“Tatar’ın saygı dediği yerin Cenevre’de yitirildiğini” kaydeden Erhürman, Tatar’ın bugüne kadar herhangi bir açıklamasında o olayların yaşanmadığını söylemediğini kaydetti. Siyasi partilerin hangi aşamada, neden ve nasıl bilgilendirildiğini Tatar’ın açıklaması gerektiğini söyleyen Erhürman, siyasi partilerin neden Cenevre’ye götürüldüğünü sordu. Cenevre’de siyasi partiler ile yapılan toplantı öncesinde 6 maddelik önerilerin sunulacağının haberinin çıktığını ve o toplantıda Tatar’a sorulduğunu dile getiren Erhürman, o haber çıkmamış olsa dahi, bir gün sonra Kıbrıs Türk tarafı adına bu kadar ciddi sonuçları olan bir belge sunulacaksa bunun siyasi partilerle paylaşılması gerektiğini söyledi. Cenevre’de tüm yaşananların ardından, Kıbrıs’a dönüşte, “Size Cenevre ile ilgili bilgi vereceğiz” diyerek çağrıda bulunulduğunu söyleyen Erhürman, şöyle devam etti: “Ne bilgisi vereceksiniz? Artık 6 maddelik önerinizin ne olduğu, o öneriye ilişkin tüm tarafların tepkisinin ne olduğu, Guterres’in ona nasıl tepki gösterdiği artık siyasi partilerin bilgisinde. Kaldı ki o belge sunulduktan sonra bir toplantı daha yapıldı Cenevre’de, Tatar da, Çavuşoğlu da oradaydı, biz o belge üzerinden sorularımızı da o zaman sorduk. Kendi pozisyonlarımızı da koyduk ve ne düşündüğümüzü de söyledik. Siz siyasi partilere ve Meclis’e bütün bu saygısızlıkları yapacaksınız, ondan sonra da çıkacaksınız Meclis’e girmedik diye, bize saygısız demeye kalkacaksınız. ‘Yavuz hırsız, ev sahibini bastırır’ deyimi var ya, tam bir yavuz hırsız tabiri içinde Sayın Tatar. Bu artık komedinin, son perdesi. Biz de bu komedinin içinde yer almayız” Bunun devam etmesi halinde Tatar’ın önünde oturup dinleyen konumda olmayacaklarını söyleyen Erhürman, pozisyonlarının çok net olduğunu belirtti.
Gelinen pozisyonun, zaman içerisinde kazanılan statüleri tehdit edecek bir pozisyon olduğunu savunan Erhürman, uluslararası toplumla tartışma ve konuşma alanını daralttığını savundu. 2004’ten sonra Avrupa Birliği’nin yapması gerekenlerin yarısını bile yapmadığını ifade eden Erhürman, “Bu çok net. Serbest Ticaret Tüzüğü’nün, Doğrudan Ticaret Tüzüğü’nün geçmemiş olması kabul edilebilir bir şey değildir” dedi. Yapılan şeyin yansımalarının henüz görülmediğini söyleyen Erhürman, “Şu an sadece açıklamaları görüyoruz. Yarın bu somut noktalara dokunmaya başladığında, kimlerin ne kadar canı yanabilecek, bunları göreceğiz. O noktalara gelmemesi için de çalışacak olan yine bizleriz” dedi. Aşılar konusunda AB’nin adil davranmadığını Tatar’ın da söylediğini dile getiren Erhürman, “AB’nin adil davranmadığını Sarayönü’nde söylemeyeceksiniz. Onu AB’ye söyleyeceksiniz.
Siz bu memleketin tanınan, muhatap alınan tek makamının başında olan kişisiniz” dedi. Hiçbir şekilde umutsuzluğa kapılmadığını belirten Erhürman, bu pozisyonun sürdürülebilir olmadığını ve bu işin nerede çözüleceğinin de çok net olarak ortaya çıktığını, bunun da siyasi eşitlik temelinde desantralize federasyon olduğunu söyledi. Erhürman, “Bunu yapmak istemezseniz, ‘Çözümsüzlük çözümdür’ diyenlerdensiniz. Çözümsüzlüğün bize maliyetini bu toplum ödediğinde de hesabını siz verirsiniz” dedi. Geçiş noktalarının kapalı olması ile ilgili de değerlendirme yapan Erhürman, “Ben kapatmadım üzerinden yürünecek bir tartışma değil ki. Kimin kapattığını biz biliyoruz. Anastasiadis kapattığında, o dönemde eylem yapan da CTP’ydi. Bunlar yaşandı geride kaldı, üzerinden de bir sene geçti” dedi. Kapalı kalınan süre içerisinde toplumların kopma noktasına geldiğini, özellikle Güney’den gelenlerin beklentileri üzerine oluşturulmuş ekonomilerin ciddi sıkıntı içinde olduğunu söyleyen Erhürman, “Bunun gündem yapılması ve sürekli olarak sıcak tutulması gerekiyor. Gerçekten açılma günü geldiğinde, çift taraflı olarak bir defada açılsın ve bu sıkıntılar ortadan kalksın. Siz bunu gündem dahi yapmıyorsunuz” diye konuştu. Tatar’ın tutumuyla, Başbakan Saner’in ve hükümetin tutumu arasında benzerlikler olduğunu söyleyen Erhürman, hükümet programına Ekim’de erken seçime gidileceğinin yazdığını ve Meclis kürsüsünde, Başbakan Saner’in “daha erken bir tarihte seçime gidelim” dediğini hatırlattı. UBP’nin pandemiyi gerekçe göstererek seçim tarihini 2022’ye atmak istediğini söyleyen Erhürman, “Siz hükümet programını hazırlarken de pandemi vardı, Meclis kürsüsüne çıkıp, daha da erken çağrısı yaparken de pandemi vardı. Ama hiç onlara girmiyorlar. Onların derdi memleketin ve halkın sorunları değil, statülerini bir süre daha korumaktır” ifadelerini kullandı
Yorum Yazın