5.İslami Dayanışma Oyunlarında KKTC nin yer almaması, birçokları gibi bizleri de derinden üzmüştür.
KKTC nin bu oyunlarda yer almamasını ve Sayın Tatar'ın oraya gitmesini eleştiren samimi vatandaşların eleştirilerini saygı ile karşılıyorum.
Ne varki, KKTC ye oldum olası karşı çıkan, her fırsatta KKTC ye "Muz Cumhuriyeti" diyen, KKTC Devletini, Cumhurbaşkanını ve Hükümetini aşağılayan, hızını alamayıp Türkiyeye de veryansın eden malum kesimin timsah gözyaşları dökerek feveran etmelerini kabullenmek mümkün değil...
KKTC ye her daim karşı çıkan bu cenah, " Niye orada KKTC yok" diyor ya ister istemez gülüyor insan. Emin olun KKTC orda olsa aynı kesim; "Avrupa yerine bizi bu 3. Dünya ülkeleri arasına soktunuz ya Allah sizi bildiği gibi yapsın" diyeceklerdi.
Nitekim bu cephe, binbir emekle getirdiğimiz Kırgızistan Basketbol ve Futbol milli takımlarına da burun kıvırmış aynı üslupla bizimle de alay etmişlerdi.
Bu cenahın içlerindeki kin ve nefreti, bize bu aşağılık ambargoyu uygulayanlara değil de Devletimize, Türkiye'ye ve bizi yönetenlere kusması şaşırtıcı değildir...
Dönelim başa;
İslami Dayanışma Oyunlarının organizasyonuna ilk ne zaman karar verildi?
2005 yılında İslam İşbirliği Teşkilatı tarafından İslam Dayanışma Oyunları Federasyonu (ISSF) kuruldu. Böylece üye ülkelerin 4 yılda bir spor oyunlarında bir araya gelmesi kararlaştırıldı.
Bu oyunlara katılma şartı neydi?
Cevap; ISSF bu oyunlara katılacak ülkelerde "Olimpiyatlara katılma özelliği olması şartı" olmasını şart koştu.
2005 yılında ISSF kurulurken ve bu Tüzük hazırlanırken, KKTC de yönetimde kim vardı?
Cevap; Hükümette de Cumhurbaşkanlığında da CTP vardı.
Zamanın CTP li Cumhurbaşkanı ve Hükümeti bu konuda bir şey söyledi mi? Mesela "Annan Planına "Evet" demiş bir halka bu aşağılık ambargoyu uygulayamazsınız" falan dediler mi?
Cevap; Hayır. Tek bir kelam bile etmediler. Çünkü onlara göre; Talat görüşmeleri derhal başlatacak ve bir kaç ay içinde Federasyon kurulacaktı. Onun için bu tür boş işlerle uğraşmaya gerek yoktu.
Konyadan önce 4 defa düzenlenen bu Oyunlara KKTC davet edildi mi?
Cevap; Elbette hayır. Bu Tüzük orda iken KKTC nin ve diğer gözlemci ülke Rusya'nın katılması mümkün değildi. Çünkü Rusya da bizim gibi Olimpiyatlardan dışlanmış durumda.
Türkiye, ev sahipliği yaptığı bu Oyunlara KKTC nin katılmasını sağlayabilir miydi?
Cevap; Mümkün değil. Dediğimiz gibi Oyunları Türkiye değil, ISSF organize ediyor. Ve orada Türkiyenin şu anda papaz olduğu bazı İslam ülkeleri var. Bunlar tıpkı 2010 da siyasi sebeplerle İran' daki oyunları nasıl iptal ettirdi ise, Konya'daki oyunları da sudan sebeplerle iptal ettirebilirlerdi. Bu durum Türkiye için büyük prestij kaybı olurdu.
Peki, Türkiyenin bu yönde hiç mi girişimleri olmadı?
Cevap; Oldu tabii. Yaklaşık 2 yıl önce Spor Dairesi bana bağlı idi. Yapılan kulis çalışmaları ve girişimlerle ilgili bana da bilgi geliyordu. Bakanlıktan ayrıldıktan sonra olan gelişmeleri bilmiyorum. Demek ki, kulislere rağmen başarılı olunamadı.
Peki, Türkiye durumu nasıl dengeledi?
Cevap; Ev Sahibi ülke olarak Cumhurbaşkanı Tatar'ı Konyaya davet etti. Orada onun KKTC Cumhurbaşkanı sıfatı ile temsilini ve katılımcı ülkelerin temsilcileri ile özellikle de Azerbaycan Cumhurbaşkanı ile görüşmesini sağladı. Böylece Rum-Yunan ikilisine diplomatik bir tokat attı.
Bazı kesimler, Azerbaycan basının bu görüşmeyi, "İlham Aliyev'in Tatar'ı Kabul etti" diye haberleştirmesine de takılmışlar. Bunu bir aşağılama olarak lanse ettiler. Doğru mu?
Cevap; Yanlış. Diplomaside genellikle iki Cumhurbaşkanı farklı bir ortamda bir araya gelirse buna "Görüştüler" denir. Hangi Cumhurbaşkanı diğerini kendi Otelinde veya bulunduğu mekanda misafir ederse o zaman da "Kabul etti" kavramı kullanılır.
Kaldı ki İlham Aliyev kendi sitesinde "Şimali Kipır Respublikasının Cumhurbaşkanı ile görüştük" dedi. Bu az bir şey mi?
Hani Karabağ kurtulunca Azerbaycan bizi tanıyacaktı?
Cevap; Karabağ henüz kurtulmadı. Kurtulan, Karabağın dışındaki Azerbaycan şehirleridir. Karabağ ve onun Başkenti Hankendi halen Ermeni işgali altında. "SAHTE KARABAĞ CUMHURİYETİ" de orada duruyor. Yani Azerbaycan açısından durum şimdilik değişmiş değil...
Yorum Yazın