“Bir de övüne övüne söylüyorlar”
Konuşmasında "Sadece komite başkanı çıkıyor diyor ki müşavirlik olayını kaldırdık. Sanki de çok güzel bir olayı gerçekleştirmişler gibi bunu övüne övüne söylüyorlar. Biz müşavirliğin kaldırılması olayının en başından beri destekçisiydik, bunu da her platformda dile de getirdik. Kalkması için de elimizden geleni yapacağız. Ama bu şekilde değil. İnsanları mağdur ve rencide ederek değil. Siz bu dışarıdaki 125 kişi için ne yaptınız ya da ne yapıyorsunuz onlarıda açıklayın. Bizi tatmin etsinler biz de buna onay verelim. Koskocaman bir hiç. Sayın başbakan çıkıp demiştir ki onlara bir şey yapamıyoruz ancak bunları da onların üzerine ekleyerek sıkıntı yaratmak istemiyoruz" Bu ayrıcalıktır, kindarlıktır, bu insanlara bir nevi mobbing uygulamasıdır ve biz bunu kesinlikle kabul etmiyoruz, bu yasa tasarısının tekrar komiteye gitmesi gerekir" diye konuşan Atan, şunları kaydetti:
Anayasa Mahkemesi’ne gider
"Eğer biz biliriz biz yaparız mantığı ile hareket edilecekse de sayın cumhurbaşkanının bunu Anayasa Mahkemesi'ne göndermesi gerekir. Büyük bir olasılıkla da oraya gidecektir. Bakın savcılık 8 maddelik açıklama ile bu yasanın yanlışlığından bahsediyor. Eğer siz daha önce savcılığın görüşünü ka'le alarak yasa geçiriyorsanız bu görüşü de ka'le alarak aykırılığı kabul ederek düzeltin ya da geri çekin. Yoksa bu şekilde olması hükümeti de zora sokar sendikaların da kendilerine karşı tepki yaratmasını gündeme getirir. Üstüne üstlük çıkıp "sendikalar müşavirliğin kalkmasını istemiyor" diye yapılan açıklamalar da doğru değildir. Biz diyoruz ki dışarıda olan 125 kişi için bir yaptırımınız olsun onlarla ilgili de bir çalışmanız olsun biz de bu tasarıya onay verelim. Dışarıda bekleyen balık avlayan, tatillerde boy gösteren, gezen tozan 125 kişiyi çalıştırın ben size destek vereceğim. Bu iş bu kadar açıktır. Ama siz onlara diş geçiremediğiniz için şu an içeride olanlara diyorsunuz ki tamam maaşınızı çekeceksiniz ama eski görevinize döneceksin. Eski görevine git demek ne demektir biliyor musunuz, büyük bir infialdir. Senin altında çalışan memurun emrinde çalışmak demektir. Bu olmaz, böyle yöneticilik de olmaz, bu şekilde mantık ve zihniyet de olmaz"
Senin adamın, benim adamam yaklaşımı
"Biz hukuğa saygılıyız. Hukukun vereceği karar bizim için doğru olandır. Düşünün bir kere bu yasa tasarısı 5 kere gidip geldi niye? Önce onu söyleyecekler. Kendilerini de ilgilendiren müdür ve müsteşarları vardır, o senin adamın bu benim adamım diyerek en son böyle revize ederek son şekle soktular. Bu işten mağduriyet yaşayan bir kişi dahi olsa onun arkasında olacağız" uyarısında bulunan Metin Atan "Bu konuda zaten mahkemeye gideceğiz avukatlarımız da bu konu için hazırlar. Eğer bu yasa düzenlenmeden Meclis'e gider ve geçerse biz gerekli olan hukuksal işlemlere başlayacağız ve bunu Anayasa Mahkemesi'ne götüreceğiz ve Anayasa Mahkemesi de dahil Yüksek İdare Mahkemesi'ne de gidecek ve gerekli tedbirler alınacaktır" ifadelerini kullanan Atan sözlerine şöyle devam etti:
