Sınırları tartışılıyor
Yapay zekânın sınırları tartışılıyor, yetkileri inceleniyor, nerelerde kullanılabileceği inceden inceye hesaplanıyor ve hepimizin bu süreç içerisinde yapay zekâya karşı bir yargısı oluşuyor.
İşimizi elimizden alabilecek, her şeye bizim yerimize koşturabilecek, dünyanın değişimini ön saflarda yürütecek bir potansiyeli var nihayetinde.
Kendimize göre algılıyoruz
Yapay zekânın olayı şu; insan eliyle yapıldı ve sıradan bir insanın algılayamayacağı kadar karmaşık algoritmalardan oluşur hâle geldi.
Hepimizden bir şeyler öğrenerek, dünyanın en büyük veri havuzlarının oluşmasında payı yadsınamaz.
Biz ise yapay zekâyı, kendimize göre algılıyoruz. Bu 'kendimize göre'liğin içerisinde, inanılmaz bir bilgi yoksunluğu ve yanlışlar silsilesi var. Fakat hepsinin düzeltilebilmesi için yeterli zamana da sahibiz.
Şiir, şarkı, senaryo, roman derken
Yapay zekâ şu ana kadar şiir yazdı, şarkı besteledi, senaryo yazdı, belli başlı roman denemeleri yaptı. Bunların hepsi bir insanın üretmesi için yıllar gerektiren işlerken, yapay zekâ için sadece 'işlenecek verileri aldıktan sonra' çarçabuk oluşturulabilecek birer üretim.
Fakat tabii bu üretimi yapabilecek zekâ ve algoritmayı oluşturabilmek kolay değil. Önce bir teknoloji üretip, sonra o teknolojiye verileri verip, daha sonra o verilerden bir şeyler öğrenmeyi, en son olarak da verileri kullanarak yepyeni üretimler yapmayı öğretmeniz gerek.
Şu ana kadar yapay zekânın yaptığı üretimler bazı açılardan 'hatalı' olsa bile, hiçbiri düzeltilemeyecek hatalar değildi. Yapay zekâ, gerçek anlamda konuşmayı öğrendiğinde önünde engel kalmayacak.
Yorum Yazın