Avrupa Rohingya Konseyi (ERC) Başkanı Dr. Hla Kyaw, Myanmar’da gördükleri zulümden dolayı Bangladeş’e geçen Arakanlı Müslümanların topraklarına dönüşü için iki ülke arasında imzalanan anlaşmayı ve Arakan’daki son durumu AA muhabirine değerlendirdi.
Myanmar ordusunun, silahlı militanlarla mücadeleyi öne sürerek Arakan’da sivillere düzenlediği saldırılarda, 25 Ağustos’tan bu yana binlerce Müslüman hayatını kaybederken, etnik temizliğe dönüşen saldırılarda 300’e yakın köy, ordu ve fanatik Budistler tarafından yok edildi. 600 binden fazla Arakanlı Müslüman dağlık bölgeler, nehir ya da deniz üzerinden Bangladeş’e kaçtı.
Bangladeş yönetimi, Arakanlı Müslümanların topraklarına dönüşü için sık sık çağrılarda bulunuyor. Bu kapsamda, Myanmar ve Bangladeş hükümetleri arasında 23 Kasım’da bir anlaşma imzalandığı duyuruldu.
Anlaşmaya göre, Myanmar’a dönmek isteyen kişiler Bangladeş’e geçmeden önce Myanmar’da yaşadıklarına dair belge sunmak zorunda. Ancak 1982’de vatandaşlık hakları ellerinden alınan Arakanlı Müslümanların Myanmar’da kaydı bulunmuyor. Anlaşmada Bangladeş’e geçen Arakanlı Müslümanlara verdiği belgelerin de Myanmar hükümetinin “onay” sürecinden geçmesi gerektiği belirtiliyor.
Söz konusu anlaşma, uluslararası insan hakları savunucularının tepkisini çekerken, “Myanmar hükümeti uluslararası baskılardan kaçmaya çalışıyor” yorumlarına neden oldu.
Kyaw, böyle bir anlaşma olacağını beklemediklerini ve endişe duyduklarını dile getirerek, şunları kaydetti:
“Bu anlaşma uluslararası toplumu kandırmak için yapıldı. Myanmar hükümeti, Arakanlı Müslümanlara yaptıklarından dolayı şu anda Birleşmiş Milletler ve uluslararası toplumdan baskı ve eleştiri alıyor. Myanmar hükümeti ve ordusu bu anlaşma ile cezalardan kaçmak istedi. Arakanlı Müslümanların geri dönüş anlaşmasında olumlu hiçbir şey görmüyoruz.”
Arakanlı Müslümanların hayatlarını kurtarmak için bölgeden kaçtıklarına ve bazılarının üzerinde kıyafeti bile olmadığına, bu durumda da belgelerini yanlarına alamadıklarına dikkati çeken Kyaw, “Bu önceden planlanmıştı. Ordu evleri yaktı ve ortada belge kalmadı. Myanmar hükümeti, bilerek bu şartları koştu, böylece insanlar geri dönemeyecek.” değerlendirmesinde bulundu.
Anlaşmayı “kabul edilemez” ve “uygulanamaz” olarak niteleyen Kyaw, “Bangladeş hükümeti sadece Arakanlı Müslümanları geri göndermeye odaklandı. Myanmar hükümeti hepsini geri alsa bile Arakanlı Müslümanlara zulmetmeye devam edecek.” ifadelerini kullandı.
Bangladeş’teki Arakanlı sığınmacı kamplarına giden ve son iki ayını burada geçiren Kyaw, kamplarda tanıştığı Arakanlı Müslümanların birçoğunun güvenlikleri ve vatandaşlık hakları sağlanana kadar Myanmar’a geri dönmek istemediklerini
söylediğini aktardı.
“Arakan, şu anda bir kara delik gibi”
Bangladeş”te kaldığı süre boyunca sınır bölgesi ve tarafsız bölgeye de gittiğini dile getiren Kyaw, “Pek çok insanla görüştüm her hikaye çok korkunç. Dinlemeye başlayınca gözyaşlarınıza hakim olamıyorsunuz. Arakan’da yaşananlar soykırımın da ötesinde.” şeklinde konuştu.
Arakan’a şu anda uluslararası basının erişimi olmadığına ve içeriden haber geçilemediğine işaret eden Kyaw, “Arakan, şu anda bir kara delik gibi. Kimsenin bilgisi yok.” dedi.
Kyaw, Arakan’da şu anda Müslümanlara ait evlerin ateşe verilmeye devam edildiğini ve Müslüman erkeklerin suçsuz yere tutuklandığını belirterek, “Arakan’da kalan Müslüman erkekleri ülkeden kaçırmaya çalışıyor çünkü ailelerinin de onlarla gideceğini biliyorlar.” ifadelerini kullandı.
Arakanlı Müslümanların hemen hepsinin Türkiye’nin Arakanlı Müslümanlar konusunda oynadığı büyük rolü bildiğine dikkati çeken Kyaw, “Türkiye, hem uluslararası siyasette önemli adımlar atıyor hem de yardım faaliyetlerinde Türkiye bir numaralı ülke.” diye konuştu.
Kyaw, “Arakanlı Müslümanlar krizini aşmak ancak kalıcı siyasi çözümle mümkün olur. Bu çözüm de uluslararası toplumu harekete geçirmek ve BM güvenlik güçlerini Arakan’a getirmekle olur.” dedi.
Yorum Yazın