“Özbakım becerileri, olağan gelişimde olan veya yetersizliği bulunan çocukların hayatta bağımsızlığa adım atmaları için çok önemlidir. Yemek yeme, giyinme, tuvalet ihtiyacını giderme gibi beceriler temel özbakım becerileri olarak düşünülürken, diş fırçalama, banyo yapma ise daha karmaşık olan özbakım becerileri olarak düşünülür” diyen Çakmak, olağan gelişimdeki çocukların mevcut eğitim olanaklarından faydalanarak veya anne, baba ve arkadaşlarını model alarak günlük yaşam becerilerini kazandığını, görme yetersizliğinden muzdarip çocuklarda ise çevresindeki kişiler doğrudan gözlenemediği için akranlarına göre bu özbakım becerilerinin öğrenilmesinin daha geç olduğunu ifade etti.
Anne ve babaların sorumluğu büyük
Çakmak, “Aile, görme engelli çocuğun geçireceği her gelişim basamağında görme duyusu haricindeki diğer duyuların çocuk tarafından aktif bir şekilde kullanılmasını sağlamalıdır” diyerek, görme engellilerin görme duyusu dışındaki duyularını aktif olarak kullanmayı öğrendiklerinde yaşantılarını ve deneyimlerini daha kolay bir şekilde kazandığını dile getirdi. Çakmak, görme engelli çocuğun diğer duyularını kullanması esnasında anne baba üzerine büyük bir görev ve sorumluluk düştüğünün unutulmaması gerektiğini vurguladı.
Küçük yaşlardan bu yana kazanılan söz konusu becerilerin, çocuğun okul yaşamını ve ilerleyen yıllarda, toplumda bağımsız bir birey olmasına olumlu etkilerde bulunduğunu belirten Çakmak, görme engelli çocukların özbakım ve günlük yaşam becerilerini edinmesinin önemli olduğunu ifade etti. Çakmak, özbakım ve günlük yaşam becerilerini edindirmek için hazırlanacak bir eğitim programının kişisel temizlik, giyinme ve soyunma, giysilerin katlanması, yiyecek hazırlama, yemek yeme, para tanıma ve kullanma, sosyal iletişim, telefon kullanma ve zaman kullanımı maddelerini içermesi gerektiğini ve görme engeli olan çocuklarda bu becerilerin doğal olarak ediniminin zor ve riskli olduğunu söyledi. “Görme engelli çocukların bu becerilerin birçoğunu öğrenmede aile veya bakıcılarının rehberlik etmelerine gereksinimleri vardır” diyen Çakmak, bu rehberliğin çocuğun engelinin türüne, derecesine, yaşına, gereksinimlerine ve gelişimsel özelliklerine göre aile ve öğretmen tarafından karşılıklı olarak belirlenmesi gerektiğini söyledi.
Görme engelli çocuklar, erken yaşlardan itibaren özbakım ve günlük yaşam becerilerinin öğretimine yönelik eğitim almadıklarında, özbakım becerilerini kazanmalarının uzun zaman aldığını söyleyen Çakmak, ailede çocukla ilgilenen kişi; çocuğa yemeğini yedirme, kıyafetlerini giydirme gibi özbakım ve günlük yaşam becerileri ile ilgili ihtiyaçlarını giderirken, çocukla ilgilenen kişinin aktif, görme engeli olan çocuğun ise pasif bir durumda olduğunu belirtti. “Bu durumun olası nedeni, ailede çocukla ilgilenen kişinin çocuktan tepki almakta zorlanması veya çocuğunun yetersizliği nedeniyle bu becerileri kendisinin yerine getirmesinin görevi olacağı düşüncesi etkili olabilir” diyen Çakmak, görme engelli çocuğun bu becerilere yönelik ihtiyaçlarının annesi tarafından karşılanması sürecinde çocuğun pasif bir durumda olması onun psikomotor becerilerde güçlenmesi yolunda da engel oluşturduğunu dile getirdi. Çakmak, bu nedenlerden dolayı görme engeli olan çocuk, bu becerileri gören akranlarından daha ileri yaşlarda bağımsız olarak yerine getirebildiğini ve bu bağlamda, anne-babaların çocukları için ilk eğitimciler olduğu dikkate alınırsa, anne-babaların eğitilmesinin tüm toplumun eğitimi için önemli olduğu gerçeğinin ortaya çıktığını belirtti.
Okulda öğrenilen becerilerin evde anne babalar tarafından geliştirilmesi önemli
“Çocukların daha üretken ve başarılı olma şansını artırmak amacıyla; ana-baba eğitimini planlarken, özellikle çocuklarının ihtiyaç duydukları konular üzerine yoğunlaşmak ailelerin ilgisini çekmesi ve faydalanma oranını arttırmak açısından önemli sayılabilir” diyen Çakmak, anne babaların, çocuklarını diğer insanlardan daha iyi tanımaları ve çocuklarına bir uzmandan daha fazla zaman ayırabilecek olmaları, okulda öğrenilen becerilerin evde anne babalar tarafından geliştirilmesinin öğrenilenlerin etkililiğini arttırması, anne-babaların engelli çocuklarına eğitici olmalarını destekleyebilecek görüşler olarak kabul edildiğini dile getirdi. Çakmak, çocuklarının eğitimine aktif katılımlarını sağlamak üzere verilen aile eğitimi hizmetlerinin, anne-babaların çocuklarıyla ilgili belirli amaçları gerçekleştirmelerini sağlamak üzere uzmanlarca sistematik olarak yürütülen etkinlikleri içerdiğini, aile eğitiminin temelinde, çocuğun sağaltımını sağlayıcı veya genişletici rol almalarını sağlayan bilgi ve becerileri kazandırma düşüncesi yatmakta olduğunu vurguladı.
Yorum Yazın