LAÜ yerleşkesi Atatürk Büstü önünde gerçekleşen anma töreni, Rektör Prof. Dr. Mehmet Ali Yükselen tarafından Atatürk Büstü’ne çelenk bırakılması ile başlayarak, saygı duruşu ve İstiklâl Marşı’nın söylenmesi ile devam etti. Törene LAÜ Rektör Yardımcıları’nın yanı sıra fakülte dekanları, bölüm başkanları, öğretim üyeleri ve görevlileri ile bölüm müdürleri, çalışanlar ve öğrenciler katıldı.
Atatürk’ü Doğru Anlamak Paneli
Anma töreninin ardından, LAÜ Rauf Raif Denktaş Eğitim Kompleksi Konferans Salonu’nda oturum başkanlığını Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Saadettin Yıldız’ın yaptığı “Atatürk’ü Doğru Anlamak” konulu panele geçildi. Panelde Dr. Fazıl Küçük Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Çelenk, Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölüm Başkanı Doç. Dr. İhsan Tayhani ve Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Nazım Muradov birer konuşma yaptılar.
Yıldız: “Gerçekten büyük olan insanları, devlet adamlarını, sanatkarları doğru anlamazsak, doğru anlatma şansımız da kalmaz. Onları doğru anlatamazsak onlara haksızlık olur, dolayısıyla biz Atatürk’ü doğru anlamak adına bugünkü panelin adını ‘Atatürk’ü Doğru Anlamak’ koyduk” diyerek, paneli başlattı.
Çelenk: Atatürk kadar eğitime önem veren başka bir lider yoktur
Konuşmasında Atatürk’ün eğitimci tarafını sunan, Atatürk’ün eğitim alanında yaptığı yeniliklere dikkat çeken Çelenk, Osmanlı Devleti’nde 1860 yılından sonra eğitim alanında geleneksel ve modern olmak üzere iki farklı okulun olduğunu, bu okulları yönetmek amacıyla iki farklı bakanlığın kurulduğunu dile getirdi. Dünya’nın hiçbir yerinde iki başlı bir eğitim sisteminin olmadığını vurgulayan Çelenk, Atatürk’ün 1924 yılında Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile eğitimi birleştirdiğini belirterek, “Cumhuriyeti kuran Mustafa Kemal Atatürk kadar eğitime önem, destek veren, eğitimde elini bizzat taşın altına koyan, O’nun gibi bir lider yoktur” dedi.
Tayhani:Atatürk yalnızca bir asker değil çok yönlü bir devlet adamıdır
Atatürk’ü doğru anlamanın kolay olmadığını, Atatürk’ün yalnızca kendini defalarca kanıtlamış başarılı bir asker, ulusal bir kahraman değil, bir düşünür, çok yönlü bir siyaset, adamı, gerçek anlamda bir entellektüel, bir filozof olduğunu belirten Tayhani, Atatürkçü düşünce sisteminin her şeyden önce anti-emperyalist ve anti-kapitalist bir öze sahip olduğunu, Atatürk’ü doğru anlayabilmek için ‘Batılılaşma ve Çağdaşlaşma’ kavramlarının da iyi çözümlenmesi gerektiğini ifade etti. Atatürk’ün “Garplılaşma” yerine “Muasırlaşma” yani “Çağdaşlaşma” ya vurgu yaptığını açıklayan Tayhani, Atatürk’ün kendine özgü tez ve tespitlerinin olduğunu, Türk Tarih Kurumu, Türk Dil Kurumu ve Türk Hava Kurumu’nu batı medeniyetlerinden önce kurarak onların önüne geçtiğini dile getirdi.
Murodav: “Atatürk çeşitli aydınların bilgi ve birikimlerinden yararlanırdı”
Atatürk ve Türk Dünyası Aydınları, Atatürk ve Azerbaycan, Atatürk’ün Nahçıvan Politikası ve Atatürk’ün Alfabe Devrimi olmak üzere konuşmasını üç ana başlıkta topladı. Muradov, Atatürk’ün, Ziya Gökalp başta olmak üzere çeşitli aydınların bilgi ve birikimlerinden yararlandığını belirtti. Ayrıca Muradov, Türk dünyasının uzun yıllar boyunca Arap Alfabesi’ni kullandığını, 1926 Bakü Türkoloji Kurultayı sonucunda Latin Alfabesi’ne geçme kararının alındığını ve bu karar sonrasında Atatürk’ün 1928 yılında Harf Devrimi yaptığını söyledi.
Panel öncesinde Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü son sınıf öğrencisi Hasan İnan, Halim Yağcıoğlu’nun yazdığı “Atatürk’ten Son Mektup”, Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili, ve Edebiyatı Bölümü birinci sınıf öğrencisi Burak Enes Çınar da, Ümit Yaşar Oğuzcan’a ait “Mustafa Kemal’i Düşünüyorum” adlı şiirlerini okudular. Ayrıca Atatürk’ü anlatan kısa metrajlı bir görsel sunum da izlendi.
BASIN VE HALKLA İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ
Yorum Yazın