ÇALIŞMALAR SÜRECEK… Edirne'nin İpsala ilçesinde Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı MS4 Ölçüm İstasyonu'ndaki TANAP Avrupa Bağlantısı Açılış Töreni'nde konuşan Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğu Akdeniz'de bulunan hidrokarbon kaynaklarının paylaşımı konusunda birilerinin hakça paylaşım yerine gerilimi körüklemeye çalıştığını söyledi. Erdoğan hiç bir ülkenin uluslararası hukuktan üstün olmadığını ifade ederek, oradaki sismik araştırma gemilerinin faaliyetlerini sürdüreceğini belirtti. Recep Tayyip Erdoğan, “bağırmayla, çağırmayla oradaki gemilerimiz çekmeyiz” dedi Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Edirne'nin İpsala ilçesinde Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı (TANAP) MS4 Ölçüm İstasyonu'ndaki TANAP Avrupa Bağlantısı Açılış Töreni'nde konuştu. Her aşaması sabırla, dirayetle Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan'ın ortak gayretiyle 7,5 senelik uzun ve meşakkatli bir sürecin başarıyla taçlandırıldığını ifade eden Erdoğan, “Her şeyden önce TANAP, Azerbaycan, Gürcistan, Türkiye güzergahından Avrupa'ya TAP (Trans Adriyatik Doğal Gaz Boru Hattı) hattına bağlanıyor, devamıyla da Bulgaristan, Yunanistan, Makedonya, Arnavutluk, Sırbistan, Bosna Hersek güzergahındaki ülkeler de buradan istifade ediyor. Bütün bu adımları atarken, bunun bir bölgesel proje olduğunu, bir barış projesi olduğunu da özellikle vurgulamam lazım” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gürcistan üzerinden Anadolu'ya giriş yapılırken Gürcistan'ın gayretlerinin inkar edilemeyeceğine işaret ederek, şunları söyledi: “Bu, bir dayanışma ve bu dayanışmanın adı da barış. Bu proje her şeyden önce ülkelerimiz arasındaki köklü dostluğun sembolüdür. TANAP bu aşamaya Türkiye ve Azerbaycan'ın karşılıklı güvene dayalı ilişkileri sayesinde gelebilmiştir.
Projenin başarısında ayrıca üretici, transit ve tüketici ülkeler ile projede pay sahibi olan şirketler arasındaki uyum da kilit rol oynamıştır.” “Bundan sonra asıl sorumluluk sınırın öte tarafındaki komşularımıza düşüyor” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TANAP'ın, Azerbaycan'dan Avrupa'ya uzanan 3 bin 500 kilometrelik enerji koridorunun en önemli parçası olduğunu belirterek, şöyle devam etti: “Bugün itibarıyla Azerbaycan'dan doğal gaz ülkemiz üzerinden 20 il, 67 ilçe ve 600 köyden geçerek artık Avrupa'nın kapısına, yani buraya ulaştı. TANAP'la 16 milyar metreküplük Azerbaycan doğal gazının Türkiye ve Avrupa'nın istifadesine sunulması hayalden çıkıp gerçeğe dönüşmüştür.
16 milyar metreküplük bu gaz miktarının 6 milyarını biz, 10 milyarını ise Avrupa ülkeleri kullanacak. Nitekim 18 Kasım 2019 itibarıyla TANAP üzerinden Türkiye'ye taşınan gaz miktarı 3,23 milyar metreküpe ulaştı. İlerleyen yıllarda TANAP'ın taşıma kapasitesini önce 24 milyar metreküp ardından 31 milyar metreküpe çıkarmayı planlıyoruz. Bundan sonra asıl sorumluluk sınırın öte tarafındaki komşularımıza düşüyor.
Avrupa'ya gaz sevkinin başlaması için TAP'ın bir an önce tamamlanması gerekiyor. İnşallah TAP'ın da 2020 yılı içinde tamamlanmasını bekliyoruz.” “Gemilerimiz görevlerini yapıyorlar ve yapmaya da devam edecekler” Özellikle içinde bulunulan bu coğrafyanın enerji kaynakları üzerine yaşanan yıkıcı rekabete bizzat sahne olduğunu vurgulayan Erdoğan, Orta Doğu'nun on yıllardır istikrarsızlıkla boğuşmasının arka planında bu mücadele olduğunu, bir damla petrolü insan kanından, insan hayatından daha değerli gören zihniyetin dünyaya barış ve huzur getiremediğini anlattı. Yaşanan onca acıya, ölüme, yıkıma rağmen ne yazık ki bu anlayışın belli güçler tarafından devam ettirildiğini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
Özellikle Doğu Akdeniz'de bulunan hidrokarbon kaynaklarının paylaşımı konusunda birileri hakça paylaşım yerine gerilimi körüklemeye çalışıyor. Adaletli paylaşım imkanı varken tehdit diline ve şantaj politikalarına başvuruluyor.
