Erdoğan, TÜRKSAT’ın Gölbaşı yerleşkesinde düzenlenen, TÜRKSAT 5A Uydusu Hizmete Alma Töreni’nde yaptığı konuşmada, uydunun ülkeye, millete ve bu imkandan yararlanacak tüm sektörlere hayırlı olmasını diledi.
TÜRKSAT 5A Uydusu’nun, ocak ayında Falcon 9 roketiyle uzaya fırlatıldığını, mayıs ayının ilk günlerinde yörüngeye ulaşan uydunun, uzun bir test ve hazırlık çalışmalarının ardından servis sağlamaya hazır hale geldiğini ifade eden Erdoğan, manevra ömrü 35 yıl olarak hesaplanan uydu ile hem uydu iletişim kapasitelerinin artırıldığını hem mevcut uyduların yedeklendiğini hem de yörünge haklarını garanti altına aldıklarını söyledi.
Erdoğan, yaklaşık 4 yıllık bir emeğin ürünü olan uydunun hizmete girmesinde emeği geçen Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile ilgili kurumları ve çalışanlarını tebrik etti. “Şimdi sıra TÜRKSAT 5B uydumuzda” Uydunun, Türkiye ile birlikte Avrupa, Akdeniz, Ege, Karadeniz, Ortadoğu, Kuzey Afrika, Orta, Batı ve Güney Afrika bölgelerini kapsayan geniş bir coğrafyaya hizmet vereceğini aktaran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Televizyon yayıncılığı ve veri hizmetleri konusunda kaliteli hizmet sunma kapasitesine sahip TÜRKSAT 5A, sağlayacağı yüksek katma değerle kendi alanında gerçekten çok önemli bir projedir.
Şimdi sıra TÜRKSAT 5B uydumuzda. Tasarım ve üretim aşamaları başarıyla tamamlanan TÜRKSAT 5B uydumuzun testleri sürüyor. Amacımız bu uydumuzu, yılın son çeyreğinde yine Falcon 9 roketiyle uzaya göndermektir. Faydalı yük kapasitesi bugüne kadarki uyduların tamamından fazla olacak TÜRKSAT 5B’nin hizmete girmesiyle, veri iletişim kapasitemiz 15 kat artacaktır. Doğu yörüngesindeki frekans ve yörünge haklarımızın korunması bakımından da önemli olan TÜRKSAT 5B’nin manevra ömrünün de 35 yılın üzerinde olacağı öngörülmektedir. Tabii bununla kalmıyoruz. Yaklaşık 5 yıl önce, milli haberleşme uydu projemizi, imza törenine bizzat şahitlik ederek başlatmıştık. Bu çerçevede, TÜBİTAK, TÜRKSAT, Aselsan, TUSAŞ, CTECH gibi çok sayıda kurum ve kuruluşumuzun katkısıyla TÜRKSAT 6A uydumuzu ürettik. Test aşamasına gelen bu uydumuzu önümüzdeki yıl uzaya fırlatmayı planlıyoruz. Böylece Türkiye, dünyada haberleşme uydusu üretebilen 10 ülke arasına girecektir. Şimdiden hayırlı olmasını diliyorum.”
“Kökten değişime yol açan bu çağın adı dijital çağ” Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın yeni bir çağa geçişin sancılarını yaşadığını, doğrudan üretim ilişkilerine dahil olan ve üretim biçiminin kökten değişimine yol açan bu çağın adının, “dijital çağ” olduğunu dile getirdi. İnsanlık tarihindeki her çağ değişimi gibi bu sürecin de dünyada siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel güç dengelerinin yeniden oluşmasına yol açacağını vurgulayan Erdoğan, toprağı ekmek ve makinaları kullanmak nasıl insanlık tarihinde büyük kırılmalara sebep olmuşsa, dijital çağın da benzer sonuçlar doğuracağına dikkati çekti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şunları kaydetti: “Yeni çağın en önemli özelliği, soyut üretim dediğimiz bilginin üretimi ve böylece ortaya çıkan verinin kontrolü üzerine kurulu olmasıdır. İnsan artık sadece kendi adına iş yapan değil, kendi adına düşünen sistemlere yönelmiş durumdadır. Hayatın her alanında kılcal damarlara kadar uzanan bu dijital üretim ve yönetim süreci, yapay zeka ile birlikte çok daha farklı bir evreye ulaşmıştır. Bu değişim, devlet yönetiminden toplumsal yapıya kadar her alanda kendini hissettirmektedir. Demokrasi dediğimiz olgu, bir meydanda toplanan insanların şehrin sorunlarını tartışması ve karara bağlaması ile ortaya çıkmıştır. Sonra bu yöntem, ülkede yaşayan belirli bir yaş üzerindeki insanların tamamının seçimler yoluyla içinde yer aldığı temsili demokrasiye dönüştü.
