GAÜ Millenium Kongre merkezinde gerçekleştirilen panelin moderatörlüğünü, GAÜ akademiyeni ve Emekli Büyükelçi Hasibe Şahoğlu gerçekleştirirken, panele; Vakıflar İdaresi Genel Müdürü Prof. Dr. İbrahim Benter, Yüksek Mahkeme eski Başkanı Taner Erginel, araştırmacı Dr. Nazif Öztürk ve akademisyen Prof. Dr. Derviş Deniz’in konuşmacı konuşmacı olarak katıldı. Panelde, Maraş’taki vakıf mallarının tarihsel, hukuki ve siyasi boyutuyla irdelendi.
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan, GAÜ Siyasal Bilimler Fakültesi Dekanı prof. Dr. Aykut Toros, vakıflara verilen önem ve özenin demokrasinin en önemli göstergelerinden olduğunu belirterek, dünyanın, vakıflar konusunda Kıbrıs’tan öğrenecek çok şeyi olduğunu ifade etti.
Vakıflar İdaresi Genel Müdürü Prof. Dr. İbrahim Benter ise konuşmasında, Vakıf mallarının, vakıf malı olmaktan çıkarılmasının insani değerlere aykırı etik olmayan bir durum olduğunu vurguladı.
İngiliz Sömürge döneminde ve 1960-74 yılları arasında, adanın yüzde 90’ını oluşturan Vakıf mallarının, vakıf malı olmaktan çıkarıldığını anımsatan Benter, bu konudaki süreç hakkında bilgi verdi.
Kapalı Maraş’ın Lala Mustafa Paşa Vakfı, Abdullah Paşa Vakfı ve Hacı Bilal Ağa Vakfına ait olduğunu ancak, İngiliz Sömürge dönemi ve Kıbrıs Cumhuriyeti döneminde şahıslara tapulandığını kaydeden Benter, bugün 4638 dönümlük kapalı Maraş’ta sadece 1 dönüm Vakıf Arazisi kaldığını kaydetti.
Araştırmacı prof. Dr. Nazif Öztürk, İngilizlerin Türklere ait Vakıf Arazilerini, kiralama yoluyla, Rumlar ve yabancıların üzerine çevirdiğini, söyledi.
Vakıf arazilerini kira yoluyla kullanan Rumlara, daha sonra yapılan yasal düzenlemeyle tapu verildiğini, Ahkam-Ül Evkafa aykırı olan bu uygulamanın Kıbrıs Cumhuriyeti döneminde de devam ettiğini belirten Öztürk, vakıf mallarında kiracıyken mal sahibi olan Rumların daha sonra, AİHM’de dava açarak tazminat talep ettiğini vurguladı.
Annan Döneminde ve sonraki müzakere sürecinde, Vakıf Malı olan Maraş’ın Rumlara bırakılmasını ve bazı siyasi partilerin “Maraş’ın KKTC yönetiminde, eski mal sahiplerine devredilmesi” şeklinde söylemlerini eleştiren Öztürk, Türk tarafının bu konuda daha bilinçli bir şekilde uluslararası alanda hak mücadelesi vermesi gerektiğini vurguladı.
Yüksek Mahkeme eski Başkanı Taner Erginel ise, Maraş’taki Vakıf mallarının hukuki boyutu hakkında bilgi vererek, Vakıf malları sorununun, adanın İngiltere’ye devriyle birlikte başladığını kaydetti.
Vakıf Malları ve Kıbrıs sorununda mülkiyet konusunun, ancak ve ancak, Global Mal Takası yöntemiyle barışçıl bir şekilde çözülebileceğini vurgulayan Erginel, bunun dışında, şahısları karşı karşıya getirecek farklı mahkeme süreçlerinin, adada yeni gerginliklere neden olarak, barış ortamını bozacağını ifade etti.
İngilizlerin, Sömürge döneminde yaptığı yasal düzenlemeyle, vakıf tapularını geçersiz sayarak, bu malları şahıslara çevirdiğini, bu mal sahiplerinin ise bugün, tazminat talebinde bulunduğunu bildiren Erginel, bu durumda mülkiyet konusunda, Uluslararası Mahkemelerin, eşitlik ilkesini uygulaması gerektiğine işaret etti.
1985’te yapılan KKTC anayasası ve referandumla, Rum mallarına devletin el koyduğunu ve devletin bu malları halka dağıttığını anımsatan Erginel, İngiliz dönemindeki yasal düzenlemeyi tanıyan Rum kesimi ve uluslararası mahkemelerin, aynı prensiple hareket ederek, KKTC tapularını kabul etmesi gerektiğini söyledi.
Akademisyen Profesör Doktor Derviş Deniz ise, Kıbrıs Vakıflar İdaresinin, kayıp Vakıf mallarına sahip çıkması gerektiğini vurgulayarak, Ahkam-ül evkaf kurallarının, 1960 anayasasına net olarak belirtilmiş olan üstünlüğünü savunulması gerektiğine vurgu yaptı.
Deniz, Ahkâm-ül Evkaf kurallarına aykırı olan yasa ve maddelerin, geçersiz olması ya da iptal edilmesi için anayasa mahkemesine müracaat edilmesi ve bu şekilde Ahkâm-ül Evkafın üstünlüğü sağlanması gerektiğini söyledi.
Yasal durumu netleştirmek için hukukçulardan ve akademisyenlerden oluşan bir çalışma grubu kurularak, vakıf malları konusundaki iddialara yasal zemin hazırlanması gerektiğine de işaret eden Deniz, Cumhuriyet meclisinde, gerekli yasaların çıkartılması için çalışma yapılması ve bunun sonucunda da tüm vakıf mallarının tekrar vakıf malı olarak yeniden tapu kayıtlarının yapılması gerektiğini kaydetti.
Yorum Yazın