İsrail’in Kudüs’ü Yahudileştirme çabalarında etkin rol oynayan “Elad” yerleşim birimi örgütü, son yıllarda Filistinlilere ait ev ve arazilere yönelik baskınlarda öne çıkıyor.
Kudüs’ün güneyinde yer alan “Elad” yerleşim birimine bağlı örgüt, İsrail tarafından 1986 yılında kuruldu. İsrail dernekleri sicil defterinde yer alan bilgilere göre, örgütün kuruluş amaçları arasında “nesiller, rehberlik ve yerleşim yoluyla Kudüs ile
Yahudiler arasındaki bağları sağlamlaştırmak ve Yahudileri buraya yönlendirmek” gibi ifadeler yer alıyor.
Elad isminin de bu hedefler doğrultusunda seçildiği anlaşılıyor. Elad, Türkçede “Davud Şehri’ne doğru” anlamına gelen İbranice ifadenin kısaltması.
Elad’ın resmi internet sitesinde, Yahudi inancına göre Hazreti Davud’un 3 bin yıl önce Kudüs’ü inşa ettiği ve özellikle Mescid-i Aksa’nın güneyindeki tepeyi “Yahudi halkı için dini ve ruhani başkent” olarak seçtiği aktarılıyor. Bu bakış açısıyla hareket eden Elad örgütü için Silvan bölgesinde bulunan Vadi Hilve Mahallesi ayrı bir öneme sahip. Örgüt, faaliyetlerini yoğunlaştırdığı bu bölgede sık sık tarihi eser kazıları yaparak Yahudi ajandasını uygulamaya çalışıyor.
Yahudi bir aileye mensup 1953 doğumlu David Barry, Elad’ın kuruluşunda öne çıkan isim olarak biliniyor.
Barry, 1990 yılından itibaren Yahudi yerleşim birimleri ve Kudüs’ü Yahudileştime çalışmalarına başladı. Başlarda Eski Kudüs’te bulunan dini okullardan Ateret Cohanim’de gönüllü öğretmenlik yapan Barry, daha sonra Elad’ı kurmak için buradaki görevini bıraktı. Barry, Elad örgütüyle birlikte İsrail’in Kudüs’ü Yahudileştirme planı için kullandığı projenin uygulayıcısı haline geldi.
İsrail, Elad’ın kuruluş hedeflerini yerine getirme ve örgütü geliştirme çalışmalarından ötürü Barry’e geçen mayıs ayında “topluma olağanüstü katkı başarısı” ödülü verdi.
İsrail’deki en zengin örgütlerden biri olan Elad, çok büyük bir bütçeye sahip. Haaretz gazetesinin yayınladığı raporda, Elad’ın 2006-2013 yılları arasında çoğunluğu ülke dışındaki Yahudilerden olmak üzere 450 milyon şekel (yaklaşık 125 milyon dolar) bağış topladığı belirtiliyor.
Raporda bağışların kayıtlara geçmemesi için “vergi cenneti” ülkeler üzerinden yapıldığı ve İsrailli vergi makamlarının da Elad’ın bütçesini görmezden geldiği ifade ediliyor. Ayrıca, İsrail kanunlarına aykırı olarak örgütün son mali hareketlerindeki kaynak “meçhul” olarak kaydedilmiş.
Elad’ın faaliyet alanının merkezini Vadi Hilve Mahallesi oluşturuyor. Örgüt, Tevrat’taki Kudüs rivayetlerinde geçmesinden dolayı Eski Şehir ve Mescid-i Aksa surlarına 30 metre mesafedeki bu mahalleyi ele geçirmek ve Kudüs’ü tamamen Yahudileştirmek için kendisine iki yöntem belirlemiş durumda.
Bunlardan birincisi, Yahudi nüfusunu artırmak amacıyla Filistinlilerin gayrimenkullerine el koyarak buralara Yahudileri yerleştirmek. İkincisi ise, tarihi önem arz eden bölgelerde kontrol sağlayarak, buralarda turizm ve farklı yollarla siyonist bir varlık oluşturmak.
İsrail Tarihi Eserler Derneği’nin 2013 yılında yayınladığı rapora göre, Filistinlilere ait evlere el koymak için özellikle İsrail’in “sahipsiz emlaklar kanunu” kullanılıyor. Söz konusu kanun Filistin’de ikamet etmeyen Filistinlilerin gayrimenkullerinin İsrail’e geçmesini ve bunlar üzerinde tasarruf hakkına sahip olmasını içeriyor. Elad ise hükümete yakınlığını kullanarak bu gayrimenkulleri düşük meblağlar karşılığında satın alıyor.
