KTOEÖS Başkanı Tahir Gökçebel ile KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil, kamusal, nitelikli, bilimsel, demokratik, laik eğitimden yana olduklarını belirterek, devlet okullarında yaşanan sorunların çözümlenemediğini, bunun bilinçli bir şekilde yapıldığını savundu.
Basın toplantısında eğitimde yaşanan sorunları içeren bir bildiri dağıtıldı.
Bildiride eğitimin her alanında yeni bir anlayışla dizayn edilmeye ihtiyaç olduğu, nitelikli, çağdaş, kamusal, parasız, demokratik, laik ve bilimsel bir eğitim anlayışının ilköğretimden üniversite kademlerine kadar yeniden dizayn edilmesi gerektiği kaydedildi.
Bildiride, “Bir ülkenin sorunlarının toplamının ortadan kalkması ancak böyle bir eğitim anlayışı ile mümkündür” ifadeleri kullanıldı.
GÖKÇEBEL: “SORUNLAR ÇÖZÜLMÜYOR”
KTOEÖS Başkanı Tahir Gökçebel, kamusal eğitimin bitirilmek istendiğini, sorunları bilinçli bir şekilde çözümlenmediğini ileri sürdü.
Devlet okullarının eksik kadrolar, altyapı eksiklileri, bütçe sorunları ile boğuştuğunu söyleyen Gökçebel, “sorunları” dile getirerek, yaz dönemi boyunca bunları gidermeye yönelik çalışma yapılmasını istediklerini belirtti.
Gökçebel, ombudsmanın son dönemdeki kararlarına bakıldığında, yasaların uygulanmadığının görüldüğünü kaydetti.
Hükümetin kaynak olmamasını gerekçe göstererek örneğin öğretmenlerin hazırlık ödeneğini ödemediğini söyleyen Gökçebel, bazı farklı sektörlere kaynak bulunabildiğini savundu.
Eğitim sistemini eleştiren Gökçebel, “Yaratılan eğitim sistemi bu ülkeye yapılan en büyük kötülüktür” ifadelerini kullandı.
Yaz döneminin eğitimde sorunların ve sıkıntıların giderileceği bir hazırlık dönemi olarak iyi kullanılması gerektiğini söyleyen Gökçebel, bu yapılmazsa yeni eğitim yılının kaosla açılacağını savundu.
ELCİL: “EKSİKLİKLER YAZ DÖNEMİNDE GİDERİLMELİ”
KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil, bir yıllık sürede üç hükümet ve eğitim bakanı değiştiğini ancak eğitimde yaşanan sorunlara karşı duyarsızlığın değişmeden devam ettiğini söyledi.
Tatlısu köyünde bir okulda yaşanan soruna değinen Elcil, bazı öğrencilerin karnelerini almak üzere okula gelmemesi üzerine yapılan araştırmada, öğrencilerin Yarköy’de bulunan “Süleymancı Tarikatı”na ait evlere eğitime gönderildiklerinin ortaya çıktığını savundu.
Elcil, tarikatın Girne, Lefkoşa, Gazimağusa bölgelerinde evleri olduğunu ve öğrencilerin bu evlerde “beyinlerinin yıkandığını” iddia etti. Konuyu Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerinde aktarmak istediğini ancak yetkili bulamadığını savunan Elcil, polise de ihbarda bulunacağını söyledi.
Kıbrıs Türk toplumunun yeniden dizayn edilmeye çalışıldığını iddia eden Elcil, inanç ve düşüncelerle oynandığını, buna kimsenin engel olmadığını savundu.
Eğitimdeki eksikliklerle ilgili bilgi veren Elcil, özel eğitim ve rehberlik psikolojik danışmanlık öğretmenine ihtiyaç duyulduğunu, altyapı eksiklikleri olduğunu, Denetleme Kurulu’nun çalışmadığını, çalıştırılmadığını okullara cari bütçe ayrılmadığını savundu.
Sorunların bakanlığa aktarıldığını ancak çözülmediğini ileri süren Elcil, “Milli Eğitim Bakanı’nın eğitimden anlamayan bir kişi olduğunu” iddia etti.
Elcil, üç aylık yaz döneminde okullardaki eksikliklerin giderilmesini, şimdiden tedbir alınmasını talep etti.
ORTAK BASIN BİLDİRİSİ
İki sendikanın ortak basın toplantısında, eğitimdeki sorunların anlatıldığı ortak bir basın bildirisi dağıtıldı.
Bildiride, yıkılma tehlikesi altında 1974’ten kalma bina, sıra, sandalye, depo, su boruları, tuvalet, sorunlu elektriğe sahip onlarca okulda halkın çocuklarına eğitim vermeye çalışıldığı ifade edildi.
Açıklamada, “Kasıtlı olarak öğretmen fazlalığı var politikaları estirerek her yıl onlarca okul müdürsüz, muavinsiz, öğretmensiz, atölye-bölüm şefsiz, hademesiz, sekretersiz eğitim yılını tamamlar duruma getirilmiştir. Öğretmen, eğitim sorunları altında ezilmektedir. Çift kadro uygulaması, düşük maaş, sosyal şartlara sahip çalıştırılmakta ve hiçbir destek görmeden eğitim vermesi beklenmektedir” ifadeleri kullanıldı.
Eğitimin, üretimden, gerçeklikten koparıldığı, aktif, yaratıcı, sorgulayan, demokrat bireyler yetiştirme amacından saptırıldığı iddia edilirken, öğretmenlik mesleğinin statüsünün düşürüldüğü, “ücretsiz kamusal eğitim hakkının bitirildiği, fırsat eşitsizliği yaratıldığı savunuldu.
Devlet okullarının bütçesi olmadığı belirtilirken, yasalar, tüzüklerin çağdışı kaldığı, yeni yasalara ihtiyaç duyulduğu kaydedildi.
Bu sorunların bitmesi için ülkede katılımcı bir yapıyla, eğitim anlayışının değişmesi gerektiği ifade edilirken, Eğitim Şurası kararlarının yokmuş gibi davranıldığı iddia edildi.
Açıklamada, “Eğitim siyasilerin oyuncağı, misyonerlik alanı olmaktan çıkarılmalıdır. Eğitimin her alanında yeni bir anlayışla dizayn edilmeye ihtiyacı vardır. Eğitim bir insan hakkıdır. Nitelikli, çağdaş, kamusal, parasız, demokratik, laik ve bilimsel bir eğitim anlayışı ilköğretimden üniversite kademlerine kadar yeniden dizayn edilmelidir. Bir ülkenin sorunlarının toplamının ortadan kalkması ancak böyle bir eğitim anlayışı ile mümkündür” ifadelerine yer verildi.
Ortak açıklamada, “Kamusal eğitim, devlet okullarımız sahipsiz bırakılmayacaktır. öğretmenlerin ve sendikaların yok edilme güdüsü ile hareket edilmesine müsaade edilmeyecektir” ifadeleri kullanıldı.
Yorum Yazın