Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, Doğu Akdeniz’de neler olduğu, KKTC’nin taleplerini, Güney Kıbrıs ile KKTC arasındaki sorunun doğal kaynakların paylaşımına etkisini, olası çözümün ne olduğu konularında, Türkiye medyasından Gazete Duvar’a bir demeç verdi.
Soru – cevap şeklinde gerçekleşen röportajdan önemli notlar şöyle:
Gazete Duvar: Türkiye’nin bölgedeki faaliyetlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kudret Özersay: “Türkiye’nin bölgedeki faaliyetleri şeklinde değerlendirmiyorum. Bölgede Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), Türkiye Cumhuriyeti ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) faaliyetleri var. Kıbrıs adasının etrafındaki dar alanda bu üç ana aktör faaliyet yürütüyor. Daha geniş alana bakarsak İsrail’i görüyoruz.”
“TPAO BİZİM VERDİĞİMİZ LİSANSLA BİZİM İÇİN ARAMA YAPIYOR”
Gazete Duvar: Sanki Türkiye tek bir politika izliyor gibi gösteriliyor, ancak Türkiye’nin buradaki çalışmaları kendi içinde ikiye ayrılıyor sanıyorum?
Kudret Özersay: “Kıbrıs adasının etrafında bir kere Türkiye’nin kendi deniz yetki alanları içerisinde kalan sahalarda yaptığı çalışmalar var. Antalya açıklarında yaptığı çalışmalar var. Aynı zamanda Türkiye’nin kıta sahanlığı üzerinde Kıbrıs adasının batısında 70-80 km. ötesinde bir Türkiye’nin kıta sahanlığı üzerinde çalışmalar var. Türkiye’nin kendi sahanlığı içinde ve Kıbrıs adasının batısında yaptığı çalışmaların statüsüyle Kıbrıs adasının doğusunda Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın (TPAO) KKTC’den aldığı lisanslarla KKTC adına yaptığı çalışmalar birbirinden farklı. Bizim lisanslarımızla çalışılan bölgeler tartışmalı değil. Bunlar Kıbrıs’ın her iki halkına ait olanlardır. Onun dışında, Türkiye’nin kendi kıta sahanlığında kabul ettiği, Rumların da kendi Münhasır Ekonomik Bölgesinde (MEB) kabul ettiği bölgeler kesişiyor, tartışmalı bölge olarak değerlendiriliyor.”
“TÜRKİYE VE KKTC KITA SAHANLIĞIMIZ GENİŞ OLDUĞU İÇİN MEB İLAN ETMEDİ”
Gazete Duvar: Türkiye ve KKTC MEB ilan etmedi, etmeyi düşünüyor musunuz?
Kudret Özersay: “Türkiye MEB ilan etmedi. KKTC de ilan etmedi. Bu ihtiyacı hissetmedik. Bir kere Türkiye’nin geniş bir sahili bulunduğu için ve doğal kıtanın doğal uzantısı olduğu için, zaten kendiliğinden ipso facto ilan etmeye gerek kalmaksızın Türkiye’nin bir kıta sahanlığı var. MEB’e gerek olmaksızın Türkiye’nin kıta sahanlığının içinde.”
“AB SADECE RUM TARAFINI GÖRÜYOR”
Gazete Duvar: KKTC ve Türkiye’nin haklı olduğu ama derdini anlatamadığı söyleniyor. Sizce de öyle mi? Gerçekten derdimizi mi anlatamıyoruz?
Kudret Özersay: “Ben KKTC Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı olarak tüm ulaşabileceğim, eriştiğim platformlarda yerimi alıyorum, Kıbrıslı Türklerin seslerini duyurmaya çalışıyorum. Yabancı basına konuşuyoruz, açıklamalar yapıyoruz. Teknik ve hukuki bağlamını ortaya koyuyoruz; anlamak isteyen görüyor. Örneğin AB aldığı son kararda da, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada da sadece Kıbrıs Rum tarafını görüyor. Rum tarafının doğal kaynaklar konusunda Türkiye ile oturup konuşmasından bahsediyor. Kıbrıslı Türklerle ilgili tek kelam etmiyor. Doğal kaynaklarda Kıbrıslı Türklerin de hakkının olduğunu söylemekten bile korkuyor. Bizi dikkate almıyor. Oysa ihtiyacımız olan ilgili tüm aktörlerin iş birliği yapmasıdır.”
“Öte yandan ABD, geçen hafta Türkiye’yi eleştiren açıklamasında “Bu doğal kaynaklar adadaki iki topluma da aittir. Hakça paylaşılması gerekir. İki toplumla birlikte bölgenin diğer aktörleri, enerji konusunda diyalog ve iş birliği içinde olmalıdır” dedi. Bu açıklamayla AB’nin yaptığı açıklamanın arasındaki farka bakın. Anlamak isteyen anlıyor. Tek bir çıkış yolu var. O da aklın yolu.”
Yorum Yazın