Bugün ise dünyanın dört bir yanından yüz milyonlarca insan, dijital altyapı ve iletişim imkanları sayesinde anında bir araya gelebiliyor tartışabiliyor, ortak tavır geliştirebiliyor. Üstelik bu son değişim, birkaç nesil gibi çok kısa bir zaman aralığında yaşandı. Gerçekten de kendi kuşağımızın çocukluğunu, gençliğini, o dönemlerde hayatı nasıl yaşadığımızı düşünüyoruz. Sonra bir de torunlarımıza, yeni nesillere bakıyoruz. Sadece üç nesil arasındaki fark, bizim kendimizden önceki onlarca nesille olan farkla mukayese edilmeyecek kadar fazla, belirgin ve açıktır.” “Küresel düzeyde adalet, dijital çağın altyapılarını da kapsayacak şekilde değerlendirilmeli” Kamu hizmetlerinin neredeyse tamamına yakınının e-devlet sistemi içinde yürütülebildiği bir dönemde yaşandığını belirten Erdoğan, gençliklerinde, bugün cep telefonu veya bilgisayar ekranı üzerinde birkaç tuşa basarak gerçekleştirdikleri işlemlerin her biri için saatlerce, günlerce, haftalarca hatta yeri geldiğinde aylarca ve yıllarca uğraşmak gerektiğini anımsattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “İnsanların birbirleriyle iletişimi, buluşması, görüşmesi, konuşması için belli imkanlara, programlara ihtiyaç vardı. Bugün cep telefonu ve onun üzerindeki uygulamalarla saniyeler içinde dünyanın her köşesindeki insanla iletişime geçmek mümkündür. Hiç şüphesiz dönüşüm gibi bu süreçte de ülkeler ve toplumlar arasında çok ciddi adaletsizlikler söz konusudur. Kimi yerlerde bireyler dijital çağın her imkanından sonuna kadar faydalanırken, kimi yerlerde hala ilkel dönemin şartları içinde hayata tutunma mücadelesi veren topluluklar vardır. Artık küresel düzeyde adalet, yiyecek ekmek, içecek su, barınacak ev ihtiyaçları yanında dijital çağın altyapılarını da kapsayacak şekilde değerlendirilmelidir.”
“Siber savunma mekanizması oluşturacağız”
Türkiye’nin, geçtiği iki asırda yaşadığı tecrübeler ışığında, dijital çağa sıkı sıkıya sahip çıktığını vurgulayan Erdoğan, şu görüşleri paylaştı: “Hamdolsun, ülkemize kazandırdığımız güçlü eser ve hizmet altyapısı sayesinde, dijital çağın imkanlarını milletimizin emrine, pek çok gelişmiş ülkeden daha önce verebilmeyi başardık. Özellikle sanayiden ticarete, kamu hizmetlerinden eğitim ve sağlığa kadar her alanda kritik öneme sahip dijital altyapıyı daha da geliştirmekte kararlıyız. Ülkemizi, dijitalleşmenin getirdiği küresel değer sisteminin en üstüne çıkarmak için fiber altyapı başta olmak üzere gereken adımları daha hızlı şekilde atmanın hazırlıkları içindeyiz. Veriye dayalı yenilikçiliği destekleyecek, milli teknoloji üretim kabiliyetlerimizi geliştirecek, yapay zeka teknolojilerinde öne geçmemizi sağlayacak strateji çalışmamızı yakında kamuoyuyla paylaşacağız. Bu alandaki uzun vadeli yol haritamızı da içerecek strateji belgemizde sürecin içerdiği risklere karşı ülkemizi nasıl koruyacağımızı da ortaya koyacağız. Asıl büyük tehditlerin konvansiyonel yöntemler yanında, siber uzaydan da geleceğinin bilinciyle güçlü bir siber savunma mekanizması oluşturacağız.” Erdoğan, 15 Temmuz 2016’da FETÖ’nün darbe girişimi sırasında TÜRKSAT’ın Gölbaşı yerleşkesinde şehit olanlara Allah’tan rahmet, ailelerine sabır dileyerek, “Bu şehitlerimizle ülkemiz yükseldi, yükselmeye devam ediyor.” ifadesini kullandı. Konuşmanın ardından, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindekiler tarafından butona basılarak, TÜRKSAT 5A uydusu hizmete alındı.
Yorum Yazın