Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Meral Akıncı, Kıbrıs İlim Üniversitesi’nin Girne Merit Royal Otel’de düzenlediği, “Kadın ve Çocuk Hakları -Aydınlık Yarınlar Paneli”nin açılışına katıldı.
Akıncı, 5 Aralık tarihinin Türkiye’de kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesinin yıl dönümü olduğunu, ancak o tarihte KKTC’de doğal afet yaşanmasında dolayı, programın 21 Aralık’a sarktığını kaydetti.
Toplumda yarım asra yakın kadın çalışmaları yapan ve araştıran biri olarak birikimlerini böyle bir toplantıda paylaşacak olmasından memnun olduğunu ifade eden Akıncı, “Öncelikle belirtmek isterim ki çocuk haklarından bahsedeceğimiz bir panelde kadından başlamak çok doğru bir yaklaşımdır. Böyle bir panelde ikisini bir araya getirdiğiniz için de üniversite çalışanlarına ve bugünü düzenleyenlere ayrı bir teşekkür iletiyorum. Çünkü güçlü, haklarının farkında ve sağlıklı kadınlar, sağlıklı annelere yol açmakta ve sağlıklı çocuklar ve toplum bireylerinin yetiştirilmesine vesile olur” diye konuştu.
Ülkede her üç kadından birinin ev içi fiziki şiddete maruz kaldığının tespit edildiğini, bunun sadece kadınlar için değil çocuklar için de önemli bir tehlike olduğunu anlatan Meral Akıncı, ülkede görünürlüğü gittikçe artan ev içi şiddete karşı destek hizmetleri son zamanlarda artırılsa da hala yürünecek önemli bir yol olduğunu söyledi.
“Hala ülkemizde ev işi şiddet yasası yoktur”
Hala ev içi şiddet yasasının olmadığının altını çizen Meral Akıncı, şöyle konuştu:
“Bir erkeğin kadın üzerinde hak sahibi olma noktasında toplumsal dönüşüme ihtiyacımızın olmasının yanısıra, hala daha ülkemizde ev işi şiddet yasası yoktur. Kadından Yaşama Destek Derneği (KAYAD) Başkanı olarak, yıllardır yaptığımız çalışmalar ve lobi faaliyetlerinin sonunda poliste kadına yönelik şiddet biriminin oluşması, adli yardım sisteminin başlangıcı, Çoklu Kurul toplantıları, Lefkoşa Türk Belediyesi (LTB) Sığınma Evi’nin hayata geçmesi, yetersiz olmasına rağmen bizi memnun etti. Bunların tümü de çok yakın bir zamanda oluşturulmuş, hayata geçirilmiştir. Projelerimizin uygulama safhalarından sonra, devletin ve yerel yönetimlerin bunlara sahip çıkması bize çok büyük bir güç ve çalışmalarımızda motivasyon vermiştir.”
Çocuk istismar ve ihmalinin; “çocuğun sağlığı, yaşamı, gelişmesi ya da onuru açısından, fiilen zararlı veya potansiyel olarak zararlı sonuçlar verebilecek her tür fiziksel ve/veya duygusal kötü muamele, cinsel istismar, ihmal ya da ihmalkar davranış veya ticari amaçlı, ya da her türlü sömürü” olarak tanımladığını belirten Akıncı, çocuk istismarı ve ihmalinin yakın zamana kadar ülke gündemini meşgul etmediğini, yok sayılarak inkar edilen bir konu olduğunu anlattı.
Meral Akıncı, her türlü istismara uğrayan 7 yaşındaki Mustafa Diker’in 9 Nisan 2012’de öldürülmesiyle toplumun acı gerçekle yüzleşmek zorunda kaldığını kaydetti.
Akıncı, toplumu derinden yaralayan olayın üzerinden 6 yıl geçmesine rağmen hala Mustafa’nın nasıl kaybedildiğine dair bir kamu soruşturmasının yapılmadığına işaret ederek şöyle devam etti:
“Hala bu kayıptaki sosyal hizmetlerin ve eğitim kurumlarının sorumluluklarını resmi olarak tespit etmiş değiliz. KAYAD’ın taslağını hazırladığı Ev İçi Şiddet Yasası içinde, çocuklarda ihmal fark edildiği an öğretmen veya sosyal hizmetlerin bu durumu kaydedici bir veri tabanı ve takip sistemi mevcuttur. Belki de Mustafa Diker böyle bir yasanın uygulandığı bir dönemde yaşasaydı hala aramızda olurdu.”
