Ulusal Birlik Partisi Gazimağusa milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu, “ Kapalı Maraş’ın Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin yanlış tutumu yüzünden atıl kalmaması gerektiğini” vurguladı.
Hasipoğlu, “ Rum Yönetimi’nin çözüme destek vermemesi ve kaçırdığı fırsatlardan dolayı kapalı kalan Maraş’ın tüm adanın ve adalıların menfaatine olacak olan şekilde kendi yönetimizde açılmasından bu vakitten sonra vazgeçecek değiliz.” Dedi.
Hasipoğlu açıklamasında şunları kaydetti: “Yıllarca bizi görüşme masasında oyalayan Güney Kıbrıs Rum yönetimi, şimdi de kendi vatandaşlarını oyalama uğraşı içerisinde.
Anastasiades; Vatandaşlarına, Kıbrıs Türk yönetimine gitmeyin diyor! Görüşme masasına yeniden oturmak için iki şart öne sürüyor. Kapalı Maraş açılımı ile ilgili olarak Başbakan Ersin Tatar”ın son Ankara ziyaretinden sonra, Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin (GKRY) tabir yerinde ise eteklerinin tutuştuğunu anlıyoruz.
Hafta sonu Güney Kıbrıs basınında çıkan haberlerin tümünde, Güney Kıbrıs Rum yönetimi başkanı Anastasiades, 1974 öncesi Maraş sakinlerine yaptığı çağrıyla, çalışmakta olduğumuz kapalı Maraş açılışına destek vermemelerini, bu konuda Birleşmiş Milletler nezdinde girişim yaptıklarını ve bu konuda BM’ye “Ortak Komite” kurulsun önerisi sunduklarını ifade ediyor.
GKRY Başkanı Anastasiadis daha da ileri giderek, cumartesi sabahı yaptığı açıklamada, Mağusa konusundaki olası eylemleri Türkiye’nin AB üyelik sürecine bağlıyor. ‘Türkiye”ye atfen, Maraş açılırsa BM Güvenlik Konseyi ve Avrupa Konseyi’ne başvuracaklarını ve Bunun Türkiye’nin Avrupa sürecinden kopması anlamına geleceğini iddia ediyor.
Rum lidierin bu tehditkar açıklamadan anladığımız kadarıyla, Doğu Akdenizdeki Oruç Reis gemimizin arama faaliyetlerine karşı AB”den Türkiye aleyhine istediği kararı aldırtamayan Rum yönetimi, şimdi de aynı hesabı Maraş konusunda yapmayı planlıyor. Ancak, tıpkı Doğu Akdeniz petrol meselesinde olduğu gibi, Maraş konusunda kendi yönetimin meseleye “Temiz Ellerle” gelmediğinin hesabını yapmıyor! Arşivi karıştırdığımız zaman, Güney”de yayımlanan Politis gazetesinin manseti bu gerçeklere vurgu yapıyordu “Maraş’a İlişkin Kaybedilen Fırsatlar Sadece 1978 ve 2004’te Değil - 2003’te de Kapı Maraş’a Kapatıldı” başlıklı ve “Maraş 2003’te Yeniden Kaybedildi-Tasos “Maraş’a Hayır Dedi Çünkü Annan Planı Çözümü İstiyordu” şeklindeki iç sayfa başlıklı haberinde, Kıbrıslı Rumlar,Maraş konusunda “Kaybedilen Fırsatlardan” sözetmektedir.
Bugün de Anastasiades, Güneyde yaşayan, Kapalı Maraş”ta oteli veya evi olan Kıbrıslı Rumlara, Türk yönetimi altına gitmeyin, bakın Komite önerisi yaptım, bekleyin bir gün çözüm olacak diyor. Öte yandan, bizim petrol – doğalgaz konusunda paylaşımın nasıl yapılmasının kararlaştırılacağı bir Komite kuralım önerimizi reddediyor.
Sıkıştığı noktada Komite kuralım önerisi yapıyor, petrol konusunda ise “ben tanınmış devletim, o yüzden Komite kurmam” diyor. Anastasiades, Federasyon görüşmelerinin başlaması bağlamında da iki şart ne sürüyor. Tekrar masaya oturmam için; i) Türkiye doğu Akdeniz”de Kıbrıs adasına ait olan deniz yetki alanları içerisindeki arama faaliyetlerine son vermeli, ve ii) Kapalı Maraş”ın açılması konusunda yapılan tüm çalışmaların durdurulmalı, şeklinde iki şartı ortaya koymuştur. Bu iki şart konusunda Türkiye ve KKTC”ni hükümetlerinin bu vakitten sonra geri adım atmayacaklarını çok iyi bildiklerini tahmin edebiliyorum.
Bu yüzden ülkemizde başlayacak olan Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde, Güney Kıbrıs Rum yönetiminin dış politikada takınmakta olduğu uzlaşmaz tavırlar çok iyi analiz edilmeli ve buna göre politikalar geliştirilmelidir.
Gerçekten de Güney yönetimi bizimle adanın yönetimini ve ada etrafındaki zenginliği paylaşmak istemediği gibi, Maraş konusunda da çeşitli bahaneler ile, en önemlisi ise kapsamlı çözüm planlarına hayır diyerek bu bölgenin kapalı kalmasına ve adanın önemli bir turizm gelirinden yoksun kalmasına sebep olmuştur. Yıllarca bizi görüşme masasında oyalayan Güney Kıbrıs Rum yönetimi, şimdi de kendi vatandaşlarını kandırma uğraşı içerisinde olduğunu anlıyoruz Aslında tüm sürece baktığınız zaman Güney Kıbrıs Rum yönetimi sadece özür değil, ciddi anlamda tazminat ödeme borcu da doğmaktadır.
Artık Kapalı Maraş kapsamlı çözümün bir parçası değil, oradaki gerçek hak sahiplerinin ve tüm adanın menfaatine olacak şekilde bir çözümün parçası olmalıdır. Bu çözüm de bu yıl içerisinde gerçekleşmelidir.
Güney Kıbrıs Rum yönetiminin ne bizi, ne de Kapalı Maraş”ta menfaati olan herkesi, görüşme masasında oyalamalarına izin vermemeliyiz. Güney yönetiminin çözüme destek vermemesi ve kaçırdığı fırsatlardan dolayı, tüm adanın ve adalıların menfaatine olacak olan Kapalı Maraş”ın kendi yönetimizde açılmasından bu vakitten sonra vazgeçecek değiliz.”
Yorum Yazın