Â
ÇMO Başkanı Nilden Bektaş Erhürman konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, gürültü kirliliğinin insan sağlığını fizyolojik ve psikolojik olarak etkileyebildiğini, sinir, saldırganlık, hipertansiyon, yüksek stres, kulak çınlaması ya da kulak uğuldaması, duyma kaybı, uyku bozuklukları gibi pek çok sonuç doğurabildiğini belirterek, kentsel yaşam biçiminin bir parçası olan gürültüyü tamamen sınırlamak imkânsız olsa da alınacak tedbirlerle halkın yaşam kalitesinin artırılmasının mümkün olduğunu ifade etti.
Erhürman, özellikle açık havada müzik yapılan mekanlarda gürültü denetimlerinin yetersiz yapılmasının ya da herhangi bir yaptırım uygulanmamasının halkta büyük rahatsızlıklar yarattığını vurguladı.
18/2012 sayılı Çevre Yasası altında çıkarılan Çevresel Gürültü Değerlendirmesi ve Yönetim Tüzüğü uyarınca Çevre Koruma Dairesi’nin, çevresel gürültü politikalarının belirlenmesi ve uygulanmasında strateji ve tedbirlerin tasarlanmasında öncülük yapan otorite olduğunun altını çizen Erhürman, bu kapsamda kamuya açık alanlarda veya kuvvetlendirilmiş sesin kamuya açık bir şekilde işitilebileceği bir biçimde verilen müzik izinleri ve denetimleri de bahse konu Daire’nin görev ve sorumluluk alanında olduğuna işaret etti.
Erhürman şöyle devam etti:
“Hal böyle iken çoğu zaman müzik izinlerinin belediyeler tarafından verilen işletme izinlerinden sonra verilmesi gibi anomaliler yaşanmakta , verilen izinlerde ise yetersiz personel / ekipman nedeniyle denetimler rutin olarak yapılamamaktadır. Özellikle Lefkoşa , Mağusa ve Girne bölgesinde yaşayan vatandaşlarımız yoğun gürültüye maruz kaldığı yaz aylarında sorunun çözümü için adım atılması elzemdir. Bu bağlamda , verilen müzik izinlerinin gözden geçirilmesi, çevresel gürültüye maruz kalan kişilerin ve yaşanan şikayetlerin yoğunluğu göz önünde bulundurarak bahse konu işletmelerin hassasiyet seviyesinin düşürülmesi, gerekli ses izolasyan tedbirlerinin yerine getirilip getirilmediğinin denetlenmesi, izinsiz olan mekanların müzik yapmasının engellenmesi , gürültü ölçümlerinin ve denetimlerin ülkenin her tarafında sürekli yapılabilmesi için personel ve ekipman ihtiyacının giderilmesi gerekmektedir. “
Erhürman, ayrıca 2018 yılında geçirilen Çevresel Gürültü Değerlendirmesi ve Yönetim Tüzüğü uyarınca, imar, arazi kullanımı ve kontrol tedbirleri planlanırken veya gürültü sınır değerleri belirlenirken kullanılan hassasiyet bölgeleri ve bölgelere göre verilen izin süreleri, ses seviyeleri uygulaması yerinde bir uygulama olsa da seçilen hassasiyet sınıfı, izin verilen ses basıncı ve seviyesi ve özellikle müzik izinlerinin bazı geceler 19.00-04.00 arasında olabilmesinin büyük sorunlara yol açtığını tüzüğün de bu bağlamda yeniden değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
Yorum Yazın