Prof. Dr. Başustaoğlu, Sepsis’in, vücudun enfeksiyona karşı geliştirdiği kontrolsüz yanıt ile kendi doku ve organlarına zarar vermeye başlamasıyla ortaya çıkan bir hastalık olduğunu belirterek, ilk etapta, sıklıkla başka tıbbi sorunlarla karıştırılan ve belirtileri gözardı edilen sepsisin, erken tanı ve tedavisi uygulanmazsa; organda yetmezliğe, septik şoka, doku hasarına ve yüksek oranda ölüme yol açtığını söyledi. Sepsis’in; batı ülkelerinde prostat kanseri, meme kanseri ile HIV/AIDS’den daha fazla ölüme ve her yıl 5 milyondan fazla yenidoğan, çocuk ölümüne de sebep olduğunu söyleyen Başustaoğlu, vücutta birbirinden çok uzak bölgelerde yer alan ve vücudun savunma mekanizmasını oluşturan hücre ve dokuların ortadan kaldırabileceği kapasitesinin üzerindeki mikroorganizma varlığı ile ortaya çıkan, ağır bir klinik tablo olduğunu vurguladı.
Prof. Dr. Başustaoğlu açıklamasının devamında ise şunlara değindi;
"Sepsis, vücudun enfeksiyona verdiği cevap ile, kendisini gösteren bir hastalıktır. Cevabı ise, kendi doku ve organlarına zarar vermek şeklinde olabilir. Enfeksiyon, Hastanın dolaşım sistemi yani kan yolu ile diğer organlara ulaşır.Bu durumda, tüm organlar tehlike altındadır. Öyle ki sepsis, bazı vakalarda; akut organ fonksiyon bozukluğuna yani, ağır sepsis, ya da organ fonksiyon bozukluğuna eşlik eden hipotansiyona ki,septik şoka doğru ilerleyebilir. Tüm dünyada, sepsis nedeniyle; her yıl yaklaşık 20.000 ölüm görülmektedir. Sepsisin ilerlemesi, büyük oranda enfeksiyonun ilk saatlerindeki tedavinin, hızı ve doğruluğu ile belirlenir." sözleri ile hastalık hakkında bilgi verdi.
SEBEP; BAKTERİ VE MANTAR DAHİL OLMAK ÜZERE, ÇEŞİTLİ ENFEKSİYON AJANLARI
Sepsise sebep olabilecelek etmenler hakkında da bilgi veren Başustaoğlu;
"Hem bakteriler hem de mantarlar dahil olmak üzere, çeşitli enfeksiyon ajanlarına bağlı olarak ortaya çıkabilir. Bakteriyel vakalar, en sık rastlanan vakalardır. Enfeksiyon ile savaşmak üzere harekete geçen bağışıklık sistemi, septik semptomlara sebep olan hasarı ortaya çıkarır. Bağışıklık sistemi örneğin; enfeksiyona neden olan bakteri ile savaşırken, organa zarar verir. En sonunda organ yetmezliğine yol açar. Sepsis ile sonuçlanan enfeksiyonların en sık rastlanan birincil kaynakları, idrar ve üreme yolları ve solunum yolu enfeksiyonlarıdır. Sık rastlanan diğer enfeksiyon alanları; karın, abseler ve yara ya da cerrahi kesilerdir. Santral kateter kaynaklı kan dolaşımı enfeksiyonları da önemli enfeksiyonlar olup, enfeksiyon ajanları kan dolaşımına, damar içi araçlar yoluyla girebilir.”
Sepsis tanısında altın standart; kan kültürü testi olduğunu ifade eden Başustaoğlu, kan kültür testinin, hastalığa sebep olan mikroorganizmanın laboratuar şartlarında üretilmesi ve adının konması olduğunu, "Başka bir deyişle, kültür testinde bizler; enfeksiyona sebep olan mikroorganizmayı hızlı bir şekilde deşifre etmiş oluruz" dedi.
Yorum Yazın