Türkiye ile imzalanan Ekonomik Protokol’de de yer alan KIB-TEK’in yapılandırılması hakkında Yeni Bakış’a açıklamalarda bulunan Ekonomist Okan Veli Şafaklı, “Bir önceki KIB-TEK yönetim kurulu başkanının ifadelerini halen unutmuş değiliz. O ifadelere göre; 2015 yılında KIB-TEK’in yönetim başarısı sergileyerek kârlılığını artırdığı ve dolayısıyla mevcut yönetim şeklinin başarılı olduğu iddiası ile yeniden yapılandırılmasına gerek kalmadığı çıkarımı yapılıyordu” dedi.
“Taahhüt altına girmesine rağmen yapılandırmaya direndi”
CTP’nin başbakanlığını üstlendiği hükümetinTC-KKTC protokolündetaahhüt altına girmesine rağmen KIB-TEK’in yapılandırılmasına direndiğine de değinen Şafaklı,“Hatta KIB-TEK Türkiye’den kablo ile elektrik getirilmesi projesine sözde hazırladığı rapor ile karşı çıktı” şeklinde konuştu.
“Yorgancıoğlu hükümeti enerji sektöründe önlem alacağını belirtmişti”
Yine Yorgancıoğlu hükümet heyeti adına Başbakanlık Müsteşarı Alpay Afşaroğlu’nun 21 Şubat 2014’te imzalananprotokol ile KKTC ile Türkiye arasında kablo ile elektrik transferi konusunda çalışmaların başladığını da hatırlatan Şafaklı, “Aynı Yorgancıoğlu hükümeti 2013-15 “Sürdürülebilir Ekonomiye Geçiş Programı” matrisinde takvimleri biraz öteleyerek enerji sektöründe birtakım önlemleri almayı taahhüt etmişti” diye konuştu.
“UBP-DP hükümeti gelir gelmez tekrar gündeme getirdi”
UBP-DP koalisyonundan oluşan Özgürgün hükümetinin de gelir gelmez imzaladığı protokol ile KIB-TEK’in yapılandırılmasının yeniden gündeme geldiğini ifade eden Şafaklı, “2016-2018 Ekonomik Protokolün 3. Amaç 7. Eylemi enerji sektöründen bahsetmektedir. Amaç, ‘Reel Sektörün Rekabet Gücünün ve Ekonomideki Payının Artırılması’dır. Eylem ise ‘Enerji Sektöründe Politika Belirleyici, Düzenleyici, Denetleyici Bir Kurumsal Yapı Oluşturulacak ve Enerji Güvenliği ile Verimliliği Artırılacaktır’ şeklindedir” dedi.
Enerjiyle ilgili politikaları oluşturacak bir birim bulunmuyor
Şafaklı bunlara gerekçe olarak ise “Artan nüfusun ve büyüyen ekonominin enerji ihtiyacının sürekli, kaliteli ve asgari maliyetle karşılanması gerekmektedir. Herhangi bir doğal kaynağa sahip olmayan ülkemizde, enerji üretimi tamamen ithal girdilerle yapılmaktadır. Enerjideki dışa bağımlığının yanı sıra, enerji sektöründeki yapısal problemler, özel sektörün rekabet gücünü olumsuz etkilemekte, yine hane halkının bütçesi üzerinde ciddi yükler oluşturmaktadır.Enerjiyle ilgili politikaları oluşturacak bir birim bulunmamaktadır. Bu sebeple, enerji politikasını belirleyecek, enerji piyasasını düzenleyecek ve denetleyecek yetkin bir kurumsal yapıya ihtiyaç duyulmaktadır.Elektrik iletimi ve dağıtımında tekel, üretimi ise özel sektörden hizmet alarak yapan KIB-TEK, elektrik piyasasında tek aktör durumundadır. Dünya uygulamaları da dikkate alınarak elektrik enerjisini daha ucuza mal edebilmek için KIB-TEK’in üretim, iletim ve dağıtım fonksiyonları ayrıştırılarak verimliliğinin artırılmasına ihtiyaç bulunmaktadır.Öte yandan, 136 MW kurulu kapasiteli olan özel sektörden hizmet alma süresinin 2024 yılında ve Teknecik Santralindeki 120 MW kapasiteli buhar türbinlerinin ekonomik ömrünün 2025 yılında sona erecek olması ile her yıl artan enerji talebinin karşılanması için ilave yatırımlara duyulan ihtiyaç elektrik sisteminin Türkiye ile enterkonnekte sisteme bağlanmasını gerekli kılmaktadır. Ayrıca, enterkonnekte sisteme bağlanmak arz güvenliği ve arz çeşitliliğini sağlayacaktır”ibarelerinin gösterildiğini ifade etti.
Enerji Dairesi ön görülüyor
Şafaklı, ilke ve esaslara göre yapılacakların ise “‘Politika belirleme, düzenleme ve denetleme amacıyla Enerji Dairesi kurulacaktır’, ‘Herbir şirketin yönetiminin siyasi etkiden bağımsız teşkil ettirilmesine imkan sağlayacak hukuki altyapı oluşturulacaktır’, ‘Şirket yönetimleri arasında organik bir ilişki olmayacaktır’” şeklinde olduğunu söyledi.