Oysa hiç bir ülke uluslararası hukuktan üstün değildir. Emrivakilerle netice alınamayacağı artık idrak edilmelidir. 'Ben yaptım oldu' mantığıyla kimse bir yere varamaz. Aba altından sopa göstererek hiçbir ülke bir başkasına haklarından sarfınazar ettiremez. Bilhassa Türkiye böyle bir zillete asla boyun eğemez. Ülkemiz ne kendi hukukunu ne de Kıbrıs Türkü'nün çıkarlarının çiğnenmesine izin verir. Doğu Akdeniz'de ne uzun deniz sınırlarına sahip bir ülkeyi dışlamak, ona rağmen projeler gerçekleştirmeye çalışmak zaten mümkün değildir. Şu an son teknolojiye sahip 2 sondaj gemimiz Fatih ve Yavuz ile 2 sismik araştırma gemimiz bölgede çalışmalarını sürdürüyor. Biz bunların bağırmalarıyla, çağırmalarıyla oradan bu gemilerimizi çekmeyiz. Orada görevlerini yapıyorlar ve yapmaya da devam edecekler. Gemilerin ve mürettebatın güvenliğinin ise Deniz Kuvvetleri tarafından en üst düzeyde sağlandığını belirten Erdoğan, bu gemilerin yürüttüğü faaliyetlerin kısa sürede meyve vereceğine inandığını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Libya'ya bu konuda yapılan anlaşmanın parlamentoya geleceğini ve buradan geçmek suretiyle bu işin çok daha farklı bir konuma taşınacağını dile getirerek, “Şimdi Libya'yı tehdit etmeye başladılar. Bu anlaşma yapıldı. Bu anlaşmanın diğer ayakları da aynen uygulamaya girecek. Bizim sondajlarımızdan çatışma ve kan değil, barış ve refah fışkıracaktır. Bu inançla Doğu Akdeniz'deki tüm taraflara samimi bir çağrıda bulunmak istiyorum. Gelin enerjiyi bir çatışma aracı yerine iş birliği zeminine dönüştürelim.
Diplomasinin imkanlarını kullanmak varken, bölgeye yeni bedeller ödetecek yollara tevessül etmeyin” diye konuştu. “Türkiye enerji üreten ve tüketen ülkelerin tam kavşağında” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, artan nüfus ve büyüyen küresel ekonomi neticesinde enerjinin çok ciddi bir küresel mesele olarak ortaya çıktığını anlattı.
Dünya enerji haritasının değiştiğini, bu alanda yeni aktörlerin, projelerin ve iş birliği modellerinin ortaya çıktığını aktaran Erdoğan, enerji güvenliğinin sağlanmasında üretici transit ve tüketici ülkeler arasındaki etkin iş birliğinin önemli olduğuna inandığını ifade etti. Türkiye'nin stratejik konumuyla enerji üreten ve tüketen ülkelerin tam kavşağında yer aldığına dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti: Bugün yer kürede yer alan doğal gaz rezervlerinin yüzde 70'i, petrol rezervlerinin ise yüzde 60'ı komşularımızın topraklarında bulunuyor. Ayrıca ülkemiz Avrupa'nın 4'üncü, dünyanın 18'inci en büyük doğal gaz piyasası konumundadır. 2002 yılında 5 ilimizde doğal gaz varken, bugün 81 ilimizin tamamına doğal gaz arzı sağladık. 2019 yılı Ağustos sonu rakamlarıyla 144 bin kilometreyi aşan bir doğal gaz dağıtım şebekesine çıktık. Ülke nüfusumuzun yüzde 81'ine yani 66,5 milyon insanımıza doğal gazı ulaştırdık.
2018 yılı doğal gaz talebimiz ise 49,3 milyar metreküpü buldu. Doğal gaz depolama kapasitemizi 4 milyar metreküpten 11 milyar metreküpe çıkarmayı planlıyoruz. 2 yüzer gaz depolama ve gazlaştırma gemisini hizmete sunduk. İnşallah bunlara bir yenisini daha ekleyeceğiz. Toplamda 5,4 milyar metreküplük kapasiteye sahip Tuz Gölü Doğalgaz Depolama Tesisi'nin son bölümünün temelini bu sene attık. Bu kısmın 2023'te devreye girmesiyle tuz yapılarında dünyanın en büyük depolama tesisine sahip olacağız.
Yorum Yazın