14 Eylül’e kadar 5 toplantıyı tamamladıktan sonra süreçin New York’ta devam edeceğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Akıncı, “Eğer Rum talepleri gerçekçi ve makul çerçevede kalırsa parametreleri yıllardan beri belli olan iki kesimli iki toplumlu federal bir yapıyı kurma noktasına gelebiliriz” dedi.
Süreç devam ederken arzularının tüm kesimler ile sağlıklı bir diyalog kurmak olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Akıncı, “Ancak hükümet ile olan ilişkilerde arzu ettiğimiz sağlıklı diyaloğun olmadığını üzüntü ile görüyorum. Bu kadar yıldır yürütülen müzakere sürecinde olmayan bir talep bizim bu dönemimizde ısrar ve inatla gündemde tutuluyor. Bu olmadığı için de gereken katkıyı yapamıyoruz deniyor ve hatta içeride ifade edilmeyen kuşkular dışarıda dile getiriliyor. Halkın kafası bulandırılmaya çalışılyor ” şeklinde konuştu.
Halkın yanıltılmasını istemediğini kaydeden Cumhurbaşkanı Akıncı, halkın 2015 yılı Nisan ayında sunduğu programa destek verdiğini hatırlatarak, “bu programın birinci maddesi de Kıbrıs sorununda nasıl bir yaklaşım içinde olacağımdı” dedi.
Akıncı, müzakereleri 77-79 doruk anlaşmaları, Talat-Hristofyas yakınlaşmaları, 11 Şubat 2014 ortak mutabakat belgesi çerçevesinde yürüteceğini ilk günden açıkladığını ve ona sadık kalmaya çalıştığını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı, “hükümet mensuplarının yaptığı basın toplantısında 11 şubat 2014’ü farklı okuyoruz yaklaşımı var. Olabilir ancak Cumhurbaşkanı o yorumunu yaparak halktan onay aldı. Farklı yorum halkın onayını almadı. Yani kendilerinin desteklediği görüş halktan yeterli desteği görmedi” ifadelerini kullandı.
Müzakerelerin Türkiye ile istişare içerisinde ve 11 Şubat Ortak mutabakat metni temelinde yürütüldüğünü belirten Akıncı, “o belgeyi farklı yorumladığını söyleyen hükümet illa benim bir temsilcim orada olacak inatlaşmasına girdi. Olmazsa biz de yokuz, istediğimiz gibi halkın kafasını bulandırarbiliriz noktasına gelindiğini üzülerek müşahede ettim” dedi.
Gelinen süreçte formatın daraltıldığını, sürecin liderler, müzakereciler ve her konuya ilişkin birer uzman tarafından yürütüldüğünü belirten Akıncı, hükümetten böyle bir tavrı beklemediğini, sanki bir hayır kampanyası oluşturulmaya çalışıldığını kaydetti.
Akıncı, şu anda halka “evet” yönünde tavsiyede bulunabileceği bir dökümanın bulunmadığını ifade ederek, “daha bunu oluşturmanın çabası içerisindeyim” dedi.
Cumhurbaşkanı, o noktaya gelindiğinde, eşitliğin, güvenliğin özgürlüğün garanti altına alınacağı bir yeni yapılaşmanın oluştuğunu gördüğü noktada halka elbette tavsiyede bulunacağını ancak bunun oluşturulma sürecinde şimdiden bölünmenin, ikiye ayrılmanın doğru olmadığını vurguladı.
Hiçbir dönemde hükümetlerin böyle bir talebi olmadığını kaydeden Akıncı, “Ben bu noktadan sonra halkıma şunu söylemek istiyorum ki hükümet bu konuda iyi niyetli değildir. Hükümet bu talebinde art niyetlidir. İçeride hiçbir endişesini, veya yanıt bulmamış hiçbir endişesini ifade etmezken, buraya çıkıp halkın kafasında kuşkular yaratacak şekilde konuşmak yakışmaz hükümet mensuplarına. İçeride politis kaynaklı bir takım yanlış bilgileri düzeltildiği halde. Halka çağrıda bulunuyorum. Çok önemli bir sürece giriyoruz halkımızı bu sürece sahip çıkmalıdır. Bugüne kadar gerçekleri söyledim buna devam edeceğim. Sonuçta bu kararı halk verecek. Referandumda herkesin yeterli süresi olacak. Bütün konular ince elenip sık dokunacak.” Diye konuştu.
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Cumhurbaşkanı Akıncı, bir soru üzerine hükümet üyelerinin hayır kampanyasının altyapısını yapmaya başladığını belirterek, hükümet üyelerini politis gazetesini okuyup, tutanakları okumamakla eleştirdi.
Akıncı, “politisin yazdıklarına inanacaksınız, tutanakları okumadığınız için gerçeğini bilemeyeceksiniz. Böyle şey olmaz” dedi.
Bilgilendirme toplantılarının da devam edeceğini belirten Akıncı, sadece bilgi almakla bu işin olamayacağını, tutanakların okunup görüşlerin getirilmesi gerektiğini söyledi.
Bir başka soru üzerine de Cumhurbaşkanı sürecin olumlu olup olmadığını toplantıların tamamlandığı 14 Eylül’de göreceklerini dile getirdi.
Yorum Yazın