“Sağ iktidarlar da sol iktidarlar da KIB-TEK’in yapılandırılmasına onay verdi”
Sağ veya sol tüm iktidarların imzaladıkları protokol ile KIB-TEK’in yapılandırılmasına onay verdikleri halde enerji sektörünün yapılandırılmasına gidilmekte tereddüt edildiğini de söyleyen Şafaklı, “Elbette, bu konuda hükümetleri korkutan temel unsur dünün iktidarı ve bugünün muhalefeti durumunda olan siyasi partilerin enerji sektörünün yapılandırılmasına yukarıda belgelendiği gibi taahhüt altına girmesine rağmen statükodan nemalanan diğer çevreler ile birlikte KIB-TEK’in yapılandırılmasına hiç kuşkusuz karşı çıkacaklarıdır. Tabii ki bu karşı duruş sırasında ‘halkın özvarlığını peşkeş çektirmeyiz’ sloganı yanında sözde 2014 ve 2015 yıllarında kurumun başarı ile yönetildiği ve kâr elde ettiği iddiasında bulunacaklardır” dedi.
“KIB-TEK’in başarısı değil…”
KIB-TEK’in dönemlik durum değerlendirmesinin KIB-TEK’in internet sayfasında yer alan ve dış denetçiliğini Erdal & Co. Cahartered Accountants’ın yaptığı 2015 Yılı Mali Hesapları’ndan yapılabileceğini de ifade eden Şafaklı, kafa karışıklığına neden olmamak ve kolay anlaşılır olması açısından da 2014 ve 2015 yılı verilerinin yer aldığı 2015 yılı Kâr ve Zarar Hesabının esas alınması gerekliliğine işaret etti.
“KIB-TEK’in bir önceki Yönetim Kurulu başkanının ifade ettiği gibi,kurum 2014 yılında 5.8 Milyon TL kâr elde ederken 2015 yılında bu rakam 54.9 Milyon TL’ye ulaşmıştır. Başka bir ifade ile 2015 yılında kârlılık % 830 civarında artmıştır. Kârlılığa mutlak olarak baktığınızda oldukça dikkat çekici olup içerikten yoksun bir değerlendirme geçmiş yönetime yersiz olarak övünme fırsatı vermektedir. Ancak, kârlılığın kaynağına yönelik yapılan incelemede gerçeğin hiç de öyle olmadığı ortaya çıkmaktadır” ifadelerini kullanan Şafaklı, “Aksine yönetim topluma rağmen kâr elde etmiştir. Yani, bu dönem bir başarı değil tekel olmanın gücünü kullanarak toplumun refahına tecavüz eden KIB-TEK gerçeğinin ta kendisidir” dedi.
“Başarının aksine ortaya koyduğu başarısızlık nettir”
KIB-TEK’in 2015 yılında iddia edilenin aksine ortaya koyduğu başarısızlığın açık olduğunu iddia eden Şafaklı, “KIB-TEK 2015 yılında net satışlarını artırma yerine % 9.42 oranında azaltmıştır. Halbuki, KIB-TEK verilerine göre kayıplarda dahil tüketim 2014 yılında 1,379,613 Kwh’dan 2015 yılında 1,446,794 Kwh’ye yükselmiştir. Bu rakamlar başarıya değil açık bir şekilde başarısızlığa işaret etmektedir” ifadesini kullandı.
“Satış ve dağıtımda %14.84’lik düşüş yaşandı”
KIB-TEK yönetiminin verimlilik ve etkinlik adına yapabileceği katkıyı anlamak için faaliyet giderlerine göz atılmasının yeterli olacağını söyleyen Şafaklı, “Burada yönetim tasarruf yerine pazarlama, satış ve dağıtım giderlerini % 19,65 artırmıştır. Personel giderlerinin de dahil olduğu genel yönetim giderlerindeki %14.84’lik düşüş ise daha fazla açıklamaya ihtiyaç duymaktadır. Ancak bu orandaki düşüş elde edilen kârlılığı açıklamaya son derece yetersizdir” dedi.
“%13.10’luk artışı başarı saymak, başta zammı ödeyen kesime hakarettir”
Diğer faaliyetlerden olağan gelir ve karlar içerisinde dikkat çeken gecikme zammındaki %13.10’luk artışı başarı saymanın başta zammı ödeyen kesime hakaret olduğuna da işaret eden Şafaklı, “Kambiyo zararlarının % 174 civarında artması yönetimin döviz yönetimindeki başarısızlığının net bir göstergesidir” diye konuştu.
“Satışların maliyeti 571 Milyon TL’den 408 Milyon TL’ye düştü”
KIB-TEK yönetiminin birçok açıdan sergilediği başarısızlığa rağmen karlılığını bu denli artıran yegane unsurun satışların maliyeti olduğunu söyleyen Şafaklı, “Satışların maliyeti 571 Milyon TL’den 408 Milyon TL’ye düşmüştür. Bu ise % 28.48’lik maliyetteki azalışa tekabül etmektedir. Bu maliyetteki düşüş ise yönetim ile alakalı olmayıp özellikle dünya petrol fiyatlarındaki düşüşten kaynaklanmaktadır. O zaman dünya petrol fiyatlarının ilgili zaman dilimindeki seyrine bir bakalım.2014 başında yaklaşık 100 $ olan ham petrol fiyatı 2014 sonunda 53.27 $’a gerilemiştir. 2015 ortalarında 60$ civarına yükselen petrol fiyatı 2015 yılı sonunda ise tekrar 37 $ civarına gerilemiştir” diye konuştu.
Yorum Yazın