Tıp-İş Başkanı Dr. Sıla Usar dün akşam saatlerinde yazılı bir basın açıklaması yaparak sağlıktaki sorunları eleştirdi. Sıla Usar ülkede sorunları çözmek isteyenlerin önce sorunların varlığını kabul etmesi gerektiğini ve çözmek için çalışmaları gerektiğini söyledi. Başarıya bu şekilde ulaşılabileceğinin altını çizen Usar, “Ama sorunları işitmek bile sizi korkutursa onları yok sayarsınız, üzerini örtme gayretine girer, dile getirenleri suçlu ilan edersiniz. Sağlığın ertelenemez olduğuna işaret etmek için Kıbrıs Türk Hekimler Sendikası’nın yaptığı eylemlerden sonra idarenin hekim istifalarını ve ilaç eksikliklerini inkar etme halleriyle yaşadıklarımız tam da budur” dedi. Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Başhekimi Dizdarlı’nın “son 15 günde 2 hekim ayrıldı, 4 hekim göreve başladı” açıklamasına değinen Sıla Usar “15 günü içeren kesitsel değerlendirme yapmak özellikle sağlık gibi devamlılığı olan bir hizmette yeterli değildir.” Geçtiğimiz Salı günü Tıp-İş’in yaptığı basın açıklamasını anımsatan Sıla Usar: 2017 yılının ilk yarısında kamu hastanelerinden ayrılan hekim sayısının 14 olduğunu bildirmişti. 2017’de kamudan ayrılan hekimleri hep beraber bir daha sayalım: 4 Kardiyoloji Uzmanı, 1 Dermatoloji Uzmanı 1 Beyin Cerrahisi Uzmanı, 1 Çocuk Nöroloji Uzmanı (kamu hastanelerindeki tek çocuk nöroloji uzmanı), 1 Mikrobiyoloji ve enfeksiyon hastalıkları uzmanı, 1 Gastroenteroloji uzmanı (kamu hastanelerinde tek gastroenteroloji uzmanı), 1 Kulak burun boğaz uzmanı (klinik Şefi), 1 Üroloji uzmanı (istifa etmiş, geri dönmüştür), 1 Genel Cerrahi Uzmanı (istifa etmiş, geri dönmüş, tekrar istifa etmiştir), 1 Çocuk Diş Hekimi ( kamu hastanelerindeki tek çocuk diş hekimi), 1 Çocuk Hastalıkları Uzmanı (Mağusa)” hekimlerin istifalarının ağırlıklı olarak yılın ilk yarısında gerçekleştiğini dikkat çeken Tıp-İş Başkanı Dr. Sıla Usar “Tüm bu süreçte sendikamız meslektaşlarımızın istifa etmemesi, hastanelerin hekimsiz kalmaması için soluksuz bir mücadele yürütmüştür. Zaten bu sebeple idare hekim özlük haklarının iyileştirilmesi, özel hasta bakma hakkı ile ilgili yasal düzenlemeler yapmak durumunda kalmıştır. Aksi takdirde aynı hızda istifalar devam etseydi, kamu hastanelerinin ayakta kalması mümkün olmayacaktı. Az sayıda hekim mecburi hizmetçi olarak göreve başlamış, kendi branşları dışında acil servislerde çalışmaya, yaşadıkları şehir dışındaki merkezlerde görev yapmaya zorlanmaktadırlar. Mecburi hizmet dışında kendi branşında göreve başlayan hekim sayısı bir iki taneyi geçmemektedir. Burada sorulması gereken soru şudur: Başka hangi kamu kurumundaki çalışanlar bu hızda istifa etmektedir? Başka hangi kamu kurumunda mecburi hizmet zorunluluğu vardır ve kendi branşı dışında çalışmaya zorlanmaktadır?”
“İlaç sıkıntısı sır değildir”
Kamu hastanelerinde ilaç sıkıntısı yaşandığının bir sır olmadığını kaydeden Sıla Usar “Bu gerçeği en iyi bilen reçeteleri yazan hekimler ve reçetelerin yazıldığı hastalardır. Özellikle yoğun bakımlarda yatan kritik hastaların ilaçları zaman zaman eksilmektedir. Özellikle geniş spektrumlu, güçlü antibiyotikler, solunum fonksiyonlarını iyileştiren bronkodilatörler, mukolitikler her zaman olmasa da sıklıkla hastane dışından alınmak üzere reçete edilmektedir. Sağlığa ayrılan bütçenin az olması, bütçenin iyi yönetilememesi, ilaçların stoklarının takip edilmemesi ve her şeyden önemlisi hangi büyüklükte bir nüfusa sağlık hizmetlerinin verildiğinin bilinmemesi sonucunda hastanelerde ilaç eksikliği yaşanmaktadır. Sendikamızın açıklamasından daha bir hafta önce geniş spektrumlu, güçlü antibiyotikler dışardan temin edilmek üzere reçete ediliyordu” dedi.
Yorum Yazın