Â
Virüsün belirtisiz ya da hafif belirtilerle seyretme oranının çocuklarda daha yüksek olduğunu ifade eden Ceyhan, "Dolayısıyla yaş küçüldükçe belirtili ya da ağır Covid-19 hastalığını daha az görüyoruz. Bu tabii hiç görülmüyor anlamında değil. Takip ettiğimiz, bazen hastaneye yatırdığımız hatta yoğun bakım ünitesine yatırdığımız ve sayıları çok yüksek olmasa da hayatını kaybeden çocuklar da var. 10 ile 18 yaş arası en yüksek bulaşıcılığın olduğu gruptur. Yani onlar yetişkinlerden de daha çok bulaştırıyorlar. 10 yaşın altında bulaştırıp, bulaştırmama tamamen o çocukların toplumla temasıyla ilgilidir. 18 yaş aralığının yüksek olmasının nedeni tamamen onların davranışlarıyla ilgilidir. Onlar daha çok temas ediyorlar; kontrolü biraz daha zor bir grup. Yoksa bulaştırıcılık çok yaş ile ilgili değildir" diye konuştu.
Prof. Dr. Ceyhan, salgında 2'nci dalga teriminin sadece 1919'da İspanyol gribinde vakaların dünyada tamamen sıfırlanıp, 2 ay sonra yeniden ortaya çıkmasına verilen bir isim olduğunu anımsatarak, "O yüzden 1'inci dalganın 2'nci artış dönemiyle, 2'nci dalga arasında önemli bir fark vardır. Salgında 2'nci dalga diyebilmek için bütün dünyada salgının bitmesi lazım. Bütün ülkeler hazırlığı bırakır, 2'nci dalga o zaman olur ve tehlikelidir. 1'inci dalganın 2'nci artış dönemi denildiği zaman ülkelerde tedbirler azalsa da devam ediyordur. İhtiyaç duyulduğunda hemen yeniden artırılabilir ve daha kolay kontrol edilebilir. Ben '2'nci dalga' denilmesini çok doğru bulmuyorum. Yeterince tedbirlere sıkı sıkıya sarılmazsak, daha 3'üncü, 4'üncü dalgalar görülecektir. Salgının özelliği budur. Salgın birdenbire aşağı inen çizgiler, birdenbire yukarı çıkan çizgiler gibi görülmez. Artış, azalış dönemleri olur. Tam salgın bitene kadar böyle bu şekilde dalgalanmalarla devam eder" ifadelerini kullandı.
Yorum Yazın