Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı, Rum Yönetimi’nin tek yanlı ilan ettiği Münhasır Ekonomik Bölge içindeki 3’üncü parsele doğru ilerlemesine tepki gösterdi.
Bakanlık, Rum tarafı tansiyonu yükseltmekte ısrarcı diyerek, Rum liderliğini uyardı ve vurguladı; “Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte adım atmaktan kaçınmayacağız”
Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı , Rum liderliğinin doğal gaz konusunda bölgedeki tansiyonu yükseltmekte ısrarcı olduğunu kaydederek, “Haklarımızı yok sayan adımlar atıldığı, işbirliğine yanaşılmadığı sürece KKTC olarak Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte mukabil adımlar atmaktan kaçınmayacağız” uyarısında bulundu.
Rum liderliğinin Doğu Akdeniz’deki doğal zenginlikleri gerginliğe davetiye çıkarma aracına dönüştürdüğünü belirten Bakanlık, “İşbirliği ve uzlaşma mantığına dayanan tüm açıklama ve çağrılarımızın ısrarla görmezden gelinmesi üzüntü vericidir” açıklaması yaptı.
“Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin tek yanlı olarak ilan ettiği ‘Münhasır Ekonomik Bölge’de İtalyan enerji şirketi ENI’nin doğalgaz arama faaliyetlerini bu kez 3. Parsel olarak adlandırdıkları bölgeye kaydırmakta olduğu gözlenmektedir. Bizim açımızdan kabul edilmez olan bu hareket, tüm uyarılarımıza rağmen Kıbrıs Rum liderliğinin bölgedeki tansiyonu yükseltmekte ısrarcı olduğunu göstermektedir.” denilen açıklamada, Rum liderliğinin bölge barışına katkı koyacak işbirliği ve uzlaşma çağrılarını ısrarla görmezden gelmesinin üzüntü verici olduğu vurgulandı.
Dışişleri Bakanlığı açıklamasında Kıbrıs Türk tarafının, Ada’yı çevreleyen denizlerdeki doğal kaynakların hakkaniyete dayalı, adil paylaşımı konusunda geçmişte yapmış olduğu yapıcı önerilerin hayata geçmemiş olmasının yegane sebebinin, Rum tarafının işbirliği yapılmasına karşı çıkması ve retçi bir tutum izlemesi olduğunun altı çizildi.
Açıklamada Rum tarafının bu yaklaşımının doğal gaz konusuyla sınırlı kalmayıp, başta Kıbrıs konusu olmak üzere iki taraf arasındaki uzlaşı arayışlarına zarar verdiği blirtilirken; yönetimi ve zenginliği Kıbrıs Türk halkı ile paylaşmaya hazır olmadığını da gösterdiği kaydedildi.
“Son gelişmeler, 14 yıl önce BM Genel Sekreteri’nin raporunda yer alan bu saptamanın maalesef bugün hala geçerliliğini sürdürdüğünü ortaya koymaktadır. Her nasıl isterse olsun ortaklık, ilgili tarafların meşru menfaatlerinin ve haklarının yok sayılmasıyla değil, paylaşmakla ve işbirliği yapmakla mümkündür” denilen Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı açıklamasında bu şartlarda, Rum tarafının mevcut tutumunun devam etmesi halinde Kıbrıs Türk halkının haklarını korumak için KKTC’nin Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte mukabil adımlar atmaktan kaçınmayacağı vurgulandı.
Açıklamada geçmişte imzalanmış olan uluslararası antlaşmalar ve yapılan ruhsatlandırmaları da dikkate alarak önümüzdeki dönemde somut adımlar atma kararlılı bir kez daha vurgulandı.
Yorum Yazın