Fileleftheros, “Garantiler Gündem Dışı… Çavuşoğlu, Kıbrıs Sorunuyla İlgili Türk Çerçevesini Lute’un Önüne Koydu… Türk Tarafı Lefkoşa’ya Baskı Yapıyor” başlık ve spotlarıyla manşete çektiği haberinde, Türkiye’nin, güvenlik ve garantiler konusunu gündem dışında bırakma tutumunun, son dönemde bütün ağırlığını, bu konuların gündemde kalmasına veren Rum tarafını büyük baskı altına aldığı yorumunu yaptı.
Rum yönetiminin, somut sonuçlar çıkarmadan önce iki şeyi bekleyeceğine işaret eden gazete, bunlardan birincisinin TC Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile Yunan dengi Katrugalos’un bu akşam Brüksel’de yapacağı görüşme olduğunu yazdı.
LUTE’UN VERDİĞİ CEVAP
Habere göre Rum yönetimi bu görüşmeye, Ankara’nın hedeflerini öğrenmek açısından büyük önem veriyor. Katrugalos’un Çavuşoğlu’ndan, bütün seçenekler masada derken tam olarak ne kast ettiğini ve güvenlik/garantiler görüşmesinin Türk tarafınca gündemden çıkartılıp çıkartılmadığını öğrenmeye çalışacağına işaret edildi.
Rum yönetiminin beklediği ikinci şeyin ise Jane Holl Lute’un Ada’ya gelmesi olduğuna dikkat çekilen habere göre Rum tarafının, Çavuşoğlu’nun bütün seçenekler masada tezine Lute’un verdiği cevabın ne olduğunu özellikle merak ediyor.
Çavuşoğlu’nun Lute ile görüşmesinin birkaç saat öncesinde KKTC Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’la görüştüğüne özellikle “Çavuşoğlu bu hareketi ile Türkiye’nin tercihine dair mesaj verdi” yorumuyla vurgu yapılan haber, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in 19 Mart’ta Pile’de düzenlenecek etkinliğe katılarak Mağusa Türk Gücü-Nea Salamina futbol karşılaşmasını izleyeceği bilgisiyle sonlandırıldı.
Politis, “Garantör Güçlerle Temas Turunu Tamamladı… Lute’u Beklerken” başlıklı haberinde Türk ve Yunan Dışişleri bakanlarının Brüksel’de gerçekleşecek görüşmelerinin, Türkiye’nin müzakerelerin yeniden başlaması için Haziran sınırında ısrar edip etmediğinin ortaya çıkması açısından belirleyici olacağı yorumunu yaptı.
Rum Sözcü Prodromos Prodromu’nun, Lute’un garantör ülkelerle temaslarını tamamlamasının ardından Ada’ya gelmesinin “mantıklı olacağını”, Rum yönetiminin beklentisinin bu yönde olduğunu belirttiğine işaret edilen haberde “pek çok şeyin, Lute’un Çavuşoğlu’ndan işittiklerine bağlı olacağını” savundu.
Çavuşoğlu’nun Lute ile görüşmesinin seviyesini ısrarla düşük tuttuğuna ve resmî açıklama yapmak yerine “tweet atmayı” tercih ettiğine dikkat çeken gazete, hem müzakereler için Haziran’da ısrar edip etmediğini netleştirmediğini hem de bütün seçeneklerin masada, Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitliğinin de şart olduğunu vurguladığına işaret etti.
ÇAVUŞOĞLU’NUN SOSYAL MEDYA PAYLAŞIMI KAYGILANDIRDI
Habere göre Rum yönetiminden bir kaynak Çavuşoğlu’nun sosyal medya paylaşımını Rum Haber Ajansı’na (KİPE) yorumlarken, “federal çözümü dışarıda bırakmasa bile başka seçeneklerden söz ederek BM kararlarından çıkılması için zemin hazırladığı düşüncesiyle” Türk Dışişleri Bakanı’nın sözlerinden “kaygı” belirtti.
Aynı gazete başka bir haberinde Türk ve Yunan Dışişleri bakanlarının bugün, Suriye Konferansı çerçevesinde Brüksel’de bir araya geleceğini hatırlatarak Kıbrıs sorununun da ele alınacağı görüşmeye, Lute’un garantör ülkelerle temas turunu tamamlaması nedeniyle çok önem verildiğine dikkat çekti.
