Kadına yönelik şiddetle mücadelede 5 yıllık Ulusal Eylem Planı açıklandı.
Şiddete uğrayan kadınların acil olarak cepten yakınlarına ve 183 sosyal hizmetler dairesi’ne ulaşmada kullanabilecekleri “panik butonu” uygulaması tanıtıldı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ersab Saner, “kadına karşı şiddetin önlenmesinde toplumsal cinsiyet eşitliği duyarlılığının artırılması ve zihinsel dönüşümün sağlanması son derece önemli”dedi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca 16-17 Mart tarihlerinde düzenlenen “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Çalıştayı” sonrasında oluşturulan beş yıllık Ulusal Eylem Planı bugün düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı.
Çeşitli sivil toplum örgütü, kadın örgütü ve üniversite temsilcilerinin de hazır bulunduğu basın toplantısında açılış konuşmasını Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ersan Saner yaptı.
Bakan Saner, Ben yaptım oldu felsefesine karşı olduğunu ve birlikte paylaşarak “Biz yaptık oldu” şeklinde çalışılarak planı hayata geçirmeye çalıştıklarını kaydederek çalışmada emeği geçen STÖ temsilcileri, akademisyenler ve kadın örgütü temsilcilerine teşekkür etti.
Saner, şiddetin önlenebilmesi için toplumsal zihniyet dönüşümü sağlanmasının gerekli olduğunu, evde şiddete uğrayan kişinin ileriki hayatında bu şiddeti başkalarına yöneltmekten çekinmediğini ifade etti.
Şiddetin ortaya çıkmadan önce yok edilmesi konusunda yapılacak çalışmaların ve şiddete uğrayan kişinin nasıl ayakta duracağı noktalarının başlıca konular olduğunu aktaran Bakan Saner, 5 yıllık eylem planı için 25 faaliyet düşünüldüğünü ve 5 temel hedefe odaklanıldığını açıkladı.
Bu başlıkları “Yasal Düzenlemeler”, “Farkındalık Eğitimleri ve Toplumsal Zihniyet Dönüşümü Sağlanması”, “Koruyucu ve Önleyici Hizmetler”, “Kurumlararası İşbirliği” ve “Rehabilitasyon Süreci” olarak açıklayan Saner eylem planında yer alan faaliyetlerin hayata
geçirilmesi için tüm ilgilileri işbirliğine davet etti.
Kadın “Panik Butonu” hakkında bilgi de veren Saner, İstanbul Sözleşmesi’nin ilgili maddeleri gereği devletin yasal ve diğer önlemleri alma sorumluluğu bulunduğunu ve şiddete uğrayan kadının “Panik Butonu” sayesinde yakınlarına ve 183 hattına konumlu bildirimde bulunabileceğini aktardı.
Şiddeti Önleme ve Danışma Merkezleri (ŞÖDAM) için projenin hazır olduğunu ve bütçenin hazırlandığını belirten Saner, şiddet mağduru kadınlara kira desteği için Vakıflar İdaresi’yle işbirliği yapılacağını da ekledi.
Sayıştay Koordinatörü Doç. Dr. Sibel Dinçyürek de sürece katkı koymalarını sağlayan Bakanlık yetkililerine teşekkür etti ve Çalıştayda izlenen yöntem hakkında bilgi verdi.
Çalıştay Moderatörü Doç Dr. Süheyla Üçışık Erbilen de DAÜ-KAEM olarak yıllardır bu tür çalıştaylara katkıda bulunduklarını belirtti ve coğrafi, kültürel, sosyal sınıf ayırmadan 21. yüzyıla taşınan şiddete karşı eylem planına geçildiğini anlattı.
Erbilen, tüm kurumların konuyla ilgili üzerine düşeni yapması gerektiğini, İstanbul Sözleşmesi’ne imza koymanın bunun KKTC’de bir iç hukuk olması anlamına geldiğini kaydetti.
Sadece hukukun yetersiz kalacağını, aynı zamanda uygulamaya da geçmesinin gerekli olduğunu belirten Erbilen, toplumsal zihniyet dönüşümünün yolunun eğitimden geçtiğini ve kadına şiddetin aynı zamanda bir insan hakkı ihlali olduğunu anlattı.
Konuşmaların ardından Sosyal Hizmetler Dairesi Müdürü Aydan Başkurt, “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ulusal Eylem Planının” sunumunu yaptı. Daha sonra “Panik Butonu” ile ilgili kamu spotu izlendi. Bakan Saner de “Panik Butonu” uygulamasını çalıştırarak canlı denemesini gerçekleştirdi.
“Panik Butonu” uygulaması bir akıllı telefon vasıtasıyla şiddete uğrayan kişinin önceden belirlediği 2 numaraya ve istemesi halinde 183
Sosyal Hizmetler Hattına konum da bildirerek tek tuşla mesaj atmasına olanak sağlıyor.
Kadından Yaşama Destek Derneği (KAYAD) adına söz alan Avukat Mine Atlı da, Bakan Saner’in aile içi şiddet ve kadına yönelik şiddet konularında tarihe geçecek bir icraata imza attığını kaydederek, bununla birlikte bazı noktaların aydınlığa kavuşturulması ve bazı çekincelere cevap verilmesinin de gerekli olduğunu belirtti.
Atlı, “Ev İçi Şiddet Yasa Önerisi”nin ortaya çıkarıldığını ve bu yasanın Meclis gündemine gelmesi ve Meclis’ten geçmesi için Bakan Saner’den destek istedi.
Adli yardımın olmayışı veya bütçesinin yetersiz olabileceği yönünde düşüncelerini de dile getiren Atlı, bütçeye konulan meblağın 15-20 kadına anca yetecek bir miktar olduğunu ve bu konuda yeni bir düzenlemeye gidilmesi gerektiğini savundu.
Atlı ayrıca, 183 “Panik Butonu” sistemini “prematüre” olarak değerlendirerek sistemin uygulamaya geçmesi için henüz erken olacağını, öncelikle şiddetle ilgili, polis vb. görevlilerin eğitimine önem verilmesi gerektiğini ifade etti.
Atlı ayrıca 183 servisiyle ilgili görevli bayan personelin tek başına görev yapmak yerine, 7/24 devrede olacak bir çözümle vardiya sisteminde dönüşümlü çalışacak daha fazla personele ihtiyaç duyulduğunu sözlerine ekledi.
Yorum Yazın