Meral Akıncı, hala Çocuk İzlem Merkezi, Çocuk Polisi, Çocuk Mahkemeleri, Suça Sürüklenen Çocukların Rehabilitasyonu ile ilgili bir merkezin bulunmayışına işaret ederek, “Halen bir çocuk koruma politikamız yoktur. Sistematik ve düzenli bir şekilde yürütülen koruyucu çalışmalar yapılmamaktadır. Artan sosyal sorunlar karşısında Sosyal Hizmetler Dairemiz ve birçok devlet kuruluşumuz hizmet kalitesi ve hizmet veren memur sayısı bakımından yetersiz kalmaktadır. Suça sürüklenmiş ve korunma ihtiyacı olan çocuk sayımız gün geçtikçe artmaktadır” diye konuştu.
Polisin 2015-2017 verilerine göre suça sürüklenmiş ve korunma ihtiyacı olan çocuk sayısının 1081 olduğunu, bu rakamın daha fazla olduğunu düşündüğü dile getiren Akıncı, boşanmaların da her yıl arttığını, sağlıksız boşanan çift sayısının yüksek olduğunu, anne baba arasında kalan çocukların; duygusal örselenme yaşadığını ve sonuç olarak da riskli davranışlar sergilediğini anlattı.
Suça sürüklenen çocukların adli süreçler sırasında da defalarca sorgulanarak, yaşadığı travma yetmezmiş gibi ikinci travmalara maruz kaldığını ifade eden Meral Akıncı, görsel ve yazılı medyanın da bir çocukla ilgili haber yaparken çocuğun yüksek yararını gözetmediğini dile getirerek, bunun sakıncalarına değindi.
Akıncı, Cumhuriyet Meclisi’nin, 1996’da BM Çocuk Hakları Sözleşmesi, 2011’de Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü ve İstismara Karşı Korunması Sözleşmesi’ni onaylayarak devlet kurumlarına birçok sorumluluklar yüklediğini, bu sorumlulukların bir kısmının halen yerine gerilmediğini söyledi.
Meral Akıncı, “Vakit geçmeden tüm kurum ve birimleri, koruyucu ve önleyici tedbirler başta olmak üzere, alarm veren Toplum Ruh Sağlığı Parametrelerin iyileştirilmesiyle ve koruma muhtaç ve suça itilmiş çocukların ele alınmasını iyileştiren tedbirler almaya toplum bireyleri olarak davet ediyoruz” diye konuştu.
“Fiziksel istismar ve çocuk istismarı aile içi şiddetin bir parçası”
Çocuklar için çalışmaya devam edeceklerini ifade eden Meral Akıncı, “Yalnız anneleri yargılayarak değil, cesaretlendirerek, bilgilendirerek ve güçlendirerek çocuklarımızı korumayı başarabileceğimizin altını çiziyoruz” dedi.
Fiziksel istismar ve çocuk istismarının her ne kadar çocuk istismarı altında incelense de aile içi şiddetin bir parçası olduğunu dile getiren Meral Akıncı, “Çocuk ihmal ve istismarının da yüzde doksanı ev ve aile bireyleri tarafından yapılmaktadır” ifadesini kullandı.
“Çocuklar yaşadıklarından öğrenir”
Çocukların yaşadıklarından öğrendiğini belirten Meral Akıncı, bir çocuğun eleştiri ile yaşarsa suçlamayı; düşmanlık ile yaşarsa kavgayı; alay edilerek yaşarsa utanma hissini; utançla yaşarsa suçluluk duygusunu; cesaretlendirilerek yaşarsa sabırlı davranmayı; övgüyle yaşarsa takdir etmeyi; adil davranılarak yaşarsa adaleti; güven içinde yaşarsa güvenmeyi; onay görerek yaşarsa kendini sevmeyi; kabul görerek ve dostluk içinde yaşarsa dünyada sevgiyi bulmayı öğrenip, öğreteceğini söyledi.
Meral Akıncı, çocuklar üzerinde farklı psikiyatri kliniklerinde yapılan bazı çalışmalar sonucu ortaya çıkan, çocukların ailelerine ithaflarından da örnekler verdi.
Yorum Yazın