Yüksel, yazılı açıklamasında, İSG-BİR yeni yönetim kurulu olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nı ziyaret ederek, iş sağlığı ve güvenliği hakkında görüş alışverişinde bulunduklarını; bunun yanında güncel konuları değerlendirip, önerilerini dile getirdiklerini kaydetti.
Yüksel, iş sağlığı ve güvenliği kültürünün yaygınlaşması için gerekli tüm yasal düzenleme ve uygulamalar için gerekenin yapılması için birlik olarak bakanlığın yapacağı tüm çalışmalara katkı koymaya hazır olduklarını vurguladı.
İş kazalarını önleyebilmek için yapıcı denetimlerin artırılmasının önemine dikkat çeken Yüksel, iş kazalarının önüne ancak tüm paydaşların üzerine düşen sorumlulukları layığı ile yerine getirmesi ve iş sağlığı ve güvenliği kültürünün yaygınlaştırılması ile geçilebileceğini kaydetti.
Yüksel, bunun da ancak eğitimle mümkün olacağını ifade ederek, birliğin hazırladığı “İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamalarının Etkin ve Sürdürülebilir Olması için önerilerini” şöyle sıraladı:
İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) kavramının, yasal mevzuatı ile birlikte, etkin bir şekilde aralıksız tanıtımı yapılmalıdır. Bu çerçevede radyo, TV ve gazeteler aracılığıyla reklam, parodi ve duyurular yapılmalı, broşürler dağıtılmalıdır. Gerekirse profesyonel bir reklam hizmeti alınmalıdır. Diğer bakanlıkların yaptığı gibi (KDV, meme kanseri, çevre kirliliği, vs.) etkin kamu spotları hazırlanmalıdır. Bu çerçevede ‘Alo 102 İhbar Hattı’nın kullanımının yaygınlaştırılması için gerekli çalışmalar yapılmalıdır. Bu hattın sadece şikayet değil, kazaları önleme açısından önemli olduğu vurgulanarak, ihbar hattının içselleştirerek toplum baskısı oluşturması sağlanmalıdır. Ayrıca, sempozyumlar ve seminerler aracılığıyla sosyal tarafların (meslek odaları, sendikalar, vs.), ilgili kurum ve kuruluşların bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi sağlanmalıdır.
Çalışma Bakanlığı bünyesinde sınırlı personelle de olsa çekirdek bir ekip (İSGBirimi) kurularak İSG Hizmetinin tanımı yapılmalı, İSG hizmeti adı altında işverenlerden neler talep edileceği net olarak belirlenmelidir.İSG Birimi ayrıca tüm çalışma alanlarını; çok tehlikeli, tehlikeli ve az tehlikeli olmak üzere sınıflara ayırmalıdır. İSG eğitimi, İSG hizmetinin ayrılmaz bir parçası olmalıdır. Bu çerçevede işyeri sınıfına göre çalışanların almaları gereken yıllık İSG eğitimlerinin neler olduğu ve saatlik bazda minimum süreleri belirlenmelidir.
Çalışma Bakanlığı, herhangi bir iş kazası olmadan önce işyeri denetimlerini devam ettirmelidir. Bu denetimlerde İSG hizmeti alınıp alınmadığı, alınmışsa İSG raporunun gösterilmesi, raporda önerilenlerin yapılıp yapılmadığı sorgulanmalıdır. Ayrıca alınması gereken minimum eğitimlerin alınıp alınmadığı da denetlenmelidir.
Denetimlerde etkinliğin ve verimin artırılması amacıyla proaktif yaklaşım sergilenmeli ve bunun gereği olarak tepkisel teftişlerin oranının azaltılmasına, güvenlik kültürünün artırılmasına, sosyal sorumluluk konusunda bilinç oluşturulma-sına ve taraflarla yakın işbirliğini sağlayan önleyici teftişlere ağırlık verilmelidir.
İSG denetimleri çalışma müfettişi yetersizliği nedeniyle merkezi bir ihbar yazısı ile sektörelbazda da yapılabilir. Maktu bir ihbar yazısı ile yukarıda belirtilenler sorgulanabilir. İşyerlerine; gerek İSG raporunun hazırlanması gerekse çalışanların eğitilmesi için tehlike sınıflarına göre en az 6 ay ile bir yıl arasında süre verilmelidir.
İnşaat veya şantiye tescili için başvuruda bulunanlardan “Risk Değerlendirme Raporu” talep edilmelidir. Yüksekte çalışmalarda kullanılacak malzeme, ekipman vb koruyucu donanımlar standartlara haiz olmalıdır. Denetimlerin hem işyerleri bazında hem de bölgeler bazında adil yapılması çok önemlidir. İSG kurallarına uyanlara ödül ve teşvik olacağı gibi uymayanlara cezalar kesilmedir.
İSG kavramı vakit kaybetmeksizin Milli Eğitim Bakanlığı eğitim müfredatına, ilkokuldan lise seviyesine (özellikle de meslek liselerine) kadar her seviyeye uygun olarak konmalı ve sürekliliği sağlanmalıdır.
Yorum Yazın