GAÜ Kıbrıs Yerleşkesi, Girne Kampüsü, Millenium Senato Kongre Salonu’nda gerçekleşen “Yusuf Has Hacib’in Türk Kültürüne Yansımaları” konulu panel’in açılış konuşmalarını Rektör Prof. Dr. Kutsal Öztürk ve TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov gerçekleştirdi.
Öztürk gerçekleştirmiş olduğu açılış konuşmasında, “1993'te; Türkiye, Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan kültür bakanlarının imzasıyla kurulan ve şimdiye kadar pek çok başarılı etkinliğe imza atan TÜRKSOY, yeni bir organizesiyle bizlerle birlikte. Ben hepiniz adına kendilerine hoşgeldiniz, şeref verdiniz diyorum. KKTC'nin de gözlemci üye bulunduğu TÜRKSOY, Türk Dünyası'nın UNESCO'sudur ve Türk soylu ulusları birbirine daha da yakınlaştırmak ve mevcut kardeşliğimize daha da ileri götürmek misyonunu yüklenmiştir. TÜRKSOY'un çalışmalarını üye ülkelerin devlet başkanları himaye etmektedir.
Geniş bir coğrafyaya yayılmış Türk dünyasının ortak bir takım manevi değerleri, ortak gönül ve kültür insanları vardır. Dede Korkut, Ahmet Yesevi, Nasreddin Hoca ve Mevlana bunlardan sadece bir kaçıdır. İşte o ortak değerlerimizden biri, siyasetname türünde yazdığı ve "saadet veren bilgi” anlamına gelen Kutadgu Bilig adlı eseriyle, Yusuf Has Hacib'dir.
Bugün burada TÜRKSOY'dan gelen dostlarımız bilim adamlarımızla "Doğumunun 1000. Yılında Yusuf Has Hâcib'i ve ünlü eseri Kutadgu Bilig'i anmanın ve anlamanın zevk ve heyecanını yaşayacağız. Türk halkbilimi uzmanımız ve rektör danışmanımız Prof.Dr. Umay Türkeş Günay'ın modaretörlüğünde, güzel bir etkinlik izleyip dinleyceğimize inancım tamdır.” dedi.
TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov panelin açılış konuşmasında şunları söyledi:
“Orta Asya Türk Öğrencileri 2016 yılında bağımsızlığının 25. Yılını kutlamaktadır. Söz konusu olan bağımsız devletler daha genç olmalarına rağmen, hem uzun; hem de zor süreçlerden geçmişlerdir. Yusuf Has Hacib de bunun en canlı kanıtıdır. Yusuf Has Hacip 1016 yılında Karahanlı Devleti'nin Balasagun (Günümüz Kırgızistan sınırları içinde) şehrinde doğan, 1069-1070 yılları arasında Türk-İslam tarihi ve kültürü açısından son derece önemli olan, ‘’mutluluk veren bilgi’’ anlamına gelen Kutadgu Bilig’i yazan ünlü düşünür 11. Yüzyılda Türkçeyi bilim dili olarak etkili bir biçimde kullanmıştır.
“Bak, insan doğdu, öldü, ama sözü kaldı, İnsanın kendisi gitti, adı kaldı. Ey hakîm, ey bilgin, kendin ölümsüz bir dirilik istersen, İşin de sözün de iyi olsun” diyen Yusuf Has Hacip, ideal insanı tasvir ederek, kendinden sonraki nesillere yüzyıllarca yol göstermiştir.
Yusuf Has Hacib’in tüm Türk Dünyası için önemli olduğunu belirterek, “İslami Türk edebiyatının bilinen ilk büyük eseri olan Kutadgu Bilig’i kaleme alan Yusuf Has Hacib, sadece Türk dünyası için değil tüm dünya için önemli bir düşünürdür. 2016 yılını Türk dünyasında Yusuf Has Hacib Yılı olarak ilan ederek, yüzyıllarca bizlere yol göstermiş olan bu yüce şahsiyeti anmak ve onun bizlere bıraktığı kültürel mirası yeni nesillere ulaştırmak istedik” diye konuştu.
Kaseinov konuşmasının devamında, “Yusuf Has Hacib, hem kendi taşıdığı değerli vasıflar bakımından hem de daha 11. yüzyılda felsefi pek çok konuyu tartışan, o yıllarda Türkçe’nin bilim dili olarak kullanıldığını gösteren en büyük delil olan Kutadgu Bilig’i kaleme alması bakımından Türk kültür tarihine adını altın harflerle yazmış, önemli bir şahsiyettir” dedi.
Açılış konuşmalarının ardından gerçekleştirilen panelin moderatörüğünü, GAÜ Rektör Danışmanı ve Türk Halk Bilimi Uzmanı Prof.Dr. Umay Türkeş Günay gerçekleştirdi. Türkeş konuşmasında şunları söyledi;
Türkeş: “Hepimizin ortak kültür eseri olarak da Kutadgu bilig kültür eseridir.”
“ Bugünkü toplantıyı düşünürken aklıma şöyle bir şey geldi;bir adam bir kitap yazıyor ve 10 asır sonra tekrar insanlar toplanıyorlar o kişiyi anıyorlar ve kitap üzerinde çeşitli değerlendirmeler yapıyor.hayat ne kadar ilgi çekici bir süreç diye düşündüm.Bazı çalışmalar,insanlığa yaptığı hizmetler fevkalade kalıcı ve ebedi olabiliyor. Asırlar da geçse onların değeri biliniyor ve de insanlığa katkıları devam ediyor.. Kutadgu bilig ve Yusuf Has Hacib’in en belirgin özelliklerinden biri bütün türk dünyasının ortak eseri olması, türklerin tarih sahnesine çıktıkları andan itibaren, oğuz kağan destanından itibaren diyoruz, 12-13. Yüzyıllara kadar hepsinin ortak olarak paylaştıkları ve yararlandıkları eserler vardır.bu bakımdan bugün bağımsız olan türk devletleri veya başka devletlerin içerisinde otonom olan türk grupları da kendi edebiyatları ve tarihlerini başlattıkları noktadan itibaren mutlaka Kutadgu Bilig’i de dahil ederler. Bu bakımdan hepimizin ortak kültür eseri olarak da Kutadgu Bilig kültür eseridir.” dedi.
Yorum Yazın