece sürücü hatasına bağlanamaz. Biz bunu sürücüye bağlayarak kolaya kaçıyoruz. Bazı veriler polis tarafından alınıyor olsa bile değerlendirmeyi yapmak polisin değil mühendislerin görevi olmalıdır” ifadelerini kullandı.
“Siyasi erk bu rapora sahip çıkmalı”
“Bu rapor genel bir değerlendirme raporudur. Bu raporun altında trafik mühendisliği noktasında siyasi erkin buna sahip çıkarak altının doldurulması gerek.
Kavşaklarda ciddi bir karmaşa vardır. Ana yol ve diğer yollardaki kavşak öncelikleri farklıdır. bunların yeniden tasarlanması ve planlanması gerekir.
Önemli tıkanıklığın olduğu kavşaklarda ve trafik ışıklarında trafik polislerinin görev yapması ile ilgili bir değerlendirme de yapıldı. Araştırmada trafik ışıklarının tek faz olması nedeniyle yoğunluğa göre ayarlama yapılamıyor. Böyle olunca da sürücüler tarafından ihlaller başlıyor. Bir diğer dezavantaj da polislerin oraya yönlendirilerek zaman ve emek kaybının olması.
Kıbrıs’ta ulaştırma ve trafik özelinde çok başlılık vardır. Bir çok komisyon ve daire bulunması nedeniyle bir olaya hangisinin müdahale edeceği noktasında ciddi bir yetki karmaşası mevcuttur. Bunun da ortadan kaldırılması gerekir.
Bir sorun olduğunda sebep olanların da ceza ödemesi gerekir. Biz bu düzene geçmediğimiz sürece orada birileri öldüğünde trafik kazası oldu deyip bırakmakla bu iş olmaz. Bu işlerden sorumlu bürokratlar da bedelini ödemesi gerekir.”
“Noktasal çözümlerle bir yere varılamaz”
Aysal, ülkede bugüne kadar palyatif ve noktasal çözümler üretmek için yaklaşımlar olduğunu kaydederek geriye dönüp bakıldığında bunların ne kadar başarılı olup olmadığını ortada olduğunu kaydetti.
“Vizyon konuşmamız gerek”
Aysal, “Kısa dönem ve uygulamalar raporumuzun içerisinde vardır. Trafik güvenliği çok ciddi bir konudur. Trafik güvenliğinde kendimizi ciddi şekilde iyileştirmemiz gerek. Yollarımızın geometrisi tam olarak doğru değildir. Siyasiler asli görevlerini bir lütuf gibi halka sunuyor. Böyle olmamalı. Biz konuları buraya indirirsek bu raporu konuşamayız. Burada vizyon konuşmamız gerekir. Tüm kesimlerin bakış açısını değiştirmesi gerekir ki yol alabilelim. Kısa dönem çalışmaların hepsinin ciddi bütçelere ihtiyacı yoktur. Mevcudu bozmadan da bazı projeler hayata geçirilebilir.
Toplu taşıma kesinlikle hayata geçirilmelidir. Araba alma özgürlüğünü kısıtlayalım anlayışı değil araba kullanma ihtiyacını aşağılara indirirsek bunu başarabiliriz.”
“Siyasi iradeye ihtiyaç var”
Raporda Eylem Planı da oluşturduklarını kaydeden Aysal, bu eylem planlarının hayata geçebilmesi için ciddi bir siyasi iradeye ihtiyaç olduğunu söyledi. Aysal rapordaki bazı analitik değerlendirmeleri de paylaştı: “Eşdeğer kaza sayısı yöntemi ile durumu ortaya koyduk. Biz dünyadaki önemli ülkelerden ciddi şekilde yüksek seviyelerdeyiz. 2006’dan 2016 yılına kadar bu kötü değeri biraz düşürsek de halen daha çok yüksek seviyelerdeyiz. Bunların düşürülmesi ve AB standartlarına gelebilmemiz gerek.
Dünya ölçeğinde durumumuzun hiç de parlak olmadığını rakamsal olarak ortaya koyduk.”
Gökçe: Rapora sadık kalınırsa sorunlar çözülür
Türkiye İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Cemal Gökçe ise dünyada ulaştırma ve trafik sorununun kara yolu ve otomobil ile çözülemeyeceğinin anlaşıldığını kaydederek başka yollar üretilmeye çalışıldığını belirtti.
Gökçe, refah seviyesi arttıkça insanların araba almak istediğini bunun da engellenemediğini söyledi. Gökçe, “Bizim otomobil almayın deme şansımız yok. Kıbrıs gibi Türkiye gibi ülkeler enerjide dışa bağımlı ülkeler. Kaynaklarının bir kısmını enerjiye harcarken araçlar için de enerjiye ciddi paralar akıtıyorlar. Akıtılan bu kaynaklar rasyonel olmuyor çünkü yollarda fazlaca bekliyor. Enerji giderleri de bu noktada artıyor. Sağlığa eğitime harcanması gereken para yollarda araçlar için harcanıyor.
Türkiye’de trafik ve ulaşım sorunu giderek rahatsız edici boyutlara ulaştı. Otomobil sayısı arttıkça yol sayısı da artıyor. O kadar çok yol yapıldı ki artık yol yapacak yer de kalmadı.
Artık yeni yol yapmayın diyoruz. Otopark yapmayın diyoruz çünkü insanlar yolları sıkışık görünce toplu taşımayı kullanmaya başlıyor. İnsanların alışkanlığını değiştirmek gerek. Bir seçenek sunmamız gerek” dedi.
Gökçe, hazırlanılan planın içeriğine sadık kalınması durumunda KKTC’de trafiğin rahatlayabileceğini ve kolaylaştırılabileceğini ifade ederek ölümlü kazaların da bu raporda koyulan hedeflerin hayata geçirilmesi ile azalacağını belirtti. Hem KKTC’de hem de Türkiye’de sistemde sıkıntı olduğunu kaydeden Gökçe, “Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Meclis Başkanı Sibel Siber ve siyasi partiler bizi iyi karşıladı ve dinledi. Umarım siyasi bir irade ortaya koyarak bu rapordaki konular bir an önce hayata geçirirler” dedi.
Yorum Yazın