Bakanlık Sözcüsü Cao Licien başkent Pekin’de düzenlediği olağan basın toplantısında ABD’nin "Hong Kong’un otonom yapısına zarar veren ve insan hakları ihlaline karışan" Çin Komünist Partisi (ÇKP) yetkilileri ve ailelerine vize yasağı getirmesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
"Hong Kong Ulusal Güvenlik Yasası meselesi Çin’in iç işleridir ve herhangi bir yabancı ülkenin müdahaleye hakkı yoktur." ifadelerini kullanan Cao, ülkesinin, ulusal egemenlik, güvenlik ve kalkınmaya yönelik çıkarları ile “bir ülke iki sistem politikası”nı kararlılıkla koruyacağını söyledi.
Washington yönetiminin 'sözde yaptırım' yoluyla Çin’in Hong Kong Ulusal Güvenlik Yasası’nı engelleme girişiminin başarıya ulaşmayacağını savunan Sözcü Cao "ABD’nin söz konusu yanlış hareketlerine ilişkin Çin hükümeti, Hong Kong ile ilgili meseleleri kötü şekilde ele alan ABD’li yetikilere vize kısıtlaması getirmeye karar verdi." dedi.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, 26 Haziran’da Hong Kong’un özerk yapısına zarar veren ve insan hakları ihlaline karışan Çin Komünist Partisi (ÇKP) yetkilileri ve ailelerine vize yasağı uygulayacaklarını açıklayarak, şu ifadeleri kullanmıştı:
"Bugün 1984 Çin-İngiliz Ortak Deklarasyonu'nda garanti edilen Hong Kong'un yüksek özerklik derecesine zarar veren veya yaşanan insan hakları ihlallerinden sorumlu olduğuna inanılan mevcut ve eski ÇKP görevlilerine vize kısıtlaması getirdiğimizi duyuruyorum. Bu kısıtlama söz konusu yetkililerin ailelerini de içermektedir. Çin, Çin-İngiliz Ortak Deklarasyonu'nda belirtilen sözlerini tutmalıdır."
Hong Kong'un statüsü
Hong Kong, 1898'de imzalanan 'kira sözleşmesi' ile uzun yıllar İngiltere hakimiyetinde kaldıktan sonra 1997'de Çin'e devredilmişti.
İmzalanan ortak deklarasyon çerçevesinde Hong Kong'a 2047'ye kadar basın, ifade, toplanma, inanç ve serbest akademik çalışma gibi özgürlükleri ile bağımsız idari ve hukuki yapısını koruma hakkı tanınmıştı.
Hong Kong, Çin'e bağlı olmasına rağmen kendine ait para birimi, dil, hukuk sistemi ve kimlik kullanıyor. Özerk yapılı bölgenin sadece savunma ve dış politika gibi konularda Pekin'e bağlı olduğu bu yönetim modeli, "bir ülke, iki sistem" olarak adlandırılıyor.
Kentteki muhalif parti ve gruplar, başta Hong Kong'da adayların Pekin yönetimince belirlendiği seçim modeli olmak üzere bölgedeki mevcut Çin kaynaklı pratiklerin söz konusu "bir ülke, iki sistem" ilkesine aykırı olduğu görüşünü savunuyor.
Yorum Yazın