Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs Türkü’nün özgün kimliğinin korunmasının önemine vurgu yaparak, “Kıbrıs Türkü’nün kendine has farklılıkları bir zenginlik ve güzelliktir. Bunu böyle değerlendirmek ve illa ki aynılaşmak gibi bir yaklaşım sergilememek gerekir. Kıbrıs Türkü, yıllar içerisinde çeşitli doğal etkileşimler yaşayarak, bugünlere kendi özgün kimliğiyle geldi” dedi.
“Kendi topraklarımızda özgür bir toplum olarak, güvenlik ve eşitlik içinde yaşamak dışında bir hedefimiz yok. Başkalarının haklarında da gözümüz yok” diyen Akıncı, “O nedenle Kıbrıs Türkü’ne Atatürk’ten kaynaklanan barışçı bir dil yakışır, savaş çığırtkanlığı değil. Atatürk’ün “yurtta barış, dünyada barış” ilkesini sonuna kadar götüreceğiz. Sorun varsa, çözümünü dövüşerek değil, görüşerek arayacağız. Savaş çığırtkanlığına gerek yoktur” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, eşi Meral Akıncı ile birlikte, Büyükkonuk Belediyesi ile Eko Turizm Derneği işbirliğinde ve Telsim ana sponsorluğunda düzenlenen “20. Geleneksel Büyük Eko Gün”e katıldı.
Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre Akıncı, etkinlikte yaptığı konuşmada, “Burada kendimizi, Kıbrıs Türkü’nü buluyoruz. Akdenizliliği görüyoruz. Yöresel, yerel tatlarla zenginlikleri, kültürümüzü yaşıyoruz” diyerek şunları kaydetti:
“Karpaz’ın, Büyükkonuk’un kendi içinden doğmuş yöresel zenginlikleriyle güzelliklerini hep birlikte burada yaşıyoruz. Bu, bizim özgün kimliğimiz ve güzelliğimiz. Bunu muhafaza etmeliyiz. Kimliğimizin kendine has farklılıkları bir zenginlik ve güzelliktir. Böyle değerlendirmek ve illa ki aynılaşmak gibi bir yaklaşım sergilememek gerekir. Kıbrıs Türkü, yıllar içerisinde çeşitli doğal etkileşimler yaşayarak, bugünlere kendi özgün kimliğiyle geldi. Biraz önce dinlediğimiz Aytaç Çağın’ın kemanının sesinde, sevgili kızının flütünde, rahmetli Kamran Aziz’in ezgisinde Kıbrıs Türkünü bulduk. Az önce kadınlarımızın oynadığı Dillirga’da kendimizi bulduk.”
“KIBRIS TÜRK TOPLUMU, LAİK VE DEMOKRATTIR”
Kıbrıs Türkü’nün kültürel değerlerine eklenen başka hasletlerinin de geliştiğini dile getiren Cumhurbaşkanı, “1920’lerden beri Kıbrıs Türkü, Atatürk ilkelerine bağlı demokratik, laik bir toplum olarak gelişti. Bu zenginliğimizi de muhafaza edip daha da geliştireceğiz. Barışçı kimliğimiz de Atatürk’ten esinlenerek bugünlere geldi. Büyük önder, “yurtta barış, dünyada barış” dedi. Bu topraklarda savaşı da yaşayan bir toplum olarak, Kıbrıs’ta barış, yurtta barış, dünyada barış diyoruz. Bunun için uğraşıyoruz” şeklinde konuştu.
“ÇÖZÜM ODAKLI SİYASETTEN VAZGEÇMEDİK”
Kıbrıs’ta barış ve çözümü her ne pahasına olursa olsun zihniyetiyle değil, eşitliği, özgürlüğü ve güvenliği koruyan bir çözümü hedeflediklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Akıncı, “Bunu hedefledik, bunu hedefliyoruz. Çözüm odaklı siyasetimizden vazgeçmedik” dedi.
“Kıbrıs’ta yeri geldi savaştık ancak hiçbirinin sorumlusu biz olmadık” diyen Cumhurbaşkanı, Kıbrıs Türkü’nün 1950’lerde EOKA’nın Kıbrıs Yunanistan’a bağlanma hedefiyle karşılaştığını, 1963’te Yunanistan’a bağlanma amacıyla anayasadan kaynaklanan haklarının çiğnendiğini, 1974’te ise yine Yunanistan’a bağlanma amaçlı darbeyle karşı karşıya kaldığını hatırlattı. Konuşmasına, “Bunlara karşı ne yapabilirdik? Mücadele edip direnmek, bu topraklarda savaşmak zorundaydık” diyerek devam eden Cumhurbaşkanı, Türkiye’nin de yardımlarıyla bu mücadelelerden geçildiğini ve bugünlere gelindiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı konuşmasına şöyle devam etti:
“SORUN VARSA DÖVÜŞEREK DEĞİL GÖRÜŞEREK HALLEDİLİR”
“Kendi topraklarımızda özgür bir toplum olarak, güvenlik ve eşitlik içinde yaşamak dışında bir hedefimiz yok. Başkalarının haklarında da gözümüz yok. O nedenle Kıbrıs Türkü’ne Atatürk’ten kaynaklanan barışçı bir dil yakışır, savaş çığırtkanlığı değil. Atatürk’ün “yurtta barış, dünyada barış” ilkesini sonuna kadar götüreceğiz. Sorun varsa, çözümünü dövüşerek değil, görüşerek arayacağız. Savaş çığırtkanlığına gerek yoktur”.
“RUM TOPLUMU ZİHNİYET DÖNÜŞÜMÜ YAŞAMALI”
Rum tarafının, artık bir zihniyet dönüşümünü gerçekleştirebilmesi gerektiğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Akıncı, güneyde başkanlık seçim süreciyle çok önemli bir dönemden geçildiğini dile getirerek, “Bunun sonunda iş başına çözümün adını bile duymak istemeyen birileri de gelebilir. O zaman durum yeniden değerlendirilir. Ancak bu topraklarda ne olacaksa görüşerek olacak, ne olacaksa bir şekilde BM ile de güneydeki toplumla da görüşerek, uzlaşarak olacak, bunun başka yolu yok. Ancak kuşkusuz ki yıllardır denene ve sonuç üretmeyen metot ve yaklaşımlarla değil” dedi.
“HALKIMIZLA BİRLİKTE YÜRÜYECEĞİZ”
Ne BM ile ne de diğer uluslararası örgütlerle çatışmaya girmeye gerek olmadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Akıncı, “Ne istediğini bilen, haklarını korumasını bilen kararlı bir halk ve KKTC devleti olarak yolumuza devam edeceğiz. Hiç kimse yanlış düşüncelere kapılıp, günün birinde güneydeki Rum devletinin azınlığına dönüşmeye hazır bir toplum haline geleceğimizi kimse düşünmesin, bu yanlış hesaba kendini kaptırmasın. Ne istediğini bilen, barışçı kimliğinden uzaklaşmayan, hakkını görüşme masasında tescil etmeyi bilen, Kıbrıs Türkü’ne yakışan bir yaklaşım sergileyeceğiz. Yapmamız gereken budur ve bunu her zaman yakın ilişki içinde olduğumuz Türkiye Cumhuriyeti ile bugüne kadar olduğu gibi yakın istişare içinde yapacağız. Siyasi partilerimiz, sivil toplumumuz ve en önemlisi halkımızla birlikte yapacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Akıncı konuşmasını, daha iyi bir gelecek umudunun korunmasının Kıbrıs Türkü’nün adadaki varlığını sürdürmesi için taşıdığı öneme vurgu yaparak tamamladı.
Yorum Yazın