Lades olacaklar
"Göreceksiniz ki bu yasa geri dönecek ve bu arkadaşlarımız lades olacak. Sayın Başbakan da hukuku iyi bilen bir kişi, bu konu hakkındaki önceki hükümet zamanında yaptığı konuşmalar da elimizdedir. Şimdi bunu söyleyebiliyor. Ben sayın başbakanın ne kadar zorda olduğunu da biliyorum. Çünkü burada diğer ortaklardan Kudret beyin müşaviri yoktur ve bu yasa meclisten geçirilecek diye her yerde sesini yükseltmektedir, işi "hükümetten çekilirim"e kadar getirmektedir. Peki sayın Dışişleri Bakanı bu kadar samimi ise biz diyoruz ki madem öyle neden bu yasa geçmeden sen müdür atıyorsun, niye herkesin aklında soru işaretleri bırakıyorsun. Yapılması gereken bu yasanın geçmesini beklemek olmalıydı. Niye diyorsun ki aldığım arkadaşlar yeni yasadan devam edecektir ama maaşlarına zam yaptırıyorsun. Yani müdür yaparak zam yaptırıyorsun. Şu an Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından ilan edilip müdürlüklerin orada yapılmasına gerek duymuyorsunuz. O koltuğa oturdukları zaman her şey birden değişiyor. O nedenle bizim buradaki tepkimiz çok büyüktür"
İyiniyetimizi yanlış anlıyorlar
"Biz bu konulara ve kişilere ne kadar iyi niyetli yaklaşıyorsak onlar bizi herhalde yanlış anlıyorlar ya da kaale almıyorlar bunu sakın yanlış algılamasınlar Kamu-Sen olarak destek veriyorum dedim ama bakıyorum ki hata üzerine hata yapıyorlar ve haklıymış gibi çıkıp beyanat veriyorlar. Ben soruyorum her yasa tasarısına savcılığın görüşüdür diyerek yasaları geçiriyorlar peki savcılık şu an eksiklikleri ve yanlışlıkları bildiren 8 maddeyi size yolladı madem savcılık görüşü sizin için çok önemlidir o zaman bu görüşü de kaale alın. Niye yapmıyorsun bunu? Çünkü işlerine gelmiyor. Ben tekrardan söylüyorum lüften bu yasa tasarısını geri çekin ve gerekli olan değişiklikleri yapın, tekrar analiz edelim, bütün sendikaların görüşlerine önem verin. Biz bu yasanın en iyi şekilde geçmesini istiyoruz. Kimsenin mağdur olmaması ve haklarına halel gelmesin istiyoruz. Ama siz hala diyorsanız ki "hayır budur benim doğrum" o zaman bazı şeylere de katlanacaklar" şeklinde konuşan Kamu-Sen Başkanı Metin Atan, "Döviz almış başını gidiyor. Hala daha dövize karşı önlemlerimiz var açıklamaları yapılıyor ama yapılan bir şey yok, tek yapılan zaman geçirmedir, cek- cak’larla bu işler yoluna girmez" diyerek sözlerini şöyle tamamladı:
Ülke dibe vurdu, gemiyi yüzdüremiyorsunuz
"Ülke dibe vurdu. Eğer bu gemiyi yüzdüremezseniz yapamıyoruz diyeceksiniz çekileceksiniz. Bu dövizde ilgili sabitleme olayını değerlendirin. Yasa gücünde kararnamenin kullanılması gereken bir kriz olduğunu görmüyor musunuz, bunu neden kullanmıyorsunuz. Bu konuda ne yapılacaksa bir an evvel yapılması gerekmektedir. Başınızı kuma sokmayla olmaz. Özür dileyerek söylüyorum burada şu an yönetim özel sektördeki yönetim şeklidir. Siz bu hükümete geldiyseniz güzel vaadlerle çok şey yapacağız diyerek geldiniz, gördüğümüz kadarı ile daha fazla sıkıntılara yol açan bir yönetim şeklini benimsiyorsunuz"
Yorum Yazın