Reformlara ihtiyacımız var
YDP Genel Sekreteri Enver Öztürk, küresel olarak hissedilen ekonomik sıkıntıların, 2 yıla yakındır coronavirüs ile krize dönmesi ve buna giderek derinleşen ekolojik krizi de eklendiğinde akıl birliğine vararak yol haritamızı çizmemiz gerektiğinin aşikar olduğunu söyledi.
Son yılların en çok tartışılan sorunlardan biri olan “ekolojik kriz”in bugün ön saflarda yerini almış durumda olduğunun altını çizen Öztürk, “Yakın zamanda yapılan çevre konferansları, çevre üzerine anlaşmalar ve uygulanan yaptırımların temelinde sürekli “sürdürülebilir büyüme ve kalkınma” kavramları yer almıştır. Yaşadığımız dönemde, temel üretim girdisi olarak kullanılan petrolün tükenmeye başlaması ve bunun üretim sektörü için önemli bir problem haline gelmesi çevre ve enerji sorununu görünür kılmıştır” dedi.
Öztürk konuşmasına şu şekilde devam etti:
“Bildiğiniz gibi, global krizde enerji sektörü en büyük payı almaktadır. Sürekli biçimde artan üretimden dolayı yenilenemez enerji kaynaklarının tükenme noktasına gelmesi yeni arayışlara yol açmıştır.
“REFORMLA YENİ BİR BÜYÜME TİPİ YARATMALIYIZ”
“Maliyenin her şeyden önce bir “refah işlevi” vardır” diyen Öztürk şunları da ekledi:
“Her ne kadar sosyal devlet anlayışı geçmişte kalsa da devletlerin kamu refahını sağlaması adına alması gereken önlemler ve yapması gereken müdahaleler asgari düzeyde de olsa gerçekleştirilmek zorundadır. Bu bağlamda, insanların yaşadıkları çevrenin temiz ve sağlıklı olmasının önemi son yıllarda daha da artmıştır. Koruyucu hizmetler çerçevesinde çevresel harcamalar ve yatırımlar “iradi yani kamusal bir plan” olarak görülmelidir ve uygulanmalıdır. Refaha yönelik çevresel müdahalelerinin özel sektöre bırakılamayacağı açıktır. Eğer toplumcu bir çevresel müdahale hareketinden söz etmek istiyorsak, gerçekleştirilmesi gereken farklı uygulamalar belirtilmek zorundadır. Piyasanın krizdeki sorumluluğu gün gibi ortadayken ve durum kamusal girişimleri, kamusal kuruluşları, kamusallaşma yoluyla ulusallaştırmaları, kamusal bir planlamayı gerektirirken bu araçlar neredeyse ortada yokturlar. Temel araç bir piyasa mekanizmasıdır: dışsallıkların içselleştirilmesi. Ekonominin istikrarlı büyümesi, ekonomik yapının sürekli iyileştirilmesi, kalite ve verimliliğin yükseltilmesi, ülkenin kamusal bütçe geliri ve ekonominin eş zamanlı olarak büyümesi gibi hedefler belirlenmelidir. Yani inovasyon ve reformla yeni bir büyüme tipi yaratmalıyız.
Çin Devleti Bilişim Merkezi; yeni dönemde yeni ekonomik yönelimler ile ilgili olarak, büyüme ile ilgili somut rakamlara verilen önemin azaltılmasından sonra, halkın yaşamı, çevre koruma ve yenilik yaratmaya önem verilmesi, gelecekteki ekonomik büyümenin önemli içerikleri olacak şeklinde bir açıklama yaptı.
Demek oluyor ki dünya ekonomisinin belirleyicileri de aynı fikir de; Yeni normal dönemde, ekonomik gelişmenin hedefi daha çeşitlendirilmiş ve somut olacak.
Küresel krizde Türkiye, 2023 yılı vizyonuna göre 2 trilyon ABD Dolarlık bir ekonomik büyüklüğe ulaşarak dünyanın ilk 10 ekonomisi içerisine girmeyi ve ihracat hacmini 500 milyar ABD Doları seviyesine çıkarmayı hedeflemektedir. Bu hedefe ulaşmak için en önemli misyonlardan biri hiç şüphesiz finansal hizmetler sektörünün üzerine düşmektedir.
Finansal hizmetler sektörünün mevcut gelişiminde lokomotif rolü bankacılık sektörü üstlenmiş bulunmaktadır.”
Yorum Yazın