Habere göre Rum yönetimi Çavuşloğlu-Katrugalos görüşmesinden, Türkiye’nin haziran sınırında ısrar edip etmediğinin netleşmesini bekliyor çünkü Anastasiadis’in son Londra ziyareti sırasında aldığı teyide göre İngiltere’nin AB’den çıkışı (Brexit) için koyduğu bu argüman yine İngiltere tarafından kaldırıldı.
Alithia haberi “Lute’un Gelişi Konusunda Lefkoşa’nın Kulağı Telefonda… Nihayet Çavuşoğlu ile Görüştü ve Garantör Güçler ile Temaslarını Tamamladı… Çavuşoğlu’nun Sistemli Olarak Başka Seçeneklerden Söz Etmesinden ve BM Kararlarının Terk Edilmesine Zemin Hazırlamasından Kaygı” başlık ve spotlarıyla aktardı.
Gazete, Çavuşoğlu ile 21 Mart’ta Antalya’da gerçekleşecek görüşmeleri öncesinde bugün Brüksel’de bir araya gelecek olan Katrugalos’un, Real FM isimli radyoya “Yunan tarafı dünden çözüm istiyor” iddiasında bulunarak özetle şunları söylediğini yazdı:
“Kıbrıs sorununda gelişme olup olmayacağı Yunan veya Kıbrıs Rum tarafına bağlı değil. Türk tarafının daha çok yaratıcılık gösterip göstermemesine, özellikle de AB kararlarından kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirmek isteyip istemediğine bağlı. Antalya’da Türk tarafının Kıbrıs sorunundaki düşüncelerinin ne olduğunu göreceğiz. Bizim görüşümüz kesindir ve Crans Montana’da dile getirilmiştir. Çok da iyimserlik yaratmak istemem ama Başbakan (Çipras) ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında görüşülenlerin dışında değiliz.”
“BU GÖRÜŞMELERE OLUMLU BAKIYORUZ”
Gazete Rum Sözcü Prodromu’nun, Çavuşoğlu-Katrugalos görüşmesi konusunda Rum yönetiminin Yunanistan ile tam eşgüdüm ve istişare içerisinde olduğunu, görüşmenin ardından da (Yunanistan’dan) bilgi alacağını belirterek “referans şartlarının Guterres Çerçevesi zemininde oluşturulmasına katkı sağlayabileceğinden bu görüşmelere olumlu bakıyoruz” diyerek şunları eklediğini yazdı:
“Garanti rejiminin çağdaş bir güvenlik sistemiyle değiştirilmesi için Guterres Çerçevesi’nin öngördüklerini kabul edip etmemek garantörlere bağlı. Bilindiği gibi Yunanistan kesin şekilde, İngiltere de kendi yöntemiyle rıza gösterdi, geriye Türkiye’nin, maalesef Crans Montana’da göstermediği rızayı göstermesi kaldı.”
“SADEDE GEL…”
Haravgi “Manipülasyonu Bırakıp Sadede Gelsin… AKEL Genel Sekreteri Kıbrıs Sorununda Başkan’a Saldırdı” başlıklı haberinde AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu’nun Rum yönetimini Kıbrıs sorununda manipülasyon uygulamakla suçlayarak “halkın, her şeyi manipülasyona çeviren hükümetin sorumsuzluğuna ve küstahlığına tahammülü kalmadı” dediğini yazdı.
Rum yönetiminin asıl kayısının, “manipülatif planlama değil, meselelerin özüyle meşgul olmak, müzakerelerin yeniden başlamasını başarmak için hangi inisiyatifleri alması gerektiği” olduğunu belirten Kiprianu şunları da söyledi:
“Kamuoyunun büyük bölümünü Türkiye’nin uzlaşmaz, tahrikkar ve saldırgan olduğuna ikna etmek kolay, ne zaman bu suçlamaları yapsan kolayca kamuoyu oluşturursun. Ancak Kıbrıs sorununun özü bu değil.. Öz, ya bizi çözüme götürecek veya Türk tarafını ortada bırakacak olguları yaratmamızdır.”
Yorum Yazın