Şahali açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Arzu etmediğimiz olaylarla karşı karşıyayız”
“3 gündür arzu etmediğimiz olaylarla karşı karşıyayız. Bakanlık’ta arzu ederdik ki daha uygar koşullarda bir arada olalım ama olmadı. Hayvan Üreticileri demokratik hakkını kullanıyor.
Toplumsal dayanışmanın ön plana çıkarılması arzu ettiğimiz şey. Hem toplumsal dayanışmanın olması gereken düzeye ulaşılmasıyla alakalı taşıdığımız görevin getirdiği sorumlulukla devam edeceğiz. Tüm örgüt, parti ve siyasilerin bu duruş içinde olması gerektiğine inancımız tam. Toplumsal olaylarda istenmeyen olayların yaşanması, güvenlikle sivillerin karşı karşıya gelmesiyle sonuçlanmaktadır.
“Kamu malına zarar ciddi bir suçtur”
Fiziki saldırı noktasında güvenlik güçleri müdahale etmek durumunda kalıyorlar. Kamu malına zarar ciddi bir suçtur ve karşılığı olmalıdır. Halkın malına saldırı, halkın kendine saldırıdır. Ortaya konan gösterilerde bu duyarlılık unutulmamalıdır.
Görev başında zor zamanlar yaşayan polislere ve hastalanan eylemcilere geçmiş olsun diyorum. Üç gündür Tarım Bakanlığı önünde devam eden eylemin temel sebebi arpa fiyatlarındaki artıştır. Hayvan Üreticileri’nin diğer talepleri de var ama hareket noktası TÜK tarafından ithal edilen arpa fiyatında yüzde 132 oranındaki artışın zorunlu gerçekleştirilmiş olmasıdır. Yapılan zam 77 kuruştan 1.79 TL’ye yükseltilmesidir.
“Hükümet olarak hesap yapabilir bir tavır içindeyiz”
Ortaya çıkan Hayvan Üreticileri’nin bulundukları koşullarındaki endişeydi. Süt fiyatlarında çok önemli iyileştirmeler yaptık. Buna ek olarak, kuraklığı hissettiğimiz yıl içinde olmamız nedeniyle, hayvanların süt veriminin düşmesi nedeniyle, katkı sağlamak amacıyla 60 kiloluk desteği hibe olarak sağlayacağımızı ifade ettik.
Eylemlerle birlikte birden çok kez, müzakere süreci gerçekleştirdik. Hükümet olarak hesap yapabilir bir tavır içinde olduk. Sahip olmadığımız kaynaklarla üreticiye yardımcı olma durumuyla karşı karşıyaydık. Dün akşam itibariyle sahip olunan bütçenin 3’te 1’ine denk gelen parayı tarım kesimine aktarmayı teklif ettik. Yapabileceğimizin en üst limiti budur. Ancak bu yaklaşım muhataplarımız tarafından kabul görmedi. Gelinen aşamada Tarım Bakanlığı olarak, Hayvan Üreticileri ile uzlaşı yakalayamadık. Eylem henüz son bulmadı ancak küçükbaş hayvan üreticisi, içinde bulunduğu zor koşulları ifade etmek zorunda hissetmemektedir.
“Diyalog için kapılarımız sonuna kadar açıktır”
Hayvancıyla diyalog için kapılarımız sonuna kadar açıktır. Kırık kapılarımızla, sahip olduğumuz kaynaklar çerçevesinde diyaloga açığız. Tek ön koşulumuz şiddete başvurulduğu noktadır elbette. Dayanışmanın siyasetten ari bir zorunluluk olduğunun altını çizmek istiyorum.
Toplumsal sorumluluk, dile gelen istifa çağrılarının aynı zamanda içinde bulunacağımız zorlukların çözüm önerileriyle gelmesi gerekmektedir. Salt istifa edin diyenler sadece makamlara gelmeye çalışmaktadır. Şu an yaşanılan sorunların doğrudan sorumlusu değiliz. Döviz kurlarından kaynaklanan sebepler bizlerin hem sorumluluğu olmayan hem de çözebilme kapasitemizin üzerindeki sorunlardır. İstifa çağrısı yapanlar, dövizi nasıl aşağıya çekeceklerini topluma açıklamak zorundadır.
“Devlet yönetimi hesap, kitap ister”
Birlik Başkanı bizimle kuruş hesabı yapıyorlar demektedir. Devlet yönetimi hesap kitap ister ve tarım da ekonomik bir faaliyet olarak hesaba kitaba bağlı olmak zorundadır. Tarım, diğer alanlar gibi hesap yapabilenlerin işidir. Sayın Birlik Başkanı ilk günkü açıklamasında konuşmamdan rahatsız olduğunu ifade etmişti. İlk günkü zor koşullarda yaptığım açıklamada dediğim gibi, samana kazık çakmak kolay iş değildir. Doğruya doğru demek dışında hiçbir şansımız yoktur.
“Eski bakanın işi ne kadar bildiği belli”
Geçmişte bu işi bildiği varsayılan bakanlardan bir açıklama geldi: Ülkeye arpa ithal eden kurumlarla aramda ilişki olduğunu söyledi. Bu ülkeye arpa sadece TÜK tarafından ithal edilmektedir. O çok bildiği söyleyenlerin ne kadar bildiği net bir şekilde anlaşılmaktadır. Tarım konusunda bilgili olduğumu değil ama öğrenmeye açık olduğumu hep ifade ettim.
7 aydır bu görevi üstlendim. Sorunların tamamı 7 ayda meydana gelmişse, sorumluluğun tamamını üstleniyorum. Sorunlar, benden önceki bakanların da eseridir.
Yaşadığımız eylemlilik süreci demokratik teamüller çerçevesinde devam ettiği sürece, bizim açımızdan kabul görmektedir. Demokrasi dışı yönelimler söz konusu olduğu zaman, hele de siyasi etkilerin zümre çıkarlarının önüne geçtiğini görürsek, o zaman da yanlışa imza atarız.
“Kıbrıs Türk halkı, yıllardır çocuğunun tabağından yemek yiyerek yol almaya çalıştı”
Ne halleri varsa görsünler diyenler bu kıyası yapmak zorundadırlar. Basit bir değerlendirme yerine hesap kitaba dayalı gerçek bir değerlendirmeyi yapmak zorundalar. Kıbrıs Türk halkı, yıllardır çocuğunun tabağından yemek yiyerek yol almaya çalıştı. Şu anda çocuklarımızın hayatı da ipotek altındadır. Önce çocuklarımıza hayatlarını iade edeceğiz, sonra da kendi ayakları üzerinde duran bir ülke yaratacağız.
Yorum Yazın