Elad’ın kurucusu Barry’nin bu konuyla bizzat ilgilendiği, Filistin dışında yaşayan Filistinlilerin gayrimenkullerini tespit edip “kayıp mülkü saklama memuru”na şikâyet etme suretiyle, en sonunda kendi örgütünün eline geçmesini sağladığı ifade ediliyor.
Barry’nin Silvan bölgesinde sahibi bulunmayan evleri tespit etmek için bölgeye girişinde kendisini turizm rehberi olarak tanıttığı, Elad’ın bölgedeki ilk evi bu şekilde ele geçirdiği aktarılan bilgiler arasında.
İsrail’in Filistinlilerin evlerini gasbetmek için bazen “sahte tapu” yöntemini kullandığı, bazen de yabancı şirketler veya yerli emlakçılar aracılığıyla bu evleri satın aldığı kaydedildi.
Yerleşim birimleri uzmanı Filistinli araştırmacı Ahmed Sub Leben’e göre Elad, Filistin mahallelerinin ortasında yaklaşık 70 yerleşim birimini kontrolünde tutuyor ve bu birimlerin çoğunluğu Mescid-i Aksa’nın güneyindeki Silvan’ın Vadi Hilve Mahallesi’nde bulunuyor.
Elad örgütü, Filistinlilere ait taşınmazların yanı sıra Vadi Hilve Mahallesi’nde yer alan 3 önemli tarihi mekânı da gayrimeşru yollarla ele geçirerek, buraları Yahudi yerleşimciler ve turizm için kullandı.
Davud Şehri olarak bilinen Silvan’ın kuzeyindeki 24 dönümlük alan bu mekânlardan biri. İçinde tarihi Silvan Kuyusu ve bazı köprüleri barındırıyor. “Davud Şehri”, İsrail Park ve Tabiat Müdürlüğüne bağlı. Ancak Elad, 1997’den bu yana sürdürdüğü
mücadelenin sonunda burayı kendine bağlamayı başarmış.
Bu bölgenin karşısında ise Vadi Hilve Meydanı bulunuyor. Elad, 2007 yılından bu yana meydanda tarihi kazılar gerçekleştiriyor ve yakında burada çok büyük bir turizm merkezi inşa etmeyi planladığı ifade ediliyor.
Bölgedeki üçüncü önemli tarihi mekân ise, Mescid-i Aksa ve Burak Duvarı’nın (Ağlama Duvarı) bitişiğinde bulunan İsrailliler tarafından Kudüs Parkı olarak bilinen Emevi Sarayları bölgesi. Elad, 2014 yılından bu yana elinde olan bu bölgeyi turistleri ve Yahudi yerleşimcileri çekme noktası olarak kullanıyor. Bu sayede ziyaretçilere “Davud Şehri” hakkındaki Yahudi rivayetleri anlatılıyor.
Elad’ın bütün çabası Kudüs’ü Yahudi tarihine ilişkilendirmek. Hedeflerini bölgede yaşayan ve ziyaret için gelen Yahudilere aktarmak amacıyla, Vadi Hilve Meydanı’nda içinde kafeler ve müzelerin bulunduğu 7 katlı bir kompleks inşa etmeyi planlıyor.
Bu bağlamda turizm de örgütün son yıllardaki en büyük hedeflerinden biri olarak öne çıkıyor. Turistleri bu tarihi mekânlara çekmek için müzik ve eğlence programları organize ediliyor, rehberler eşliğinde turlar düzenleniyor.
Elad’ın bölgeye turist çekmek için kullandığı bir başka yöntem ise bu yaz aylarında başlattığı “Kudüs’te su var” isimli kampanya. Bu şekilde tarihi İsrailli ziyaretçileri ve turistleri “Davud Şehri” içerisinde yer alan Silvan Kuyusu’na çekmeye çalışıyor.
Araştırmacı Leben, Elad’ın İsrail hükümetinin gayriresmi siyasetini uygulamak için kurduğu bir örgüt olduğu görüşünde.
Örgüt üyelerinin çoğunun geçmişte veya halen bakanlıklarda çalıştığını belirten Leben, “Elad, İsrail hükümetindeki nüfuzu ve sıkı ilişkileri ile öne çıkıyor.” dedi.
Leben, İsrail kanunlarına göre tarihi alanların idaresi gibi konularda açık ihale yapılması gerekirken Elad’ın ele geçirdiği 3 tarihi mekânda bu kanunun uygulanmamasını örgütün İsrail hükümetiyle ilişkilerinin en büyük ispatı olarak gösteriyor.
Yorum Yazın