Eşinden ayrıldıktan sonra; önce maddi gücünü, sonra otizimli çocuğunu, son olarak da evini kaybetti, vatandaşı olduğu ne Yunanistan ne de "Kıbrıs Cumhuriyeti", ona destek çıktı...
Salgının etkili olduğu, sokağa çıkma yasağının uygulandığı şu günlerde, apartmanların, inşaatların altında kalarak yaşam savaşı veren kadın, Çarşamba sabahı kendisine uzanan 'sihirli' bir el sayesinde yeni bir hayata başlamak üzere. Tam da bu nedenle adını vermek istemiyor, sadece kendisine uzanan ele teşekkür edip, başından geçenleri anlatmak istiyor...
Yıllar önce, KKTC'de, Kıbrıslı bir Türkle evlenen ve zorlu bir hamilelik süreci geçirdikten sonra, otizimli bir bebek dünyaya getiren kadın, yaşadıkları sorunlar nedeniyle eşinden ayrılıp, çocuğuyla beraber, yine Lefkoşa'da yaşam sürmeye devam etti.
Hem Türkçesi hem de Yunancası iyi olduÄŸundan, Yunanistan'daki gazeteler için çeviriler yapıyor, turistlere rehberlik ediyordu. Fakat otizmli çocuÄŸunu gönderdiÄŸi okulun günlük ücreti 180 TL idi ve bu ödemeyi haftada 4 kez yapması gerekiyordu.Â
ÇOCUĞU ELİNDEN ALINDI...
Kiralık bir evde yaşamaları ve çocuğun eğitim masraflarını kaldıracak gücü kalmayan kadın, iddiasına göre Sosyal Hizmetler Dairesi'ne, destek için başvuruda bulunmak istedi, dairede kocasıyla karşılaşıp kavga etti ve otizimli çocuk "maddi imkansızlık" nedeniyle elinden alındı...
SOKAKLARA DÜŞTÜ...
Yaşananlar, kadının hayatındaki çöküş sürecinin başlangıcı oldu, son olarak evinden de çıkarılarak adeta sokaklara düştü ve son 26 gününü, apartmanların ya da inşaatların altında, parklarda geçirdi...
"KIBRIS CUMHURİYETİ VATANDAŞI OLDUĞUM İÇİN UTANIYORUM..."
Bu süreçte, varandaşı olduğu Kıbrıs Cumhuriyeti'nden yardım talep ettiğini, Güney'e geçip yeni bir umut yaratmak istediğini fakat karşılık bulamadığını ifade eden acılı kadın,  gözleri yaşlı bir şekilde "Bana sahip çıkmadılar, çok üzgünüm..." dedi.
PANTOLONU ÇÜRÜDÜ, SON UMUDUNU DA KAYBETTİ
Sokakta geçirdiÄŸi süre zarfında pantolonu çürüdü ve arka cebinde bulunan cep telefonu kayboldu. Zaten ÅŸarj etmesi de zordu çünkü çevrede onu gören insanlar banyo yapması ya da yemek yemesi için evlerine çağırıyordu ama o bu tekliflerin çoÄŸunu geri çeviriyordu...Â
"SAATİN 5 BUÇUK OLDUĞUNU SABAH EZANIYLA ANLIYORDUM"
O günlerde yaşadıklarını, aslında şu cümleleri açıklıyordu:
"Saatin 5 buçuk olduğunu sabah ezanıyla anlıyordum. Uyuyamıyordum. Bunları hak etmediğimi düşünüyordum..."
ÅžANS Ä°ÅžTE...
Son olarak salı günü aklına bir fikir geldi. 2019 yılında, Yunanistan'daki bir gazete için, iş insanı Yaşam Ayavefe ile ilgili bir araştırma yapmış ve çevirisini göndermişti. Araştırmasında, Avafe'nin yardımsever bir iş insanı olduğunu öğrenmişti. O gün parkta oturdu ve parktan geçen insanlardan telefonlarını kullanmayı talep etti. Hedefi, kendi şifresini unuttuğundan, başkalarının Facebook'u üzerinden Yaşam Ayavefe'ye mesaj atmak ve durumunu bildirip, yardım etmesini istemekti. Gün içerisinde, birkaç kişinin telefonu üzerinden mesaj göndermeyi başardı ve parkta umutsuzca oturmaya devam etti...
Bir anda, ancak filmlerde olacak 'sihirli' bir dokunuş gerçekleşti ve Yaşam Avavefe, gönderilen mesajları okudu, KKTC'deki koordinatörlerine, kadına yardım etmeleri için talimat verdi. Ertesi sabah, Ayafe'nin çalışanları, kadına ulaşmıştı...
Çalışanlar, mesaj gönderdiği Facebook hesaplarından, kadının lokasyonuna ilişkin bilgiler alarak, onu bulmuştu...
ARTIK YENÄ° BÄ°R EVÄ° VE UMUTLARI VAR
Kadın, hemen Girne'deki bir eve yerleştirildi, eşyaları alındı, gıda yardımında bulunuldu. Ayrıca işi de neredeyse hazır. Artık, yeni bir hayata başlıyor...
Â
Kıbrıs Postası'na verdiÄŸi röportajda, son sözleri şöyle oluyor:Â
"Tek istediğim, yeniden ayağa kalkıp, maddi gücümü toparlamak ve çocuğumu geri kazanmak. Yeni bir hayata başlıyorum... Yaşam Ayavefe,  hayata geri dönmem için yaptığı yardımı bir ömür unutmayacağım. Ne kadar teşekkür etsem azdır."
Â
Yorum Yazın