Türkiye’deki 15 Temmuz darbe sürecinin ardından yürütülen Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) Soruşturması KKTC’ye de sıçradı.
Bu bağlamda KKTC’de yaklaşık 50 polisin sorgulandığı ve 200 polisin daha sorgulanacağı bilgisine ulaşıldı. Başlatılan soruşturmanın iş dünyası ve üniversitelerde de devam edeceği öğrenildi.
KIBRIS Gazetesi’ne konuşan avukatlar, KKTC’deki Ceza Yasası'nın böyle bir soruşturmaya uygun olup, olmadığını ve böyle bir soruşturmanın ne üzerinden yapılabileceğini değerlendirdi.
Avukatlara göre, KKTC Ceza Yasası üzerinden, bir kişiye böyle bir durumda dava açılabilmesi için fiilen bir örgüte katılması veya eylemde bulunmuş olması gerekiyor.
Başlatılan soruşturmanın cezai değil idari bir soruşturma olabileceğini kaydeden avukatlar, buradaki amacın da kişilerin FETÖ ile ilişkilerini inceleyip, ne boyutta olduğunu sorgulamak olabileceğini söyledi.
Yücelen: İdari soruşturma başlatıldı
Avukat Hasan Yücelen, şu anda yapılan soruşturmanın cezai bir soruşturma değil, idari bir soruşturma olduğunu söyledi.
Cezai soruşturmanın, bir suç tespit edildiğinde yapıldığını, bir suçla ilgili soruşturma olduğunu kaydeden Yücelen, idari soruşturmanın ise içişlerinin aksi ve hilafında yapılan bir soruşturma olduğunu belirtti.
Yücelen, şu anda yapılanın bir tutuklama ya da cezai bir soruşturma olmadığını ifade ederek, “İdari olarak, bu terör örgütü denen FETÖ ile ya da o zihniyetle bağı olanların soruşturulmasıdır” dedi.
“BYLOCK'u kullananlar araştırılıyor”
Yücelen araştırmanın daha çok FETÖ tarafından kullanıldığı bilinen “BYLOCK” haberleşme ağı içerisindeki kişiler üzerinde yapıldığını söyledi ve şu şekilde konuştu:
“Biliyorsunuz, Türkiye’de daha önce polis akademisi kapatıldı. Çünkü korkunç olarak hakimdi. Bu nedenle KKTC'deki polis örgütüne de yansımalarının olduğu düşüncesiyle sanırım bu hareket başladı. BYLOCK, yani kullandıkları haberleşme ağının içerisinde bulunanlar üzerinden soruşturma yapılıyor. Bu soruşturma ile BYLOCK üzerinde kullanıcılar varsa bunlarla ilgili soruşturma yapılıyor.”
“Ceza davası gelebileceğini düşünmüyorum”
Yücelen, Ceza Yasası bakımından herhangi bir soruşturma ya da ceza davası gelebileceğini düşünmediğini söyledi ve Ceza Yasası'na göre dava açılması için fiilen bir örgüte katılması veya eylemde bulunmuş olması gerektiğini anlattı.
Hasan Yücelen, “Buradaki amaç, bu örgütle bağlantısı olanların tespit edilip, ne derece bağlantılarının olduğunun saptanması ile ilgilidir” dedi.
Mamalı: Dıştan gelen emirle yapılıyor
Avukat Barış Mamalı, önceki gün ve dün medyadan öğrenilen bilgilere göre Polis Genel Müdürlüğü’nde bazı polis mensupları hakkında Türkiye’deki “FETÖ” meselesi hakkında bir soruşturma yapıldığını kaydetti ve şu şekilde konuştu:
“Bu soruşturmanın ‘Denetleme Kurulu’ tarafından yapıldığı ileri sürülüyor. Ben evrensel hukuk kaidelerinden olan ‘masumiyet karinesi’ ışığında, hakkında soruşturma yapılan kişiler üzerinde durmuyorum. Ben bu noktadaki büyük resmi ve hukuksuzluğu göstermek arzusundayım. Bu soruşturmayı talep edenlerin esasta Türkiye olduğu açıktır. Polis örgütümüz dünyanın hiçbir yerinde eşi benzeri olmayacak şekilde başka bir ülkenin genelkurmay başkanlığının atadığı bir generalin emir ve komutası altında tutulmaktadır. Polisin ipleri buradaki yönetimin, sivil iradenin elinde değildir. Polisin hakimi olan GKK Komutanı aynı zamanda Türkiye Ordusu’na bağlı, oradan emir alan bir subaydır. Belli ki bu soruşturma bu kanaldan gelen emir doğrultusunda yapılmaktadır. Kısacası kendi ülkemizde esamemiz okunmamakta, dıştan gelen emirlerle soruşturmalar yapılmaktadır.
“Somut deliler yok”
Mamalı, Türkiye'deki cemaatçilerin KKTC'deki polise de bulaşmış olması durumunda bunların ayıklanması gerektiğini ancak, bu konuda somut deliler olmasının şart olduğunu söyleyerek, şu ifadeleri kullandı:
“Bir diğer husus ise, bu konuda sunulan dosya nedir ki, biz buna inanıp insanlar hakkında soruşturma yapıyoruz? Hükümetin böyle bir dosyadan haberi var mı? İnceledikleri bir dosya bulunuyor mu? Eminim ki bunun cevabı hayırdır. Adına ‘idari soruşturma’ diyorlar ama bence bu bir kamufledir, aldatmacadır. Eğer bu soruşturma ‘FETÖ’ adını taşıyorsa yapılan düpedüz terör soruşturmasıdır. ‘İdari soruşturma’ kisvesi altında Türkiye savcılığı için ileri bir soruşturma yapılıyor. Polis Örgütü Yasası’nda ‘Denetleme Kurulu’nun polis mensuplarının işlerini, eylemlerini, hal ve hareketlerini denetleme ve soruşturma yetkisi vardır. Yani işlerini düzgün yapıyorlar mı, disipline uyuyorlar mı bunları araştırır ama burada şimdi ‘Denetleme Kurulu’ hukuki hiçbir yasal yetkisi olmadan terör soruşturması yapıyor. Türkiye’deki cemaatler bizim polise de bulaşmışsa bunların ayıklanmasını tabii ki isterim ama bundan önce böyle bir soruşturmayı gerektirecek somut deliller var mı onun bilinmesi gerekir. Çünkü dedikodulara dayanarak insanları soruşturmadan geçirmek insan haklarına aykırıdır. Bu olay bir kez daha bize polis örgütünün antidemokratik ve militarist yapısını gözler önüne sermiştir. Ben olaya bu gözle bakıyorum.”
Mesutoğlu: Dikkatli davranmak gerek
Deneyimli Avukat Hasan Nidai Mesutoğlu da bu tür konularda son derece dikkatli davranmak gerektiğini söyledi. Mesutoğlu, “İnsanları zan altında itham altında bırakmak doğru değildir. Daha önce de benzerleri oldu. Nereden hareketle bu insanlarla ilgili kavuşturma başlatıldı bilemiyorum. Yasa açıktır burada. Burada işlenmemiş bir suç için nasıl kovuşturma yapılabilir. Bence başlatılmaması gerekir” dedi.
Yorum Yazın