Güney Londra’da verdiği ve Kıbrıslı Türkler yanında İngiliz vatandaşlarının da katılımıyla gerçekleşen konferansta Özersay “bir yandan ülkeyi yönettiği iddiasında olan mevcut siyasiler, diğer yandansa uluslararası toplum Kıbrıslı Türklerin ihtiyacı olan şeyleri askıya almak için sürekli olarak Kıbrıs müzakerelerini bir bahane olarak kullanıyorlar. İçeride gerekli olan onca reform beklerken, kurallar uygulanmazken, denetim yapılması gereken yerde denetim yapılmazken, insanların hızla sisteme inancı bütünen erozyona uğrarken bizim siyasilerimiz müzakere sürecini dillerine dolayarak gündemi değiştiriyor ve sorumluluklarını unutturmaya çalışıyorlar. Müzakere sürecinin önemsiz olduğunu söylemiyorum, ancak sorumsuz siyasilerin iş yapmayarak hayatımızı askıya almak için buldukları en önemli kaçış noktası haline dönüştüğüne dikkat çekmek istiyorum” dedi.
Bu Nasıl Bir Adalet Anlayışıdır?
Özersay ayrıca uluslararası toplumun önde gelen aktörlerinin de iş Kıbrıslı Türkler için atılacak adımlara gelince “zaten çözüm süreci devam ediyor, Kıbrıs sorunu çözüldüğünde sizin sorununuz da çözülür” diyerek müzakere sürecini istismar ettiklerini ve geçmişte verdikleri sözleri yerine getirmiyor oluşlarını gizlemeye çalıştıklarını vurguladı. Müzakerelerin başlaması ertesinde iki taraf arasında üstü kapalı bir uzlaşı şeklinde “sürece odaklanma ve doğal gaz çalışmalarını ileri götürmeme” yaklaşımının Kıbrıslı Türkler aleyhine delinmekte olduğunun da altını çizen Özersay “bugün Kıbrıs Türk tarafı müzakereler gerekçe gösterilerek bu bölgedeki doğal zenginliklere dair çalışmalarına ara vermişken Kıbrıs Rum tarafı neredeyse tüm faaliyetlerini son sürat ileri taşımaktadır. O zaman sorarım bu nasıl bir adalet anlayışıdır? Buna dayalı olarak müzakereleri askıya alalım ya da biz de sismik araştırmaya başlayalım demiyorum ancak bizim faaliyetlerimiz için müzakereleri bahane olarak kullananların dikkatine Kıbrıs Rum tarafının faaliyetlerini bir an önce getirmek gerekir diye düşünüyorum. Şu anki durum hiç bir biçimde adil olmadığı gibi, bu sürecin başarısı açısından potansiyel da olumsuzluk olarak karşımızda durmaktadır” dedi.
“Sürece Dair Eleştirilerim, Sürece Olan Desteğimin Göstergesidir”
Konferans sırasında sorulan bir soru üzerine Özersay müzakere süreci konusunda bilgilendirme yapmadığını, kendisinin müzakere masasındaki bir isim olmadığına da dikkat çekerek “bilgilendirme sorumluluğu, süreci yönetme işi, bu görevi şu anda yürütenlerde, başta da Halkın seçtiği Cumhurbaşkanımızdadır. Ben kendi bildiğim ve gördüğüm ölçüler içerisinde toplumuma karşı sorumluluğumu yerine getiriyor ve doğru bulmadığım ya da sakıncalı gördüğüm noktaları gündeme taşıyorum. Ama bunun yanında geçmiş dönemden farklı olarak bu dönemde doğru ya da olumlu bulduğum hususları da dile getiriyorum. Bunu yapmamın da tek bir nedeni vardır: Sürece dair eleştirilerim, bu sürecin başarılı olmasını istememdendir, sürece olan desteğimin göstergesidir” dedi. “Günün sonunda iş işten geçtikten, geri dönülmez bir durum ortaya çıktıktan sonra konuşmanın bir manası olmaz, o nedenle daha baştan süreç devam ederken kendimize göre gördüğümüz eksiği noksanı söylüyoruz. Çünkü bu hepimizin geleceğiyle ilgilidir, Kıbrıs Türk halkının geleceğiyle ilgilidir” diyen Özersay konferans sonunda gelen çok sayıda soruya da yanıt verdi.
Kudret Özersay’a Britanya Kıbrıs Türk Derneği’nin daveti üzerine gerçekleşen Londra temasları sırasında Tolga Atakan ve Ramadan Beysun da eşlik ediyor. Bu akşam bu kez Kuzey Londra’da Toplum Merkezi’nde Türkçe olarak bir konferans daha verecek olan Özersay’ın Pazartesi günü adaya dönmesi bekleniyor.
Yorum Yazın